8.Bölüm

17.6K 1.1K 14
                                    

Giovanni kendisini bıraktığında bir adım geriye çekildi genç kadın. "senin burada ne işin var?" diyebildi.

"sana geleceğimi söyledim" dedi adam. Ağladığının anlaşılmasını istemediğinde başını öne eğdi. Geçip giden arabalardan birinin kendisini tanıyıp fotoğrafları çekmesi rezalete yol açacağından, saçlarının yüzüne doğru çekti.

"ben ciddi olduğunu düşünmemiştim. Burada gelmen hata" dedi.

"hata falan değil. Telefonda nasıl konuştuğundan, bir habersin sen. Nasıl merak ettim seni, nasıl korktum bir şey oldu diye. Çekip gittiniz. Bana bir hoşça kal bile demedin" dediğinde İsabella başını kaldırdı.

"telefonda konuştuk Gio. Ben evleniyorum" derken seni buruktu. Bir kadının belki de hayatında söylerken en çok mutlu olacağını iki kelimeydi.

"ama mutsuzsun. Ben seni mutluyken gördüm İsabella. Dans ederken o kadar mutlu oluyorsun ki. İnsanları dansından çok güzel yüzündeki gülümsemene hayran kalıyordu. Seni sahnede hayranlıkla izleyen insanların gözlerindeki parıltıyı görebilmek adına salondaki koltukları eskitirlerdi. Işığın solmuş" dediğinde kızın gözlerinden akan yaşlar adamın yanağındaki elini ıslatıyordu. "seni buradan götürmeyim" dediğinde başını salladı genç kadın. Adamın kendisini arabasına bindirmesine izin verdi. Araba hareket ederken emniyet kemerini taktı.

"şehrin çıkışında küçük bir pastane varmış, beni oraya götürür müsün?" dedi. Francesco' un kız kardeşinden duymuştu pastalarının methini. "sen unlu şeyler yemezsin ki? dedi Giovanni. Arabayı çalıştırıp vitesi yükseltti ve gaza bastı. "sadece canım istedi" dedi. Başını cama yaslayıp ormanın içinden geçerken seyre daldı yeşilin bin bir tonunu.

"bu gece dönmek istersen hemen biletleri halledebilirim" dedi adam.

"kendine alabilirsin" dedi dalgınca.

"sensiz mi, asla" dedi Giovanni. Sessizliği tercih etti. En yakın arkadaşı olan yalnızlığı seçti. Arkasını dönüp gidemezdi belki. Gidemeyeceğini kendine biliyordu ama en azından bir nebze uzaklık nefes almasına yardımcı olabilirdi. Yolun sonunda kasabanın çıkışında, bir tepenin üzerinde kurulmuş fırına giden toprak patikanın başlangıcına park etti arabasını. "eğer gözlerin tekrar gülecekse hadi çatlayana kadar pasta yiyelim" dedi. Arabadan inip adamına arkasından yürüdü. Bahçede gelişi güzel yerleştirilmiş birkaç masanın üzerine kırmızı beyaz ekoseli masa örtüleri serilmişti. Giovanni içeri girerken İsabella bahçedeki masalardan birine oturdu. İçeri giren adam yokluğu fark eder etmez bahçeye çıkıp İsabella' ın oturduğu masaya gitti. Yanlarına gelen kadından ellerinde mevcut olan bütün pasta çeşitlerinden getirmelerini istedi İsabella. Masaya da kekler, pastalar, çörekler ve birkaç çeşit pasta vardı. "servis tabaklarını kaldırabilirsiniz" dedi. Servis yapan kadın elindeki tabaklarla geri döndüğünde İsabella çatalını eline aldı. Giovanni ise onu izliyordu. İlk lokmasını altmış dört yaşındaki dördüncü nesil pastacı olan adamın güneş doğmadan önce kalkıp yaptığı günün ilk pastasından oldu. Ilık, tatlı kreması diline yayılırken bir iki kez yumuşak kekini çiğnedi ve midesine yolladı. Daha sonra çatalını bırakıp eline Rossi ailesinin Meyve bahçelerindeki elma ağaçlarında gelen yeşil ekşi elmaların püresi doldurulmuş tatlı çöreklerden birini aldı. Hamuru ısırırken çıkan çıtırtıyla mest olmuştu. Her şeyin tanıda bakacakken ne kadar yediğinden habersizdi. Şeker komasına girecekken çatalı elinden alındı. "hey daha bitirmedim derken meyveli turtanın vanilyalı kreması dudaklarının kenarından taşıyordu.

"komaya gireceksin İsabella" dedi Giovanni. Durdurmak için konuşmuştu ama durmamıştı bile. Son çare elindeki çatalı alıp hesabı ödedi ve Kolundan tutup İsabella' yı arabaya götürdü.

Burada Olan Burada Kalır ( HENÜZ DÜZENLENMİYOR.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin