Yeniden aşık olmaktan utanıyorum

18 7 0
                                    

Bazı kokular insanın geçmişine ağır bir yolculuklarla sınar. Hastane kokusu gibi... Kötü anılar vardır. Kimi sevdiğini bırakmıştır orada kimi kendi canını...Oraya düşen ağır bir imtihandan geçer. Geçmesi zor bir imtihan, sonu belli olmayan bir sınav...Ben o sınavdan geçmiştim. Sırtımda hissettiğim acının anısı şuan bile kendini hissettiriyordu.

Bugün bu koku vurulduğum ana beni tekrar götürmüştü. Sırf sevgisine karşılık vermediğim için kuzenim tarafından sırtımdan vurulmuştum. O anlar tekrar gözümde canlanınca bir anda içim ürperdi. Hemen geçmişimden sıyrılıp şimdiki zamana döndüm. Karşımda yüzü solgun, bedeni fazlasıyla hırpalanmış yabancı yatıyordu. Gözleri kapalıydı, eğer açık olsaydı yüzüne bakamazdım.

En son onu bitgin halde bırakıp polisleri bulmaya ana yolu çıkmıştım. Sonuç ise bulmuştum ve hastanedeydik. Yabancının durumu hiç iyi değildi. Yarası enfeksiyon kapmış ve fazla kan kaybettiğinden tamamen halsiz düşmüştü. Tabii işin içine kavga dövüş girince vücudu artık kaldıramamıştı.

Doktorlar hemen yarasına müdahale ettiler. Sonra serumuna ne ilaç kattılarsa kendini tamamen uykuya bırakmıştı. Bense bir sandalyede oturmuş elimi çeneme yaslamış onu izliyor ve şu iki gündür olan olayları düşünüyordum. Yabancıyla yeterince
sınırları aşmıştım. Yeterince duygularımızı birbirimize belli etmiştik ve bu ikimiz içinde hiç iyi değildi. Özellikle benim kalbim için...
Çünkü yastaydı. Atmak için, mutluluk için yastaydı. Hemde en imkansız olana...

Onun en yakın arkadaşı ve ben kalbindekilerini dile getirmemeye çalışıyordum ama susmuyordu.
Düşünceler içinde kaybolunca bir an nefesim daraldı. Yerimden kalkıp pencerenin önüne geçtim. Bakışlarım gökyüzünü bulunca içime bir şeyler oturdu. Yine hüzünlü gibi duruyordu. Birazdan yağmurunu serbest bırakacakmış gibi. Yağmur bana hep hüznü hatırlatıyordu, gökyüzünün ise bu denli olması Mirhanın elimden kayıp gitmesini.Şimdide öyle oluyordu sanki bana mesaj yolluyormuş gibi. Yanlış yoldasın Liya, yanlış duygulardasın diyordu.

Aklımdaki bu düşünceler beynimi kemirirken daha fazla dayanamadım. Arkamı dönüp son defa ona baktım. Bir daha bakmamak niyetiyle yüzünü inceledim. Sol gözümden bir damla düşüp yüzümde hissettirince kendime gelip koşar adımlarla odadan kaçtım. Kendimden, duygularımdan en çokta ondan kaçtım.

Bir daha böyle hissetmemek için bir karar vermem gerekiyordu ve kararım onu bir daha görmemek olacaktı. Eğer onu görmeye devam edersem ne onun için iyi olurdu nede benim için...Kaderin benim için yazdığına boyun eğemezdim. Özellikle onun ismi benimkiyle yanyanaysa alın yazımızda hiç gözyaşı eksik olmazdı. Ve ben artık gözyaşımı limitimi çoktan doldurmuştum.

****

"Liya sencede inadını bırakıp yabancıyı araman gerekmiyor mu?"

"Eslem sencede bu konu artık kapanması gerekmiyor mu? Bir haftadır aynı konu ve sen hiç vazgeçmiyorsun."

Evet konumuz bir haftadır yabancıyı neden arayıp sormamamdı. Eslem'le bir haftadır bu konuyu tartışıyorduk ve bir türlü onu ikna edememiştim. Daha doğrusu oda beni ikna edememişti. Benim ikna olmayışımın sebebi ondan kaçmamdı. Çünkü böyle karar vermiştim. En son yabancı baygınken onunla vedalaşıp hastaneden koşar adımlarla ayrılmıştım. O gündür bugündür ne konuşmuştum nede sesini duymuştum. İşin ilginç yanı ise oda beni hiç aramamıştı hatta bize saldıranlar hakkındaki bilgiyi bir polis aracıyla iletmişti. Böyle önemli bilgiyi gelip kendi konuşmak yerine başkasını yollaması beni çok kızdırmıştı.

Tamam ben hiç aramamış olabilirdim ama konu bize saldıranlardı. Baş şüpheli ise Mirhanın ablasıydı. Elimizde ise onun işlediğine dair bir kanıt yoktu. Polisin anlattığına göre yabancının ilk işi iyileşir iyileşmez onu göz altına almış ama ellerinde kanıt olmadığı için serbest bırakmışlardı.Adamların verdiği ifadede işe yaramamıştı. Üstelik dosyayı bir hırsızlık sebebiyle tamamen kapatmışlardı.

Elma ŞekeriDonde viven las historias. Descúbrelo ahora