Pippa' ın uyuduğu odanın kapısını araladı ve Belina' a sarılarak uyuduğunu gördü. "tanrım seni korusun seni küçüğüm" diye fısıldadı. Kapıyı kapadı ve yabancı olduğu evde uyandığı odayı, karanlık koridorda duvara dokunarak yürüdü ve döndü. Francesco yastığına sarılmış uyuyordu. Huzursuz ve rahatsız görünüyordu. Isabella yatağa çıkarken genç adam gözlerini açmıştı.
Gözlerini açmaya çalışırken "nereye gittin?" diye sordu. "Pippa' a baktım" dedi. Adamın kolları arasında yerini alıp başını yastığa koydu.
"için rahat etmedi değil mi?" diye sordu Francesco. Isabella yüzünü görmediği o adamı gözlerinin kapalı olduğunu ve her an uykuya dalacağını tahmin etti. "elimde değil. Sizin için endişe etmekten kendime alıkoyamıyorum" dedi. Olabildiğince sokulup sıcaklığına sığındı. "üşümüşsün" dedi Francesco.
"ısınıyorum" dedi genç kadın.
***
Öğlene doğru, şakaklarında yer etmiş bir ağrıyla uyandığında odada yalnızdı. Üzerine yatağın kenarına bırakılmış sabahlığı geçirdi ve çıktı. Üç odalı küçük evi hızla gezdi. Belinda ve Pippa mutfaktaydı. Geldiğini gören Pippa oturduğu sandalyeden yere atlayıp yanına koştu ve beline sarıldı. "yanına gelmek istedim ama babam izin vermedi anne" dedi. Isabella kızı kucaklayıp, sarıldı. "bana hatırlat onu gördüğümde ilk anda kızalım" dedi ve yanağından öptü. Kucağında Pippa ile kuzeninin karşısındaki sandalyeye oturdu. Belinda onun için kahve doldururken "Pippa ile kaldığında için teşekkürler" dedi Isabella.
Belinda dudaklarını büzüp abartıyla "her zaman Il mio amore*" dedi.
"sen hep uyudun anne" dedi Pippa.
"özür dilerim kap kek. Kahvaltını bitirdiysen bana kahvemi içmem için kısa bir zaman ver. Sonra birlikte oyun oynayalım" dedi. Pippa kucağında dizlerini üzerinde durdu. Yüz yüzeydiler ve küçük kız yanaklarını ellerinin arasına alıp sıkıştırdı. "geleceksin ama" deyip söz aldıktan sonra sayısız kez öptü ve kucağından atlayıp mutfaktan ayrıldı.
"morgun kapısında dönmüş gibisin. Kahve ile bir ağrı kesici al ve banyoya gir. Pippa' ı oyalanırım" dedi Belinda.
"Kimse yok ve nerede olduğumuzu bilmiyorum" dedi Isabella. Belinda güldü ve "telefon, bilgisayarda yok. Dünya ile bütün bağlantımız kestiler" dedi. Yemesi için ona bir parça ekmek uzattı. "evin çevresinde korumalar var ve Simon onlarla" dedi.
"belki birkaç gazete getirmelerini isteyebiliriz" dedi Isabella.
"sen banyodayken sorarım" dedi genç kadın. Isabella kahvesini içtikten sonra Pippa' a göründü ve banyoya girdi. Kimin tarafından giydirildiğini bilmediği kıyafetlerini çıkarıp duş başlığının altına geçti. Gözlerinin kapayıp suyun altında dururken kulağının yanından geçen kurşunun sesi bozuk bir bant kaydı gibi sürekli olarak anı yerden dönüp devam ediyordu. Şakaklarına ritmik olarak vurması ağırını yok etmedi ve dahada şiddetlendi elleri. "lütfen... Lütfen... Lütfen" diye fısıldadı.
***
Banyodan çıplaklığını umursamadan çıkıp odaya döndü. Yatağın kenarına konmuş bavulu açtı. Uygun çamaşır ve kıyafetleri çıkarıp kenara koydu. Giyindi ve Belinda' ın baş ağrısı için verdiği ilaçtan bir tane daha içti. Pippa' ın oyun planına dahil olmak içtiği haptan daha etkili olmuştu.
Pippa öğle vaktini geçerken uykuya daldığında mutfakta bulduğu bir şişe şarabı açıp sandalyeye oturdu. Belinda istediği gazeteleri masanın üzerine bıraktığında geç kadın kadehini dolduruyordu. Önündeki üç gazete haberleri manşetlerini onun sahnede boylu boyunca uzanırken çekilmiş, yüzünden şaşkınlığı okunan fotoğraf kareleri süslemişti.
"çok kötü değil. İnsanlar senin için üzülmüş. Herkes saldırı kınamış" dedi Belinda. Isabella kuzenine 'gerçekten mi?'ı der gibi bakıp ardından gözlerini devirdi.
"kınayarak dünyayı yerinden oynatıp, ailemi tehdit eden insanların cezasını bulmaları dileyeyim o zaman" dedi. Belinda kollarını göğsünün altında bedenine sarıp, bacak bacak üstüne attı. "hadi dökül" dedi ardından.
"Francesco muhtemel bir saldırıyı ön görmüş olmalı ki günler öncesinden etrafımızı bir ordu ile sarıp sarmaladı ama bak" diyerek işaret parmağını göğsüne bastırdı. "ilk kez ölüme bu kadar yaklaştım. Tetiği kim çektiyse ölmemi istememiş olmalı, burnumuz dibine kadar girmiş. Eğer isteseydi şuan ölmüş olurdum. Pippa' a zarar verebilirdi. Ölmek umurumda değil. Sizlerden birine daha namlusunu çevirmiş olabilir. Bilmediğim bir evdeyim. Babamı 'iyiyim' demek için arayamıyorum. Bretha ve diğerlerini ile konuşamıyorum. Kimim ben tanrı aşkına? Neden bu önlemler?" dedi.
Konuşmalarına kulak misafiri olan Francesco "benim sevgilimsin" diyerek dahil oldu konuşmaya.
"sizi yalnız bırakayım" diyen Belinda' a. "lütfen kal" dedi Francesco. Cebinden çıkardığı telefonu masaya İsabella' ın önüne bıraktı. "beni telefonun. Diğer telefonundaki her şey aktarıldı hafızasına" dedi.
"seni dinliyoruz" dedi Isabella.
"iki ay önce aldık ilk tehdit notunu. Seçimden çekilmezsem dana zarar vereceklerini yazmışlar. Ciddiye almadım. Balayımızda çekilmiş bir fotoğrafının arkasına yazmışlardı ikinci not geldi ve en sonuncusu biz Toskana da iken Edward almış. Öldürmekten bahsediyorlardı" Isabella kadehini bitirdi ve elindeki bardağı yere fırlattı.
"ve sen bana söyleme gereği duymadın" dedi genç kadın. Belinda odasına ağlayarak uyanan Pippa' ın yanına gitmek için mutfaktan ayrıldı. Francesco kapıyı kapattı ve kadının karşısına geçti. Isabella kalkıp önünde durdu ve bir anda elini adamın yanağa geçirdi. Avucunun içi cayır cayır yanıyordu. Francesco savrulan başını dikleştirip yere inen gözlerini kadına dikti. "geçti mi?" diye sordu. "hayır" dedi Isabella.
Hissettiği korkunun merkezinde yer alan kadına "haklısın" dedi Francesco.
"evime gitmek istiyorum. Hemen" dedi genç kadın. Telefonunu aldı ve mutfaktan çıktı. Pippa' ın yanına gitti ve Belinda' ın kucağında ağlarken buldu. Kızı kucağına aldı "bardağı düşürdüm güzelim. Korkma tamam mı?" dedi. Yüzüne bakmak için dizlerinin üzerine oturttu. "evimize dönüyoruz" deyip gülümsedi. Gülümseyebilmek yaşadığı zor zamanda oldukça zor olsa da söz konusu Pippa Rossi ' idi. Dudakları onun için yanaklarına çekildi ve dişlerini hafifçe sergiledi. Pippa yumruk yaptığı eliyle gözlerini sildi ve "gidelim" dedi. Francesco "çıkabiliriz" dediğinde genç kadın kucağındaki kızla kalktı. "sıkı tutun kap kek" dediğinde Pippa kollarını boynuna, bacaklarını beline doladı. Isabella kıyafetlerini umursamadan kapıdan çıktı. Simon onları bekliyordu. Kadını başıyla selamladı ve önlerine geçip merdivenleri inmeye başladı. Isabella gün ışığına kavuştuğunda derince iç çekti. "neredeyiz?" diye sordu Simon' a.
"şehir merkezinin yarım saat kadar uzağındayız Sinyora Rossi" dedi. "teşekkürler Simon" dedi ve arabaya bindi. Belinda ve Francesco bindiğinde araba çalıştı. Evlerine gelene kadar sessizliğe gömüldü araba. Pippa kadının kucağından inmedi. Arabanın kapısı evin önünde açılırken francesco uyuya kalan kızı almak için kollarını uzattı. Pippa' yı babasının kucağına verirken bile tereddüt içindeydi genç kadın. "yoruldun Isabella" diyen adama hak verdi. Kolları uyuşmaya başlamıştı. Babasının kollarına geçerken uyandı. Francesco " geldik meleğim" dedi. Isabella arabadan inip etrafına baktı. Kapının önünde elinde ileri teknoloji silahları ile bekleyen polisler vardı. Evin kapısında onları Gabby gördüğünde Isabella kendini tutamayıp güldü. Francesco' a gösteriği sıcak gülümsemenin yanında Isabella' a beyaz dişlerini gösterip dudaklarını kapadı. Bella kadını görmezden gelip içeri girdi ve "Gabby Ravanelli beni kendi evimin kapısında karışılıyor. Olsa ölmüş olsam bandonun başında bayrağı o taşırdı" dedi karşısındaki adam. Hemen yanında duran kuzenine "makyajlı mı doğmuş bu kadın?" diye sorduğunda Belinda kahkaha attı. "burada olduğunuz için teşekkürler" dedi Francesco bütün kibarlığı ile. Isabella' ın beynini yakıp kavuran da buydu. Adamın her ne olursa olsun Gabby gösterdiği nezaket. Francesco' un gözlerine baktı 'gitsin' der gibi. Adam ağzını açmayınca kadına döndü ve "ailem ile yalnız kalmak istiyorum" dedi.
"nasıl?" dedi Gabby. Aleni kovuluşunu ilk duyduğunda anlamamıştı.
"şöyle. Ölüm tehlikesi atlattım ve kimseye güvenmiyorum. Güvenmediklerim listesinde sırayı ilk başta çekiyorsun, sonrasında ise üvey oğlun geliyor. Kocamın eski sevgisi ve büyük sponsorunun eşisin. Birbirimizi gördüğümüz ilk anda nefret ettik. Çarpık insan ilişkileriniz beni inan ilgilendirmiyor ve başımı güvende olduğuma inandığım evimde yastığa rahatlıkla koymak istiyorum" dedi.
"seni öldürmek isteyen ben değildim" dedi Gabby.
"umurumda değil" dediğinde arkadan yaşlı adamın sesi duyuldu.
"Isabella haklı Gabby. Palto ve çantanı al. Eve geçip beni bekle" dedi. Kadın itiraz etmek için ağzını açacak oldu ama konuşmaktan vazgeçip dudaklarını kapadı. Hizmetçinin getirdiği çanta ve paltosunu alıp çıktı. Francesco kızını odasına kadar eşlik et ve bende Isabella'a geçmiş olsun dileklerimi iletip sizi yalnız bırakacağım" dedi. Francesco "peki. Telefonla konuşuruz" dedikten sonra hızla merdivenleri çıktı.
"iyi olduğunu umuyorum" dedi Angelo.
"değilim" dedi Isabella. Başını öne eğip "gözümü sabahın saat beşinden beri açık ve bir daha kapanmadı. Kulağımda sürekli kurşunun havayı yararken çıkardığı ses var" dedi. Angelo karşısındaki kadını kollarından tutup kendine çekti ve sarıldı. "Bella" dedi. "ailene kimin zarar vermek istediğini bulacağıma sana söz veriyorum" dedi. Kadını kendinden uzaklaştırırken "dinlen lütfen" dedi. Sıcak ve içten gülümsemesi ne yazık ki Isabella' da tarafından karşılık bulmadı. Angelo anlayışla görünüyordu. "yakın zamanda görüşmek üzere. Belinda, Isabella kendinize iyi bakın" dedi. Giden adamın ardından Belinda "Gabby ile neden evlenmiş olabilir? İyi bir adama benziyor" dedi.
"onların dünyasında çıkar sevgiden önce gelir" dedi Isabella.
"farklı boyutlarda yaşıyoruz. Haklısın" dedi ve kolunu kadının omzuna atıp sarıldı.
"bence artık iyisin. Gabby Ravanneli' in Mor ile pembe arasında kalmış yüzü biraz olsun seni rahatlatmıştır" dedi. Isabella güldü ve kolunu kuzeninin beline atıp "beni odama götür kuzen ve sıcak bir şarap, biraz fokaçyo ,mereng, çikolata fondü, meyve ve biskotti bulabilirsin mutfakta.
"hamile misin?" diye sordu gülerek Belinda. Isabella başını iki yana sallayıp "benim bir bebeğim yok Belly ve ölümle burun buruna geldim. Bir bebeği arkamda bırakmak isteyeceğim son şey olur" dedi. Merdivenlerin başında konuşmalarını şahit olan Francesco' u gördüğünde omuzlarını silkti. "ne yalan mı söyleyeyim" dedi Isabella. Adamın yanından geçip odasına gitti.
"Isabella'a zaman vermelisin. O kötü bir şey olduğunda hep içine kapanır ayrıca sana kızgın ve kırgın" dedi Belinda.
"desteğin için teşekkürler" dedi Francesco.
***
Isabella elini aldığı tatlıyı ağzına atıp çiğnemeye başladı. "daha fazla yeme" dedi Belinda. Uyarısını umursamadan tabakta kalan son merengi çikolataya batırdı. "tatlıyı sevdiğimi bile bilmiyordum. Francesco ile birlikte olmak bende büyük bir farkındalık yarattı. Kendimi bulmamı sağladığı için ona teşekkür etmeliyim" dedi.
"Gabby ve Angelo buradaymış çünkü..." diye başladığı sözlerini Isabella tarafından bölündü. "çünkü o fahişe korkudan ölüp ölmediğimi görmek istedi" dedi.
"hayır sadece Francesco ile sabah burada buluşmuşlar. Durum değerlendirmesi için" dedi.
"sonuç?" dedi Isabella.
"Senin ve Francesco' un birlikte bir basın açıklaması yapmanız konunda karar kılmışlar" dedi. Isabella' ın kaşı yukarı doğru kalktı ve kavis aldı. "benim ne yapmak istediğimi sormaları saçma olurdu" dedi. Belinda' ın endişeli bakışları karşısında gözlerini devirdi ve "ne oldu?" diye sordu.
"yüzün kıpkırmızı. Şekerin yükselmiş olmalı" dedi genç kadın. Tabakları sernarvis arabasına koydu ve "Francesco' u çağıracağım" dedi. Isabella o an midesinin bulandığını hissetti. Başını sallamak ve şarabın verdiği bilinç karmaşasına neden olmuştu. Belinda odadan koşarak çıkarken Isabella banyoya gitmek için ayağa kalktığında başını taşıyamadı ve yere çöktü. Ellerinin ve ayaklarının üzerinde durdu ve yemek borusundan yükselen şeyin ağzından çıkmasına izin verdi.
"yine mi?" Francesco idi konuşan. "Doktoru ara ve buraya birini göndermesini iste. Isabella yine şeker komasına girmiş olmalı" dedi. Telefonunu Belinda' a uzatırken Francesco kadının yanında dizlerinin üzerine çöktü ve saç örgüsünü geriye aldı. Adamın dizlerine kusmuş bulaşmıştı. "tanrı aşkında! Ne kadar yedi?" diye sordu Francesco.
"ben ona durmasını söyledim ama durmadı" dedi Belinda. Sesi ağlamaklı geliyordu Isabella' ın kulağına.
"kimi arayacağım?" diye sordu Belinda.
"Doktor Maximiliano diye kayıtlı, gelene kadar ne yapmalıyız sor?" dedi Francesco.
"aşkım..." diye seslendi Isabella'a. Genç kadın ardı ağrına gelen öğürme isteğini bastıramıyordu. Midesinde ne var ne yok boşalmış olsa da durduramadı kendini. Kasılmaktan karına ağrı girmişti. Isbella' ı kucağına çekti ve yüzünü avuçları arasına aldı. "su içmesi gerekiyormuş" dedi. Belinda telefonu attı üzerine attı ve bir bardak su doldurdu. Francesco kadının bedenini kucaklayıp yatağın üzerine bıraktı. Belinda' ın verdiği su dolu bardağı kadının dudaklarına dayayıp "iç şunu" dedi. Isabella başını iki yana salladığında "iç yoksa zorla içiririm" dedi. Bardağı yavaşça kadının dudakları arasında dikti. Bardağı çektiği an Isabella yatağın yanına kayıp yine kustu. Doktor gelene kadar geçen yirmi dakikada içtiği üç bardak suyun sonuncusunu midesinde tutabilmişti. Şekeri yükselmiş ve aldığı alkolün etkisiyle kendinden geçmişti. Doktor damar yolundan hazırladığı ilaçlı solüsyonu verdi.
"çişini yapması gerek. Damardan su alması yeterli olmaz. Ağzından su verin. Alkol ve şeker ona pek iyi gelmemiş" dedi.
"teşekkürler doktor. Edward size eşlik edecek" dedi. Belinda giden iki adamın ardından "bu gece onunla kalırım" dedi.
"üzerimi değiştirip gelene kadar" dedi Francesco. Yerler temizlenmişti. Dolaptan aldığı spor kıyafetlerle banyoya geçti. "lanet olsun. Neden beni kendinle sınıyorsun kadın" diye söylenerek üzerini değiştirdi.
***
"yine başımda bekliyorsun" dedi Isabella.
"hasta olmandan nefret ediyorum ama her zaman her ne olursa olsun, yanı başında olacağım" dedi Francesco. Kadının yanına uzandı ve "kendine neden zarar veriyorsun Bella. beni cezalandırmak için yapma" dedi. Isabella başını salladı ve başını adamın kolunun üzerine koydu. "etraf kusmuk gölüne döndü. Biri boğulmadı değil mi?" dedi gülümsemeye çalışmadan. Başı, çenesi ve karnı ağrıyordu.
"iyi bir yüzücüyüm" dedi Francesco. Uzun süre göz göze kaldılar. "ben ömrümün neredeyse neredeyse büyük bir bölümünde belirlenmiş beslenme programına tabi yaşadım ve tatlı hassas noktam. Korktuğum da yada kendimi yalnız hissettiğimde mutlu ediyor. Söz, bir daha bu kadar çok yemeyeceğim. Boğazım ve karnım ağrıyor" dedi Isabella. Adamın eli solgun yüzünden dolaşıp dudaklarının üzerinde kaldı. "seni seviyorum Bella" dedi ve ellerini çekip dudaklarına uzandı ve öptü. Dile kadının kurumuş dudaklarını ıslattı, ısıttı.
bir nefes uzağında çekilirken "Pippa ve senin için en doğrusunu seçimlerden çekilmek olduğuna karar verdim"
*Il mio amore 'aşkım'