İlk itiraf...

198 56 5
                                    

Mirhan'ı görmeyeli tam 5 gün olmuştu. O günden sonra onunla hiç konuşmadım. Belki telefon numarasını alabilir ya da hastaneye ziyarete gidebilirdim ama hiç birini yapmadım. Ne kadar merak etsem de, ne kadar da özlesem de uygun olmazdı. Çünkü karşılıklı hiç konuşmadık duygularımız hakkıda, aramızda da bir şey yoktu, ne diye gidecektim ki yanına... Oda galiba benim gibi düşünüyordu, telefon numaramı almamıştı, isteseydi Ali'den numaramı isterdi.

Çünkü sürekli Ali'yle diyalog içersindeydik, birazda Eslem sayesinde tabii...

Ya onu çağırıyor yanımıza, ya da biz gidiyorduk. Bu sayede bende Mirhan hakkında iyi olup olmadığına dair bilgiler alıyordum. Her geçen gün daha da iyiye gidiyormuş, yaraları iyileşmiş biraz kaburgalarında ağrı kalmış, ona da şükürdü. Çünkü araba fena çarpmış kırık felan olmaması mucizeymiş. Vuran kişi çok ilgilenmiş Mirhan'la, her gün hastaneye gelip durumu iyi mi diye kontrol etmiş.

Aslında Mirhan'a bilerek vurmamış arabası arızalıymış. O günde tamirciye götürecekmiş, bir anda olan olmuş, engel olamamış kazaya... Tabi birazda Mirhan'da da suç varmış bakmamış hiç karşıya geçerken araba geliyor mu diye?

Zaten hiç bir zaman olacakların önüne geçemeyiz ki, o kaza her türlü olacaksa olurdu. Alnımızda ne yazıyorsa bir şekilde yaşamak zorundayız. Mirhan'ın alnında da o kaza yazılmış belki bu talihsiz olay olmasaydı ben duygularımı inkâr edecektim, belkide ondan uzak duracaktım. Her şerde bir hayır varmış derler ya aynen öyle oldu. Her şey çabuk gelişti belki ama ben onu ilk gördüğümde kalbimde bir şeyler hissetmiştim.

Aklımda  düşüncelerle otobüsten inip okula doğru yürüdüm, bugünde gelmezdi büyük ihtimal... Umutsuzluk içinde Eslem'in yanına gittim.

"Ooo bizim ki yine başka diyarlara göç etmiş."

"Efendim Eslem! "

"Ay bide efendim diyor, Liya'dan dünyaya, Liya'dan dünyaya artık bize dönüş yapsanız diyorum, kaç gündür yanımda ruhsuz ruhsuz dolanıyorsun."

"Haklısın Eslem kusur bakma biliyorsun işte!"

"Of of Liya sana aşk hiç yaramadı, başkaları mutluluktan uçar sen iyice dibe battın kızım."

"Eslem aşk dediğin iki kişi arasında yaşanıyor ya hani, birbirlerini görüyorlar falan işte, farkındaysan ben kaç gündür ne görüyorum, ne sesini duyuyorum."

Elini beline atarak bana sinirli bakış attı.

"Kızım oda senin saflığın, numarasını alıyım dedim sana, ay yok istemiyorum falan filanda işte böylede mecnunlara bağlarsın."

"Eslem biliyorsun neden istemediğimi sana da anlattım."

"Anlattın anlattın ama saçma bir neden neyse, sen onu görmeden dünyaya dönüş yapmayacaksın anlaşılan... Aman Allah'ım başka bir şey desem olurmuş belki!"

Eslem şaşkın şekilde karşıya bakıyordu, benim arkam dönük olduğu için neye şaşırdığını anlamadım.

"Ne oldu Eslem neye bakıyorsun? Sen!" Dememle kafamı bir çevirdim ve o an yeşil gözlere denk geldim. Yeşil gözlü gelmişti, bana şahane gülüşünü yolluyordu. Önce rüya sandım her zamanki halüsinasyonlar diye.

"Eslem benim gördüğümü sende görüyorsun dimi Mirhan orada!"

"Liya sana dünyaya dön diyorum ama sen kendi âlemindesin kızım, gel kolunu cimcikleyim de kendine gel!"

Elma ŞekeriDove le storie prendono vita. Scoprilo ora