2.Bölüm

34K 1.4K 54
                                    

BURADA OLAN BURADA KALMAZ

Francesco, kollarının arasındaki kadının sıcak bedenini göğsüne olabildiğince bastırdı. Dün geceyi birlikte geçirdiği kadının yüzünü hatırlamıyor olsa da bedenini hatırlıyordu. Minyon ve oldukça inceydi. Rahatlamış ve dinlenmiş hissediyordu. Geceyi otelde mi yoksa kadının evinde mi geçirdiğini bilmiyordu. Mekan ve zaman algısı kadının bedenine akarken son bulmuştu. 

Uyanıyordu. Beynindeki sis çoktan dağılmış olsa da güneşin beraberinde sürüklediği sorumluluklar oldukça fazla ve yorucuydu. Odayı aydınlatan gün ışığına alışması birkaç dakikasını almıştı. Kadının saçlarından burnuna kadar gelen kayısı kokusunu sevmişti. Toskana da ki çiftlik evini anımsatacak kadar gerçekti. Kadını saran kolunu yavaşça çekti. İkisinin bedenini örten eski yamalı yatak örtüsü çarptı gözüne. Biraz geriye kaydı. Eski yatak her hareketinde gıcırdıyordu ve bir çok kadehi ardı ardına içmiş olmasaydı burada uyuyabilmesinin imkanı yoktu. Ev sahibesinin yüzünü merak ediyordu. Saçlarını tutam tutam yüzünden çektiğinde kaşlarını çatıldı.  ' Umarım reşitsindir küçük hanım.' diyen iç sesinin ardından mantığının küfürleri sıralanıyordu. Kadın mı? Küçük bir çocuktu belkide. Küçük kadın kıpırdandığında başını yastığa bırakıp gözlerini yumdu. 

Tunç karyolanın gıcırtısı akordu bozuk bir piyano kadar kulak tırmalıyor iken nasıl uyuduğunu anlamakta güçlük çekiyordu. Kapının açılıp kapandığını duyana kadar gözleri kapalı bekledi. Dingin uykusundan kalan son kırıntılar silinirken gözlerini açtı, doğruldu ve oturdu. 

Muhtemelen ailesi ile yaşayan ve reşit olmayan kadının o kulübe nasıl girdiğini merak etmiyor değildi. Bar tezgahının tepesinde yaptığı baştan çıkarıcı dansı da hatırlıyordu. Kahverengi gözleri uzatan kendi gözlerine sabitlenmişti. O an ne düşünmüştü ki! Bir çocuğu arzulayacak kadar yalnız mı kalmıştı. Francesco Rossi asla yalnız kalmazdı. Kucağında yaptığı dans son mantık kırıntılarını süpürmüş olmalıydı. 

Evine bir taksi ile gelmişlerdi. İçeri adım attıkları andan itibaren çılgınca öpüşmeye başlamışlardı. Küçük kadının elbisesi evin antresinde, yerdeydi. Kendi kıyafetlerinin yerinden ise bir haberdi. Bulunduğu odayı anlamaya çalıştı. 

Küçük odanın dört duvarda birbirinden farklı renklere boyanmıştı. Kendi ergenlik döneminde ablaları ve kız kardeşlerinin odasını hatırlattı. Yatağın hemen karşısındaki duvar canlı ama göz yormayan pembenin bir tonuydu. Büyüklü küçüklü çerçevelerin içlerini süsleyen fotoğrafları seçemiyordu. Bir tuvalet masası ve ayna vardı.  Masanın üzeri doluydu. Ablalarının zevklerini küçük gören, kendini beğenmiş, ergenden çok daha fazlasıydı artık. Bakımlı olmak kadınların özgüvenini yükselterek kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlıyordu.  Yatağın solunda kalan duvar, açık yeşile, sağında kalan duvar ise sarının yumuşak bir tonuyla boyanmıştı. Beyaz kapılı giysi dolabı ve pencerenin önündeki tekli bir koltuk...

Belinin üzerine kadar bedenini örten, el örmesi battaniyeyi kaldırıp kenara itti. Yatakta otururken yüzünü sıvazladı elleri. Odasına banyo olan bir odada değildi ve şuan en çok ihtiyaç duyduğu şey sıcak suydu. Odanın tavanı birkaç yüzyıl öncesinden kalmış gibi; Tavanın çerçevesi kabartmalı ve yaldızlı, içinde melek resimleri vardı. Ortam giderek ürkütücü görünmeye başladı. ' Acaba neredeyim? Yıkılmak üzeri olan bir harabede mi?'  Dün gece etrafa dağılan giysileri pencerenin önündeki tekli koltuğu özenle bırakılmıştı. Çıplaklığını umursamadan ayaktan kalktı ve odanın kapısını kontrol etti. Kapıyı kilitledi ve hemen sonra giyinmek için kıyafetlerinin yanına gitti. 

İç çamaşırını, bacaklarından geçirdi ve lastiğini belinin üzerine kadar hızla çekti. Gömleğine uzanırken gözü sehpanın üzerindeki telefonuna takıldı. Eline alıp ekran kilidi açtığında şarjının neredeyse bitmek üzere olduğunu gördü. 12 tane cevapsız arama ve 7 tane sesli mesaj vardı. Gömleğini giyip düğmeleri hızla ilikledi ve ardından pantolonunu giyip gömleğinin eteklerini içeri doğru sokuşturdu.Kravatı ceketinin cebinden sarkıyordu. Tekrar bağlayıp boynuna asma gereği duymadı. Ceketini üzerine geçirdi ve her şeyin tamam olduğuna kanaat getirdiğinde cüzdanını kontrol etti. Gitmek için hazırdı. Az önce giysilerinin olduğu koltuğa oturdu. 

Burada Olan Burada Kalır ( HENÜZ DÜZENLENMİYOR.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin