Burada Olan Burada Kalır ( HE...

By gabrielhardy

978K 52.8K 2.3K

DÜZENLEYECEK ZAMANIM YOK. ŞU AN İÇİN YANLIŞLIKLAR OKUYABİLECEK İNSANLARA HİTAP EDECEKTİR. Francesco Rossi İt... More

Giriş
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm Part 1
6.Bölüm Part 2
7. Bölüm Part 1
7.Bölüm Part 2
7.Bölüm Part 3
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm Part 1
11.Bölüm Part 2
11.Bölüm Part 3
12.Bölüm
13. Bölüm
14.Bölüm
Yazarcıktan Açıklama
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18. Bölüm Part 1
18. Bölüm Part 2
19.Bölüm
20.Bölüm' den Alıntı
20. Bölüm
21.Bölüm 1. Part
21.Bölüm 2. Part
22. Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
Geleceğe Yazılmış Satırlar
28. Bölüm Part 2
29. Bölüm
30. Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölümden Alıntı
33. Bölüm Part 1
33. Bölüm Part 2
34. Bölüm
35. Bölümden alıntı
35. Bölüm 1. Part
35.Bölüm 2. Part
36. Bölümden Alıntı
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm' den Alıntı
39.Bölüm 1.Part
39.Bölüm 2.Part
40. Bölüm Final
Nerde kalmıştık 1.Part
Nerede Kalmıştık 2.Part
Yüreğinim Götürdüğü Yere Varmak (Büyük Final)
Vardığım yerden geleceğe bakış
Bayram Kuzuları
Aşk Asla Sır Olarak Kalmaz
Kalbimin kilidini kaybettin
" Yıldızlarımı Özledim. "
Yıldızları bavuluma koysam...
Dürüstlüğün en büyük hata olduğu zamanlar...
3.Sergio Franco Rossi Ve Pippa Rossi
Ve Diğer Saçmalıklar...
DEPREM&AKUT
Koca bebek...
Nereden Çıktı Bu Alex?
Mutlu Sonsuz
Yeni Hikayeler (SENİ TANIMADAN ÖNCE)

28. Bölüm 1. Part

13.9K 696 15
By gabrielhardy

Rossiler, Sergio Rossi' in büyük, büyük, büyük babası Toskana' a yerleştiğinde büyük bir gelecek başlatmıştı. Büyük çiftlik evinde doğan her Rossi o evde evlenir ve o evde ölür. Yanında oturan kadına baktı genç adam. Isabella büyük çardakta ayaklarını güneşe doğru uzatmış şarabını yudumluyordu.

"Pippa' ın nerede olduğunu biliyor musun?" diye sordu Francesco.

"çocuklarla birlikteydi" dedi Isabella. Kemiklerine kadar işleyen güneşin sıcaklığı bedenini bir pamuk kadar yumuşatmış. Elbisesinin eteklerinin yukarı doğru çekti. Francesco diz üstü bilgisayarını kenara bırakıp kadına baktı. Başındaki hasır şapka yüzünü kapamıştı. Francesco yüzünde koca bir gülümsemeyle kadına doğru eğildi ve eli yavaşça şapkasına gitti. Ailenin kadınları tarafından gözetlendiklerinden haberdar değildiler. Evin ön cephesindeki çardağa bakan odaya doluşan Bretha, Carolina, Paola perdelerin köşelerini açmış onları izliyorlardı.

"yalnız kalmak onlara yaramış gibi" dedi Carolina. Kadının keyfi kesinlikle yerine gelmişti. Ellerini birbirine çarpıp heyecanla "oğlum aşık olmuş. Tanrım! Kilerde yeterince parmesan olduğundan emin değilim" diye bağırdı Bretha. ve ellerini beline koyup mutfağa gitmek için odadan çıktı. "en güzel kısmı kaçıracak" dedi Paola. Francesco genç kadının şapkasını bir anda çektiğinde Isabella ellerini yüzüne siper edip doğruldu. "kavga başlıyor ve sonrasını hepimiz biliyoruz. Onlarda Rossi ve biz çılgın sevişiriz" dedi.

"çocuklar bahçedeler" dedi Carolina.

"Vito onları çalıştırmak için topladı. Toprak çapalamayı öğreteceğini söyledi" dedi Paola. Perdeyi kapadı ve kız kardeşine döndü. "yinede onlar için endişeliyim. Dün Isabella ile konuşma şansım olmadı. Bu akşam yemekten sonra kasabaya pub gidip kendimize bir masa buluruz ve kafaları çekip sarhoş olduktan sonra evliliklerimize lanet edip kocalarımızı çekiştiririz" dedi.

"ben daha evlenmedim" dedi Carolina. Kız kardeşinin evlilik üzerine duyduğu tükenmez umutları ve hayalleri genç kadına saçma geliyordu.

"merak etme ikinci sabah söylenmeye başlayacaksın" dedi Paola. Evlilik genç kadın için macera dolu bir açık denizden çok arda bir esen rüzgarla dalgalanan lagüne dönüşmüştü.

"kocanı sevmiyor gibi konuşuyorsun" dedi Carolina.

"onu seviyorum ve nefret ediyorum. Aşk da buradan geliyor zaten" dedi ve kız kardeşinin elini tutup "annem yardım etmek için mutfağa gidelim. Yoksa bir ömür boyu söylenecek" dedi Paola. Carolina güldü ve "o hep söylenir. Söylenmediği gün korkmalıyız" diye konuştu.

***

"tanrım aşkına. Kör oluyordum" diye bağırdı Isabella. Francesco şapkayı yere atıp "yüzünü göremiyorum" dedi. Isabella gözünü kamaştıran güneşi önlemek için ellerini bir tente gibi gözlerinin üzerine koydu. "sadece keyif yapıyordum. Etrafımızda rol yapmamız gereken kimse yok. Şu anın tadını çıkarmama izin vermelisin" diye sitem etti. Francesco bileklerini tuttu ve ellerini yüzünden çekti. Bilekleri hala adamın elindeydi.

"seni özledim. Bir haftadır sana dokunmuyorum" dedi. Burun buruna gelmişlerdi. Isabella genç adamdan gözlerini kaçırarak "benden ne istiyorsun?" diye sordu. Aş dudağını dişlerken bileklerini adamın elinden kurtarmaya çalıştı bir kaç kez.

"benimle sevişmen için sana yalvarırım" Isabella' ın dudakları keyifler yukarı doğru kıvrıldı. Bir kaşı yukarı doğru kıvrıldı. Francesco etrafa bakındı ve ardından kadının önünde yere tek dizinin üzerine çöktü. Isabella şaşkınlıkla ne yapacağını şaşırdı bir an ve kalkmaya yeltendi. Genç adam ellerini bacaklarına koyup kalkmasını engelledi. "Lütfen benimle seviş tanrıçam" dedi Francesco.

"kalk yerden Francesco. Senin başına güneş geçmiş" dedi Isabella. Etrafta onları gören biri var mı diye etrafa bakınmaktan adamın yüzüne bakamamıştı genç kadın.

"odaya gidiyoruz. Yoksa yerden kalkmayacağım ve biri bizi görene kadar böyle bekleyeceğim." diye sordu genç adam.

"tamam lanet herif, kalk" dedi Isabella pes edip. "Pippa bahçede sıkılana kadar zamanımız var" dedi.

"Akşam yemeğini göremeden uyuya kalır. Toprak çapalamak zordur" dedi Francesco ayağa kalkıp kolunu kadının beline doladı ve kendine çekip sarıldı. Saçını geriye attı ve kadının kulak memesini dudaklarının arasına aldı. Bu arzunun çağrısıydı. Isabella elini genç adamın koluna koydu ve iç geçirdi "bu kadar azgın ve terbiyesiz olmana inanamıyoruz" dedi Isabella. Dudakları yanağına değip ayrıldı. "bende inanamıyorum" diye karşılık verdi. Isabella' ın elini tuttu ve çardaktan çıkıp bahçe boyunca peşinde koşturdu. Yan kapıdan içeri girip merdivenleri hızla çıktılar ve düğün için çiftliğe geldikleri dönemde Isabella için hazırlanan odaya çıktılar. Bretha' ın onlar için hazırladığı oda ve evlenmeden önce geçirdikleri o gece. Francesco kapıyı açarken Isabella kollarını adamın beline doladı ve başını sırtına koyup "bu odayı seviyorum" diye mırıldandı.

"bu gün sana hiç demediğim kadar çok bende diyeceğim gibi duruyor" dedi Francesco ve göğsünün altın kenetleniş kadının ellerini çözüp bileklerinden tuttu. "gelinlikle pencereden kaçmaya çalıştın" derken yakın geçmişten gelen anın keyifli gülümsemesi vardı.

"gelinliğin astarı çok büyük,pencerenin pervazı çok dardı. Sığamayınca vazgeçtim" dedi Isabella ve Francesco eğlenir halinin yanında Isabella' ın utanç duyduğunu sesinden anlayabilecek kadar yakından tanıyordu artık. Eli kadının bileğinden koluna kaydı ve yavaşça önüne çekti. Isabella' ın hoşnutsuz içinde homurdandı.

"o gün sana içtenlikle söylemek istediğim bir şey vardı" derken Isabella' ın çenesini tutup başını hafifçe kaldırdı ve gözlerine baktı. Gözlerinde kadının küçük burnunda ve ardından diliyle bir kaç saniye önce ıslattığı pembe dudaklarına kaydı. "çok güzelsin" İki kelime söyleyeceği bir çok kelimeyi ve yaşadığı bir çok duygunun özetiydi. Isabella' ın gülümsedi ve dudaklarının uzanabilmek için parmak uçlarına çıktı ve adamın dudakların uzandı. Dudakları buluşmadan hemen önce elleri genç kadının kalçasının üzerine gelmişti. Öpüşmek bir ihtiyaçtan ibaret değildir aşkta. Francesco için Isabella' ın dudakları çok daha fazlasını ifade ediyordu artık dudaklar. Özelliklede Isabella Armando Rossi' in dudakları. Hafif ıslattı dudaklarının tadı. Limon kabukları hazırlanmış ev yapımı likörün tadı kadının kendine has tadıyla ahenk oluşturmuştu. Elleri poposunun hemen altına doğru kaydı ve kadının kırk beş kiloluk narin bedenini kaldırıp kucakladı. Son zamanlarda çalışmak çok yapmayı en sevdiği şey Isabella' sını kollarında hissetmek olmuş ve yokluğu canını sıkar hale gelmişti. Yatağa doğru adımlarken öpmekten ve koklamaktan vazgeçmedi asla. Yatağın kenarına otururken Isabella kucağındaydı. Sırtını yavaşça yatağın üzerine bıraktı. Birkaç salise soluklanmak için ayrılan dudaklar her seferinde daha yoğun şehvet daha çok arzu ile birleşti.

***

Isabella da lavabonun üzerindeki küçük aynın buharını sildi. Bedenini ve saçlarını sarmış olan kadını izliyordu. Boynundan, sol köprücük kemiği ve göğsünün hemen üzerinde yeni oluşan kırmızı izlerin üzerinde dolandı eli. İç geçirdi. Francesco' un daha önce dikkatli olması için çok sefer uyarmıştı. Banyonun kapısı açılıp sıcak buharın arasından kocasını gördüğünde tek kaşı yukarı kalktı ve bir eli bel boşluğa gitti. Sinirlenmişti.

"sana boynumda iz bırakma demiştim Frances. Bu yaz ayında ne giymeliyim?" diye sordu.

"üzerinden biraz pudra ile geçsen kapanmaz mı?" diye sordu genç adam. Isabella' ın yaraları geç iyileşiyordu ve bu yüzden kadınlar bir çok kez kavga etmemin eşiğine gelmişti. Isabella ile sevişirken kendini kaybediyordu.

"prova yemeği için aldığım elbiseyi giyemem. Oysa çok severek almıştım" dedi Isabella. Francesco elini kızarıklığın üzerine götürdü. Üzgün görünüyordu. "kendimi hakim olmalıydım. Üzgünüm. Sana güzel bir elbise almak için şehre gidebiliriz yarın. Bu gün ne giydiğinin pek önemi olmaz. Sadece aile yemeği" dedi. Çatık kaşlarının altında kısılmış gözleriyle bedenini incelerken, Isabella iç geçirdi. Dudakları öne doğru büzülürken kaşları yukarı doğru kaldı. "senden çok uzak kalmamalıyım değil mi? Özlemi bu kadar büyük olan bir adam daha görmedim. Cüzdanın ağzını açmanız gerekecek Sinyor. En az biricik sevgili elbisem kadar güzelini bulup alman gerekecek"dedi. Elini adamın göğsüne koyup ittirdi kendine yol açtı. Dolabı açıp içinden bir çıkardığı keten beyaz gömleği ve pembe diz altı eteği yatağın üzerine attı. Gövdesine sardığı havluyu açtı ve kıyafetlerini giyip tuvalet masasının karşısına oturup saçlarını taradı ve ardından ördü. Ayakları hasır sandaletlerini giydi. Francesco banyodan çıkarken akşam yemeği için hazırlanmıştı.

"ne kadar güzel bir kadın" dedi Francesco beline doladığı havluyla odaya girdi.

"umarım akşam hava rüzgarlı olur" dedi genç kadın. Gömleğinin kollarını dirseğinin üzerine kadar katladı.

"Bella bana hala kızgın mısın?" diye sordu genç adam.

"evet kızgınım" dedi Isabella. Francesco' a bakıp ayartılmayı istemediğinden "Pippa' a bakacağım" diyerek çıktı. Kaçar gibi gidişinin kocasını eğlendirdiğini düşünmemeye çalışarak mutfağa gitmek için merdivenleri indi. Kapıdan içeri girmeden kadınların birbirine bağırışları ulaştı kulağına. Bretha mutfağın içinde oradan oraya koşturup duruyordu.

Carolina onu gördüğünde "hey Bayan Kaçak, sonunda gelebildin" diyerek selam verdi. Isabella "özür dilerim" diye mırıldanıp utangaçça başını öne eğdiğinde Bretha "onunla uğraşma Carolina. Hadi gel kızım ve bana yardım et. Francesco yemek yapmaktaki marifetlerinle övünüp duruyor. Gerçi seni son gördüğümden çok daha zayıfsın" diyerek kızı baştan aşağıya süzdü. "ama daha mutlu olduğun kesin. Paola oan bir önlük ver de bana yardım etsin" dedi. Kadın hamur teknesinde kardığı harcı almadan önce elini un dolu kavanoza daldırıp tezgaha serpti. Hamuru unun üzerine aldı ve toplamaya başladı.

"güzel bir makarna hamurunun sırrı unu, irmiği ve yumurtasıdır" dedi kadın. Hamuru yoğurmak için parmak ucunda yükseliyor ve ardından tekrar topuklarının üzerine iniyordu. Isabella mantarları silen Paola ve Carolina' ın yanına gitti.

"sizi merak ettik" dedi Paola. Bıyık altından gülüşü ve imasının Isabella.' ı utandırdığını gören Carolina dirseğini Paola' ın karnına vurup "onu utandırma kardeşim" diyerek uyardı.

"kızlar konuşmayı kesin ve su kaynamış mı kontrol edin" dedi Bretha. Paola oflayarak oturdu sandalyeden kalktı. Önce Isabella' a bir mutfak önlüğü verdi ardından ocağa gidip ağzına kadar su dolu tencereleri kontrol ederken "kaynamak üzereler" dedi.

"size nasıl yardım edeyim? " diye sordu Isabella.

"müstakbel başbakanın karısı, soğanları soymaya ne dersin?"diyerek kucağındaki sepetle mutfağa giren Vera. Sepeti masasının üzerine koydu. Bretha kıvamından emir olduğunu hamurun üzerini örttü ve ellerini beline koyup "Vera sana ne söylediğimi duymadın mı? Sen hamilesin ve kendini ağır şeyler taşıyarak yormamalısın" diyerek kızdı.

"işi yapacak olmayınca yardım etmek istedim. " dedi Vera. Bretha gözlerini devirirken Masada mantarları temizleyen kızlar lafları yuvarlayarak söylendiler. Isabella kadının güler yüzüyle söylediği alaylı lafı duymazdan gelip sepeti kucakladı ve Tezgahın boş bir yerine geçip bıçağı eline alarak soğanları soymaya başladı. "seni burada gördüğümüz o halinden çok daha farklısın. Zengin ve özgüvenli gibi" dedi Vera. Gibi lafında aşağılar gibi altını vurgulayarak söylemişti. Isabella konuşmak istemese de kadın onla konuşabilmek için söze girdiğinde soluna dönüp omzunun üzerinden kadına baktı.

"Hepimiz değişiyoruz Vera. Sende bir kez daha hamile kalmışsın. Dördünün yetmeyeceğine mi karar verdin?" dedi. Vera' ın yutkunuşunu mutfaktaki bütün kadınlar duydu.

"derdin ne senin?" diye sordu Vera.

"benim bir derdim yok. Hoş geldin ya da merhaba demeden hor görme ihtiyacı duyan sensin. Beni tanımadan değiştiğimi ima etmekte nesi?" diye sordu Isabella. Bıçağı soğana sağlayıp kadına döndü. Vera' ın gözlerinin dolmaya başladığında Bretha "ben peynirlere bakmak için kilere gidiyorum diyerek mutfaktan kaçtı. Kadın burnunu çeke çeke ağlamaya ve bağırmaya başladığında Isabella gözlerini devirdi ve umursamadan işine döndü. Eski Isabella kadının yanına gider, elini tutar ve özür dilerken değişen Isabella duymazdan geldi. Soğana sapladığını bıçağı aldı ve soyma işine devam etti. Kadın bir kaç kez sızlanıp, hıçkırdı ve kimsenin kendisiyle ilgilenmediğine kanaat getirdiğinde arkasına bakmada sinirle mutfaktan çıktı.

"bu sefer kısa sürdü" diyerek güldü Paola. "hamile olmanın ona bir ayrıcalık tanıdığına inanıyor. Tanrı affetsin gördüğün en çekilmaz hamile o olabilir. Çocukların kardeşime benziyor olması ve iyi huylarını almış olması bir mucize" dedi.

"benimle alıp veremediği ne bilmiyorum. Sanırım Francesco' u atlatamamış" dedi Isabella. Carolina ve Paola aynı anda bıraktı mantar temizlemeyi.

"sen o Vera ve Francesco' un arasında geçenleri biliyor musun?" diye sordu Carolina.

"kısmen biliyor gibiyim. Vera ağabeyiyle evlenmeden önce yaşanan bir şey. İkisi de evli değilken" dedi. Paola temizlediği mantarları toplayıp Isabella' ın yanına geldi.

"Vera Francesco' dan bir kaç yaş büyük sanırım otuz iki yaşında. Kasabadaki çoğu genç kadın gibi çıkış bileti olarak Francesco' u görmüştü. O zamanlar Penny' ın Yerinde çalışıyordu. Kasabadaki tek pub. Bacakları uzun, yüzü güzel, memeleri büyük köylü kurnazı bir kadındı. Francesco onunla bir kaç kez birlikte oldu. Ergenlik dönemini atlatmasında yardımcı olduğu için ona teşekkür edebilirim" dedi. Isabella soğan soyla işini bırakıp kadının konuşmasına dikkat kesildi. Kaşları çatılmış ve kolları göğsünün altında kovuşturmuştu. Paola elini alnına vurup "bu kadarını bilmiyordum" dedi.

"ağabeyinin karısından evlenmeden önce hoşlandığını düşünmüştüm. Bir ergenlik macerası olduğunu bilmiyordum" dedi Isabella.

"hey macera sayılmaz. Francesco onu bırakıp okumak için gittiğinde terk edilmiş yalnız kadını oynadı. O zamanlar Francesco on yedi yaşındaydı ve kadınları çok değer verdiği söylenmek yalan olur" dedi genç kadın

"Jose ve Vito bizim büyük ağabeylerimiz. İkisi de çok iyi kalpli ve çalışkandırlar. Babam okumaları çok istemiş olsa da ikisi de şehirde koleji bitirip geri döndüler. Burayı çok seviyorlar. Bu çiftlik sadece Toskana' ın değil bütün Floransa' ın en büyük zeytin ağaçlığı ve üzüm bağların sahiptir. Ayrıca meyve ve sebze bahçeleri de var. Vito'a aşık olmuş
, onu seviyormuş ve hamile bırakmış. Piccola Cagna* diye bağırmıştı büyük annem yüzüne. " dedi Paola. Yaşlı kadının Vera' ın yüzüne karşı bağırdı an gözününe gelmiş ve büyük bir kahkaha attı. "o anı bir kez daha yaşayabilirim. Büyük anne onu mirasından reddetti. Babam ve annem ise her şeyi bildikleri halde bebek için sessiz protesto ettiler. Anne bebek doğana kadar ikisiyle de tek kelime etmedi. Hoş aynı evde hala iki yabancılar" dedi.

"Isabella herkes tarafından bilinse de hiç bir zaman konuşulmaz. Biz Jose' i çok seviyoruz" dedi Carolina.

"söylemeyeceğime emin olun kızlar ama sağlam bir şeylere ihtiyacım var. Duyduklarımı sindirebilmem için" dedi Isabella.

"akşamı bekle. Yemekten sonra birlikte Penny' in Yerine gidip içeceğiz" dedi Carolina. Isabella gözlerini yumdu ve "bana bunu nasıl anlatmaz?" diye Francesco' a kızdı.

"çünkü Vito' i sever ve üzülmesini istemiyor" dedi Paola.

"önceden yaşanmış bir şeyi kıskanacak değilim. Vera umurumda değil, kızdığım Francesco. Bir evliyiz ve o benim bir elin beş parmağını geçemeyen eski sevgililerimin adlarını daha yüz yüze gelmeden önce biliyordu" dedi. Paola elini omzuna koyup "kardeşim adına senden özür dilerim, kızmadan önce onunla konuş olur mu? Özel hayatı konusunda ketumdur" dedi.

"onunla konuşacağıma emin olabilirsin. Uzun ve sesli ve kaliteli" dedi Isabella. Carolina mutfağa inleten bir kahkaha patlattı. "bu gece eğleneceğiz desene" dedi genç kadın. Bretha içeri mutfağa geri döndüğünde Carolina dudaklarını birbirine bastırıp başını öne eğdi.

"Vera söylene söylene geçip gitti yanımdan. Neler oldu tanrı aşkına?" diye sordu.

"Isabella ona laf yetiştirince çılgına döndü. Arkasını dönüp gitti" dedi Paola. Mantarları annesine uzatıp "bu gece yemekten sonra herkes dağıldığında kızlarla birlikte Penny' in Yerine gidip bir şeyler içer ve Isabella' dan Roma sosyetesi hakkında atıp tutacağız ve dedikodu yapacağız " diyerek lafı değiştirdi.

"bende gelmek istiyorum" dedi yüzünü asarak. Paola güldü ve kadının koluna girip "o zaman sende geliyorsun" dedi. "en güzel ve birazda seksi elbiselerimizi giyip benim büyük arabamla bara gideriz. Önce bir kaç kadeh içeri ardından da bulduğumuz yakışıklı adamlarla flört ederiz" dedi. Bretha kızın eline vurup "kendi adınıza yanın kızlar. Sergio şuan ölse, benimle evlenmek için yanıp tutuşacak, kapımda yatacak erkekler tanıyorum. Benim yarım kadar güzel değilsiniz" dedi.

Gülerken genç kadının sözleri bölük bölük çıkmıştı ağzından "ouv... Sergio için üzüldüm"

"onun için üzülme. Elindekinin değerini bilecek kadar akıllı bir adam" dedi kadın ve işe koyuldu. Büyük ailenin bir araya geldiği o masa da ailendeki en büyük Rossi kadının yönettiği mutfaktan çıkan yemeklerle dolu olurdu. Büyük anne kendi özel tarifi için mutfaktaki herkes çıktıktan sonra en son mutfağa girecek ve kendi gizli tarifini yapacaktı. Büyükannenin sihirli PannaCottası. Son yemeğin fırına verdikten sonra büyükanne mutfak kapısına göründü. Yaşlı kadın boğazındaki ekmek kırıntısı temizler gibi bir kaç kez öksürdüğünde fırının başındaki dört kadın aynı anda ona baktı.

"hadi mutfağımı bana bırakın" derken Isabella' ın kadının elinde tuttuğu bastonu süs niyetine taşıdığına inanıyordu. Yetmiş beş yaşındaki kadının sırtının bir kez olsun eğrildiği, yürürken sendelediğini görmemişti. Yerel aksanla konuşması kadını daha mükemmel kılıyordu Isabella için. Rossi ailesinde gerçekten saygı duyduğu insanlar biriydi o. Bretha kocasının annesi sever ve ona saygı duyardı lakin otuz iki yıllık evliliğin ardından ailenin parçası olsa da Tiramisu tarifine devralmaya layık görülecek kadar iyi bir aşçı olarak kabul görmediğini düşünüyordu. Bretha' ın düşünür hali karşısında yaşlı kadın "Bretha kızım" diyerek yanına geldi ve elini tuttu."hala neden böyle düşünüyorsun ki? Sen mükemmel bir aşçı ev hanımın ve benim kızımsın. Seni seviyorum ama çok takıntılısın. Senin yaptığın tatlı benimkinden çok daha iyi. Biliyorsun" deyip gülümsedi. Isabella mutfak önlüğünün arkasındaki bağı çözüp çıkardı ve mutfağın kapısına doğru yürüdü.

"sen kal bakalım genç bayan. Isabella Rossi, bu gün bana sen yardım edeceksin" dedi. Isabella omzunun üzerinden kadına döndü ve şaşkın gözlerle kadına baktı. İşaret parmağını kaldırıp kendi göğsüne doğru götürdü ve "ben mi?" diye sordu.

"Francesco' un gelini, senin adın Isabella değil mi?" değil mi diye sordu.

"e.vett büyükanne" dedi Isabella.

"kızlar bu gün kendimi biraz yorgun hissediyorum bana yardım etme görevi bu gün Isabella' a ait. Bana sen yardımcı olacaksın" dedi Yaşlı kadın. Başını kuyu çıkrığı gibi yukarı aşağıya salladı Isabella. "yamak. Hadi başlayalım. Şunları mutfağımdan çıkar ve mutfağın kapısını kapat"dedi. Isabella kadınlara baktı ve dudakları oynatarak "ne yapmam gerek?" diye sordu.

Bretha onun yanına yaklaşıp kulağına eğildi ve "ne diyorsa yap. Eğer yaşamak istiyorsan" dedi kadın. Kızlarını önüne katıp mutfaktan çıkardı.

"hadi başlayalım küçük ayaklı" dedi.

"pe..ki.. büyükanne" dedi genç kadın.

"bana neden büyükanne deyip duruyorsun?" diye sordu kadın.

"aslında benn... şey sinyora" diye lafları geveledi Isabella.

"adımı bilmiyorsun" dedi kadın. Kaşları çatılmış ve boştaki eli beline gitmişti. Isabella kadının kendisine kızdığını düşündü ve bu korkutucu göründü bir anda gözüne. "hadi ama gerçekten mi? Benim biricik torunumla evlendin ve benim adımı bilmiyorsun öyle mi?" dedi.

"sanırım" dedi Isabella. Ellerini önünde bağlayıp başını yere eğmişti ve yerdeki fayansları incelemeye başladı. Ayağı fayansların arasındaki derslerin arasında gezinirken kadının kahkahasını duyunca başını kaldırıp baktı. Kadın bastonunu bırakıp iki elini beline koymuş ve ona bakıp gülüyordu.

"Claudina hayatım. Adım Claudina" dedi.

------------------------------------------------

* küçük oruspu

Continue Reading

You'll Also Like

1.3M 58.5K 24
Hikaye yetişkin okurlar içindir, yaş sınırlaması en az 18'dir!! Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür gerçek hayatla hiçbir ilgisi yoktur. Argo konuşmalar...
1.5M 66.2K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
192K 10.7K 21
Beş yıl öncesini hatırlayan insan sayısı bir elin parmağını bile geçmemektedir. Hatırlayanlar ise konuşmak istemez bir ailenin yok oluşunu ve dağılış...
47.4K 1.6K 76
Tek amacı okulu bitirip kendi ayakları üzerinde durmak olan Afra'nın Akar kardeşlerle tanışması ile hayatı alt üst olur... Kendini hastalıklı bir aşk...