Kalbimdekiler dilime ağır geliyor

48 7 0
                                    

"Bahçada yeşil çınar
Boyun boyuma uyar
Ben seni gizli sevdim
Bilmedim alem duyar
Ben seni gizli sevdim
Bilmedim alem duyar"

Dudaklarımdan dökülen bu sözler, en sevdiğim türkü, bizim şarkımız...Mirhandan sonra cesaret edip hiç dinlemedim. En son bana bu şarkıyla veda etmişti. Ben seni gizli sevdim, içimin en derinlerinden sevdim dercesine...

Yıllar sonra yıldızlara bakarak dudaklarımdan dökülen bu türkü, Mirhan'lı günlerime dönmemi sağlamıştı. Hasretimi bir nebzede olsa gidermişti. Ben kendi içime öyle dalmıştım ki Eslem'in geldiğini bile duymadım.

Yanıma oturup başını omzuma koyarak oda benim gibi gökyüzünü izlemeye başladı.

"Ne güzel söylüyordun devam etsene, hem bu türküyü ilk defa senden duydum. Çok güzelmiş."

Kalbimde ki hüzünle Eslem'e tebessüm ettim..
"Bu bizim şarkımızdı, yıllardır hiç dinleyemiyordum. Bugün öyle söyleyiverdim."

Benim sözlerimden sonra Eslem'in yüzüde hüzne bürünmüştü. Hep böyle oluyordu, ne zaman bana Mirhan'ı hatırlatsa pişman oluyordu. Çünkü biliyordu, canımın nasıl yandığını...O yüzden konuyu hemen kapatıp başka bir şey konuşmaya başladı.

" Ayaz Beyle ne konuştunuz bugün? Onunla konuştuktan sonra bir sinirle eve girdin. Seni uzun zamandır bu kadar sinirli görmemiştim."

Evet uzun zamandır kimse beni bu kadar sinirlendirmemişti. Hayatıma karışılmasından hiç hoşlanmıyordum.

"Ne söyleyebilir aynı şey, yok hayatım tehlikedeymiş yok polisler burada duracakmış.İstemiyorum dedikçe ısrar etti. Birde sen bana Mirhandan emanetsin diyor ya!"

"O ne demek niye öyle bir şey söyledi sana? Mirhan seni ona mı emanet etmiş."

İşte beni düşündüren asıl mesele buydu. Beni ona nasıl emanet edebilirdi? Bunu söylemesi için öleceğini biliyor olmasıydı. Gerçi hissetmişti ama bu kadarını hiç sanmıyordum.

"Aman Eslem neyse ne, hiç onu düşünemem. İki gündür gördüğüm adamı tanımam etmem. Hem bana karışma hakkını da ona vermedim."

"Liya o polis haklı, gerçekten tehlikedesin. Mirhan'ın ablası sana takmış gibi gözüküyor. Düşünsene bir, geçen hafta arabanın biri senin üstüne sürmüştü. Biz yanlış gördük dedik ama bence öyleydi. Daha geçen ay bir cafenin tuvaletinde kilitli kaldın. Biri seni oraya bilerek kitlemişti. Bunlar tesadüf olamaz. Daha bir sürü böyle tehlikeler atlattın. Bence hepsinin arkasında o abla var."

Bende öyle düşünüyordum ama elimden bir şey gelmiyordu.Belki oda kardeşinin acısını böyle unutmaya çalışıyordu. Benimle uğraşarak ve ben hiç korkmuyordum. Ölümden zerre kadar korkum yoktu, çünkü ölüm benim için vuslat olacaktı.
Bu konuyu kapatmak için, yerimden kalkarak Esleme elimi uzattım.

"Hadi bakalım eve geçelim benim hazırlanmam lazım! Biliyorsun bugün kardeş günü!"

Bugün ailemden bana kalan tek parçamı görecektim. Onların bana yaptıkları tek iyilik, canım kardeşimdi. Her hafta sonu babam İstanbul'dan kardeşimi getiriyor, muhakak beraber geçiriyorduk. Ama onunla konuşmuyorduk, bir camın arkasından sadece birbirimize bakmakla yetiniyorduk.

Aslan'la ise bir kafede buluşup akşama kadar sohbet ediyorduk. O anlatıyor ben dinliyordum. Konuşan sadece gözlerimdi. Suskunluğuma, yüzümdeki buruk gülümsememe tek ilaç olan oydu. Tabii küçük Mirhan'ı saymazsak.

Ailemle tek bağlantım kardeşimdi, yıllar önce nasıl arkamı döndüysem bir daha da yüzümü onlara dönmedim. İlk zamanlar sadece telefonla konuşuyorduk sonraları ise, hala dedemin yanında olmaları içimde ki kredilerini de tüketmişlerdi. Ben aramayınca onlar aradı ama hiç bir zaman dönmedim. En sonunda pes etmek zorunda kaldılar.

Elma ŞekeriWhere stories live. Discover now