Burada Olan Burada Kalır ( HE...

By gabrielhardy

978K 52.9K 2.3K

DÜZENLEYECEK ZAMANIM YOK. ŞU AN İÇİN YANLIŞLIKLAR OKUYABİLECEK İNSANLARA HİTAP EDECEKTİR. Francesco Rossi İt... More

Giriş
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm Part 1
6.Bölüm Part 2
7. Bölüm Part 1
7.Bölüm Part 2
7.Bölüm Part 3
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm Part 1
11.Bölüm Part 2
11.Bölüm Part 3
12.Bölüm
13. Bölüm
14.Bölüm
Yazarcıktan Açıklama
15.Bölüm
16.Bölüm
18. Bölüm Part 1
18. Bölüm Part 2
19.Bölüm
20.Bölüm' den Alıntı
20. Bölüm
21.Bölüm 1. Part
21.Bölüm 2. Part
22. Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
Geleceğe Yazılmış Satırlar
28. Bölüm 1. Part
28. Bölüm Part 2
29. Bölüm
30. Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölümden Alıntı
33. Bölüm Part 1
33. Bölüm Part 2
34. Bölüm
35. Bölümden alıntı
35. Bölüm 1. Part
35.Bölüm 2. Part
36. Bölümden Alıntı
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm' den Alıntı
39.Bölüm 1.Part
39.Bölüm 2.Part
40. Bölüm Final
Nerde kalmıştık 1.Part
Nerede Kalmıştık 2.Part
Yüreğinim Götürdüğü Yere Varmak (Büyük Final)
Vardığım yerden geleceğe bakış
Bayram Kuzuları
Aşk Asla Sır Olarak Kalmaz
Kalbimin kilidini kaybettin
" Yıldızlarımı Özledim. "
Yıldızları bavuluma koysam...
Dürüstlüğün en büyük hata olduğu zamanlar...
3.Sergio Franco Rossi Ve Pippa Rossi
Ve Diğer Saçmalıklar...
DEPREM&AKUT
Koca bebek...
Nereden Çıktı Bu Alex?
Mutlu Sonsuz
Yeni Hikayeler (SENİ TANIMADAN ÖNCE)

17.Bölüm

19K 922 16
By gabrielhardy

Yorumlarınız beni yazmak konusunda teşfik ediyorrr. Yorum ve beğeniler için teşekkürler

İsabella' ın kucağındaki tabağa gözleri televizyondan ayırmadan elini attı ama kurabiyeler bitmişti. İsabella başını yatağın başlığına yaslayıp uyuya kalmıştı. Pippa üzerindeki örtüyü ayaklarıyla teperek üzerinden attı. İsabella' ın kucağındaki tabağı alarak yataktan indi. Tabağın üzerindeki kırıntılar yatağın üzerine saçılmıştı. Oda her ne kadar aydınlık olsa da evin diğer bütün ışıkları sönmüştü. Karanlık koridorda başını uzatıp baktı. Merdivenlerdeki ışıklandırmalar yanıyordu. Yavaşça yürüdü. Hayvanlı terliklerinin sesi boş koridorlarda yankılanıyordu. Merdivenlerden indi ama ev büyüktü ve mutfağın yerini unutmuştu. Etrafına bakındı. Elindeki tabakla önce sağa sonra sola baktı. Sola doğru yürüdü. Bahçedeki ağaçların duvara yansıması ve cama vuran rüzgarın sesiyle korkuyordu. Koridordaki büyük camı kapayana panjur gürültü ile açıldığında Pippa elindeki tabağı yere düşürüp korkuyla çığlık atarak ağlamaya başladı.

Francesco odasının yakından gelen sesle başını önündeki dosyadan kaldırdı ve yerinden kalktı. Odanın kapısını açıp dışarı koridora çıktığında Pippa' on hıçkırıklarını duydu. Koridorun ışıklarını açtığında Pippa' ı gördü. Hemen önünde yerde kırık tabak parçaları vardı.

"Pippa" diyerek kızına koştu ve kucakladı. Küçük kız babasına sarılıp başını göğsüne koydu. Ağlamaya devam ediyordu.

"ne oldu?" diye sordu Francesco. Kucağındaki kızla kırık tabak parçalarının arasından geçip evin büyük antresine ulaştı. Merdivenlerin ikici basamağına oturup Pippa' ın sakinleşmesini bekledi. Ağlaması dinerken küçük kız başını babasının göğsünden kaldırıp "özür dilerim babacım?" dedi. Ellerin göz yaşlarını silerken Francesco "önemli değil bebeğim?" dedi.

"sadece biraz daha kurabiye almak istedim. Annemden isteyecektim ama uyuya kalmıştı babacım. Çizgi film izliyorduk ve annem bir çocuk gibi uyuya kaldı. Bende kendim alayım dedim ama mutfağın yerini unuttum" dedi. Hala iç çekiyordu.

"İsabella senin odanda uyuya kaldı" dedi Francesco. Pippa "hı hı" dedi ve ardından dudaklarını aralayıp esnedi.

"neden korktun peki?" diye sordu.

"cama çokkk büyük bir şey çarptı" derken kollarını açmış ve kendi dünyasını babasının gözlerinde yaşatmaya çalıştı. Kızın ellerini tutup dudaklarına götürdüğünde küçük kız kıkırtıları doldu babasının kulaklarına.  Francesco Kızına sıkıca sarıldı ve "seni yatağına götürelim" dedi. Pippa' ın odasına girdiklerinde etrafa bakındı Televizyon açıktı ve İsabella başını yatak başlığına dayayıp uyuya kalmıştı. Francesco, Pippa' yı yere bırakıp televizyonu kapadı ve "yatağa" dedi. İsabella' ın yanına yürüdü. Genç kadının yüzünden rahatsız olduğunu anlamıştı. Başını dikkatle yastığa bıraktı. Elini başının altından çekecekken genç kadın gözlerini açmıştı. Dudaklarının aralarında rüzgarlık bir mesafe vardı. Genç adamın gözleri İsabella' ın dudaklarına kayarken Pippa "babacım" diye seslenmiş ve anın büyüsü bozulmuştu.

Francesco doğrulup elini ensesine götürdü ve "şeyy sen uyuya kalmışsın otururken" dedi. İsabella başını sallayıp kalktı ve yatağın içinden çıktı. Üzerinde hala yemek vakti giydiği elbise vardı. Genç kadın yatağın her yerine dağılmış olan kurabiye parçalarını gördü.

"kurabiye canavarı. Yatağını kirletmişsin" dedi İsabella. Küçük kız sevimli ve bir o kadar suçlu bakışlarıyla kabullenip ellerini iki yana açarak "özür dilerim anne" dedi. Francesco artık kızının İsabella' a anne diye seslenişi kabullenmişti ve aralarında oluşan kuvvetli sevgi bağını görmezden gelmeyi bırakmıştı çünkü Pippa mutluydu. Ellerini yanaklarına yaslayıp bir köşede mutsuz ca oturduğu o dönemleri geri de bırakmıştı. Onu sevindiren asıl şeyde buydu. Onu seven amcalarını, halaları, büyük anne ve büyük babasına karşın küçük çocuk, küçük yaşında kaybettiği annesinin ve onun yanında olmak yerine işini seçen babasının yokluğunu kalbinin derinliklerinde hissediyordu. İsabella hayatın bir çok şeyi tepetaklak etmişti. Kızıyla ve ailesiyle olan duvarı yıkmıştı ve kalbinde bir çok önceliğin yerini değiştirmişti. Pippa daha çok gülüyordu hatta kendisinin bile son üç aydır ömründe hiç olmadı kadar çok güldüğünü itiraf etmişti kendine.

"sen uyuyordun anne" dediğinde İsabella hemen yanından geçip küçük kıza kucağına almıştı. Bunu yaparken zorlandığını anlıyordu Francesco.

"bu gece benim odamda uyuyacaksın küçük hanım" dedi. Küçük kız İsabella' ın odasından çıkarken "babam sizinle uyumamı yasaklamıştı anne? Kendi yatağımda uyuyacak kadar büyük bir kız olduğumu söyledin" dedi Pippa. Francesco hemen arkalarından yürüdü. Genç kadına kapıyı açtıktan sonra kenara çekildi. İkisi içeri girdiğinde kapının pervazına yaslanıp onları izledi. İsabelle kızı yatağının üzerine bıraktı. Dağıttıkları oda yemek için ayrıldıklarında çoktan toplanmıştı. İsabella yastıkları indirip örtüyü kaldırdı ve "hadi altına gir" dedi. Pippa yatağın üzerinde ayağa kalkıp dediği gibi yaptı.

"baban her zaman dolu konuşmuyor bebeğim ayrıca o bizimle uyumayacak. Sadece sen ve ben" dedi ve gardırobuna yöneldi.

"insanlar nasıl dolu konuşur anne?" diye sorduğunda cevabı Francesco vermişti.

"annen gibi kızım. Anne her zaman boş konuşur. Yani saçma sapan konuşur. Saçma sapan konuşmayan insanlar dolu konuşur" dedi. Kızının yanına yürüdü. "ortaya doğru kayar mısınız?"dedi. Pippa yatağın ortasına doğru kayarken Francesco onun yerine örtünün üzerine uzandı. Gardırobun önünde oflayarak bakınan kadına "ne arıyorsun?" diye sordu.

"pijamalarımı arıyorum" dedi. Duvarın büyük bir bölümü kaplayan dolabın kapaklarını açıp bakmaya devam ediyordu. Açtığı son kapağın önünde duraklamıştı. Bir çok renkten ve modelden gecelikler, takımlar asılmıştı. Gözleri kocaman açılmıştı. Askıların arasında defalarca bakındıktan sonra pembe renkte bir tanesini aldı. Francesco' un gittiğini sanıp arkasını döndüğünde kendisini izleyen gözleriyle karşılaştı.

"burada ne arıyorsun? Hala gitmedin mi?" diye sordu. Elinde tuttuğu geceliği arkasına sakladı.

"babam neden bizimle uyumuyor anne?" diye sordu Pippa.

"babanın çalışması gerek bir tanem" dedi İsabella. Üzerini değiştirmek için banyoya girdiğinde Francesco kızının başımı kolunun üzerine koyup "bu gece üçümüz birlikte uyuyalım" dedi. Hevesle başını salladı küçük kız. Babasına sokulup kolunu göğsüne attı. İsabella ise giydiği takımın paçalarını çekiştirerek banyodan çıktı. Francesco ve Pippa' da onu bekliyordu. Omuzlarını dikleştirip şortunu çekiştirmeyi bırakarak yatağın diğer tarafına gitti ve örtüyü kaldırıp altına yatağa uzandı. Pippa' a doğru uzanıp yanağından öptü.

"iyi geceler bir tanem" dedi. Pippa uyuyana kadar beklemişti genç kız. ardından Francesco ' a "uyudu. Sen gidebilirsin" dedi.

"Sabah uyanmayacak mı? Eminim beni soracaktır" dediğinde genç kadın iç çekti ve başını kaldırıp adamın gözlerini içine baktı. "konuştuklarımızı unutmamalıyız Francesco. Eminim sormayacaktır. Küçüğüm yokluğunu anlayacak kadar yaşta. O çok zeki bir çocuk. Yalan söylememize gerek yok" dedi. Genç adam diyecek bir şey bulamamıştı İsabella' ın söyledikleri karşısında. Pippa' ın küçük başını yastığa bırakıp dikkatle kalktı yataktan.

"haklısın" dedi ve kızının anlından öptü. Arkasını dönüp kapıya yürüdü ve kapının kolunu tutup arkasından kapatmadan önce "iyi geceler" dedi.

***

Genç kadın yanaklarına bırakılan ıslak öpücüklerle uyanmıştı. Gözlerini açtığında ise bir kez daha öpmek yanağına eğilen Pippa' ı gördü.

"günaydın anne" diyerek öpücüğünü bırakmayı unutmadı.

"sana da günaydın kurabiye canavarı" diyerek onun kendine doğru çekip sıkıca sarılmıştı. Yatağın karşısındaki duvara asılı duran duvar saatini sabahın sekizi gösteriyordu.

"bu gün canın bir şey yapmak istiyor mu?" diye sordu İsabella.

"derslere devam edecek miyiz anne? Çok özledim bale yapmayı" dedi Pippa.

"Bende özledim bir tanem. Hemde çok. Büyük annenin evinde bir bale yapabileceğimiz bir oda vardı ama burada yok. En kısa zamanda babanla bu konu hakkında konuşacağım" dedi. Minik hemen asmıştı suratını. İsabella kızın üzüldüğünü gördüğünde "kurabiyem neden astın suratını?" dedi ve Pippa' ın gıdıklamaya başladı. Pippa' ın asık suratı, gülmeye ve gözleri ışıldamaya başlamıştı. İsabella her geçen gün daha da içine işleyen bu kızdan ayrılık günü geldiğinde nasıl kopacağını aklına geldiğinde daha gıdıklamayı bırakıp tekrar sarıldı. "beni bırakma küçüğüm çünkü ben seni asla bırakmayacağım" dedi. Gözünden akan tek damla yaşı küçük kız görmeden sildi ve "hadi kalkalım bir tanem. Ben çok açıktım" dedi İsabella.

"obur" dedi Pippa.

"ben miyim obur?" dedi İsabella.

"çok yemek yiyorsun annemcim" diyerek güldü ve İsabella onu yakalamadan yataktan atladı ve koşturarak odadan çıktı.

"hey ayağını burkacaksın" diye arkasından bağırdı. Yatağın kalkıp banyoya gitti ve saçlarını topladı. Klozetin kapağını kapadıktan sonra sifonu çekip ellerini ve ardından yüzünü yıkadı. Odasına geri dönüp tıka basa solu dolaptan olabildiğince sade bir etek ve gömlek seçti. Ayakkabılarını giydikten sonra odadan çıktı.

Pippa ise giymek için seçtiği bir elbiseyi kollarından geçirmişti ve aşağıya indirmek için çabaladı. İsabella yanına gidip elbiseyi canını acıtmadan indirdi. Kızın saçlarını iki yanından ördükten "bu gün kahvaltıyı birlikte dışarıda yapalım mı?" diye sordu İsabella.

"bahçede mi?" diye sordu küçük kız.

"hayır hayatım. Sana çok büyük bir yerde balerin olarak çalıştığımı söylemiştim ya. Tiyatronun yakınında çok sevdiğim bir yer var. Birlikte oraya gider ardından seninle Belinda' ı ziyarete gideriz. Eğer istersen bir tanem. "dedi. Kız "gidelim, gidelimmm" diyerek sevinçle yerinde zıplamaya başladı.

"çok merak ediyorum anne. Gidelim lütfennn" dediğinde genç kadın "o zaman gidiyoruz. Ben çantamı alıp geliyorum" diyerek odasına gitmek için yanından ayrıldı. Pippa sevinç dansına devam ederken İsabella çantasını omzuna takıp yanına gelmişti. Elini tuttuğu kızla birlikte evin merdivenlerinden inip kapıya geldiler. Francesco' a yolda haber vermeyi düşünmüştü. Kapıyı açtığında ise Simon ile karşılaştı. Genç adam en az kendisi kadar iri yarı üç adamla hararetli bir konuşma içerisindeydi. Kapıda onları gördüğünde yanındaki adamaları gönderin hemen yanlarına geldi. Önlerinde durup "efendim bir isteğiniz mi var?" diye sordu.

"Pippa ve ben dışarı çıkmak istiyorduk Simon" dedi. Genç adamın yüzündeki anlık şaşkınlık hemen silindi ve "Sinyor Rossi bana böyle bir durumdan bahsetmemişti efendim" dedi. İsabella iç çekip gözlerini devirdi ve "ona yolda haber verebiliriz. Pippa ve ben dışarıda güzel bir kahvaltı yapıp ardından kuzenimi ziyaret edeceğiz. Ayrıca eski evime de uğramam gerek. Almak istediğim özel eşyalarım var. Arayıp sen mi söylemek istersin?" dedi.

"Sinyor' un izni olmadan çıkmanıza izin vermem efendim. Kendisini acil toplanan bakanlar kurulu toplantısı için yola çıktı" dedi Simon. İsabella çantasından telefonunu çıkarırken "telefonu kapalı" diye uyardı Simon. Genç kadın sözlerini kapatıp sakinleşmek için derin bir nefes aldı ve ardından Edward' ı aradı. Bir kaç kez çalan telefonu sonunda açmıştı.

"İsabella üzgünüm ama çok vaktim yok" dediğinde genç kadın hemen konuya girdi. "Pippa ile birlikte dışarı çıkmak istiyoruz. Simon ise çok meşgul olan sevgili patronunun iznine ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Sen söylesen, istedikleri yere gidebilirler desen" dedi Simon' un gözlerinin içine kızgınca bakarak.

"telefonu ona ver" dedi Edward. İsabella telefonu adama uzatırken hemen yanında duran Pippa' a baktı. Küçük çocuk geri dönmek istemiyordu. "gitmeyecek miyiz?" diye sorduğunda isabella "gideceğiz kurabiyem" dedi.

"peki efendim" diyen Simon ise Edward ile konuşmasını bitirip telefonunu İsabella' e geri uzatmıştı.

"Simon yanınızdan ayrılmayacak Bella. Bir saniye bile" dedi Edward. Genç kadın bıkkınlıkla.

"bu durum daha ne kadar devam edecek Edward. Yapmak istediği her şey için birinden izin almam mı gerekecek?" diye sordu.

"bunu sonra konuşalım olur mu?" diyen adam acele işlerinden ötürü telefonu kapamıştı. İsabella onlar için gelen büyük araba bindi. Şoför ve Simon ön koltuklara otururken Pippa ve İsabella arka koltuğa geçmişlerdi. Onlara eşlik eden başka bir araba da hemen arkalarından takip ediyordu.

"öncelikle nereye gidelim efendim?" diye sordu Simon.

" yakınlarındaki Cake&Cookie kafeye ardından Fenice' e gideceğiz. Kuzenim Belinda' ı ziyaret etmek istiyorum" dedi.

"Simon sürücü koltuğunda oturan adama nereye gideceklerini söyledikten sonra evin romanın dışında kalan yerleşim alanından şehre doğru yola çıktılar. Genç kadın kendi çerçevesi için var olan özgürlüğünü düşündü. Nerede başlayıp nerede bitiyordu onun özgürlüğü? Yıllardır tek tutkusu bale olmuştu. Dört yaşında babaannesi ile birlikte Fenice' te fındık kıran balesini izlediği o gün kalbine kazınmıştı sevgisi. Dört yaşında ayna karşısında gördüğü hareketleri taklit ederken onu gören babaannesi ertesi gün elinden tutup şehirde yeni açılan bir bale koluna kaydını yaptırmıştı. İlk bale hocası Aksana İvanovna' ı unutması değildi. Rusya dan dünyaya yayılan balerin olarak ünü bir İtalyan ile evlenip Roma' a yerleştiğinde son bulmuştu. Açtığı okulda devam eğitmen olarak devam etmişti. Aksana İvanovna onun hayatının ilk dönüp noktası olmuştu. Kumral saçlarını ensesinde sıkı bir topuz yapar ve hale kostümü ve elindeki ince sopasıyla sınıfta dolaşır yapamadıkları yanlış yaptığı her harekette baldırlarına sertçe vururdu. Onunla birlikte başlayan yirmi öğrenciden bir ay sonra sadece sadece dört kız kalmışlardı. Dokuz yıl sonra on üç yaşında ilk solo gösterisine çıktığında perde arkasında onu izleyen Aksana' dan başkası değildi. Ayakları kanayıp parçalanana kadar saatlerde çalıştıktan sonra onun sayesinde on beş yaşında Fenice' e girmeyi başarmıştı ve hırstan çok içinde büyüttüğü istekler. İlk baş rolünü aldığında evlenip çekilmişti. Fenice seçmelerinde katılmadan bir gün önce yaptıkları çalışmada kadının söyledikleri aklına gelmişti. "erkekler bir kadının kalbine takılan prangalardır İsabella. Seni kendilerine zincirle başlarlar. Ne ileri ne de geri gidebilirsin. Olduğun yerde sayıp durursun. Eğer adını dünyanın her köşesinde duyurmak istiyorsan sakın aşık olma" diyerek ilk kez içtenlikle nasihatte bulunup gülümsemiş ve sıkıca sarılmıştı.

"sinyora" diyerek kendisine seslenen Simon onu geçmişinden çekip çıkarmıştı. Ayda bir kere içtiği sade kahve ve çikolatalı küçük kurabiye için geldiği tek yer burasıydı. Arabanın kapısını açan Simon' a gülümsedi. Arabadan inip Pippa' ı kucaklayarak indirmişti. Arabanın önünde duran büyük siyah araba dar sokağı kapamıştı. Başını kaldırıp tanıdık tabelaya baktı ve ardından kapı açılırken çalan çanın sesini duydu.

"kurabiyelere bayılacaksın bir tanem" dedi. Kapıyı açıp içeri girdiklerinde genç kadın buruna dolan tanıdık kahve kokusuyla mest olmuştu. Cam kenarındaki bir masaya seçip Pippa^' ın oturmasına yardımcı oldu. Karşısındaki sandalyeye oturduğunda Simon' un hemen yanlarındaki masaya oturduğunu gördü. Genç adam bir kahve isteyerek garsonu göndermişti yanından. Kafe' i keşfettiği yağmurlu günden beri her gelişinde ona servis yapan Gema bulunduğu tezgahın arkasında onu gördüğünde siparişlerini kaydettiği küçük makineyi alarak masalarına geldi.

"uzun zamandır seni göremiyordum Belle" diyerek selam verdi ve İsabella' a ayağa kalktığında birbirlerine sarıldılar.

"tebrik ederim seni. Evlendiğini duyduğumda çok şaşırmıştım" diyen genç kadın bir kaç cümlenin ardından Pippa için  gelen çikolatalı kruvasan ve sıcak sütün ardından ona sade filtre bir kahve ve çok sevdiği bademli kekten istemişti. Siparişleri geldiğinde çantasından çıkardığı telefonla kuzenine mesaj attı.

Gönderen: İsabella

'Sevgili kuzenim. Beni unuttuğunu düşünüyorum. Cake&Cookie ' deyim. Kaçıp gelebilir misin?'

Mesajı yazıp gönderdi ve kahvesinden bir yudum aldı. Mesajın üzerinden bir kaç dakika geçmemişti ki mesaj gelmişti.

Gelen: Beliii

'tanrımmm. Döndünüz demek. Mesajını okur okumaz çantamı aldım bebeğim. Hemen geliyorum' 

Telefonu masanın üzerine bırakıp karşı sandalyesinde oturan Pippa' ya baktı. Küçük kız tabağındaki taze kruvasan ve meyve salatasını iştahla yiyordu. "beğendin mi küçüğüm?" diye sordu İsabella. Süt bardağını dudaklarının arasından çeken kız bardağını masaya bıraktığında dudaklarının üzerinde beyaz bir çizgi oluşmuştu. Yemeğine devam ederken başını sallamıştı. Kafenin kapısında asılı duran çan çaldığında ona yöne baktı. Belinda her zamanki şıklığıyla içeri girdi. Topuklu ayakkabı koleksiyonun en değerli parçası 2014 yılında çıkan özel koleksiyon renkli stilettoları, diz altında kadar inen siyah kalem elbisesi, mor fendi çantası ve mevsimlik ince ceketiyle gösterişli bir giriş yapmıştı. Yeni boyattığı saçlarını geriye doğru savurup etrafına bakınarak gözleriyle oturdukları masayı aradı. Bulduğunda kocaman bir gülümseyişle el salladı yanlarına geldi.

"çok güzelleşmişsinn" diyerek çantasını boş sandalyeye bırakıp İsabella' a sarıldı. "nasılda bronzlaşmışsın. O kadar güzel görünüyorsun ki. Seni çok özledim" dedi.

"konuşacak o kadar çok şeyimiz var" dedi İsabella. Belinda kollarından ayrılıp İsabella' ın yüzüne baktı. "sorun mu var?" dediğinde başını salladı genç kadın. Ardından gözleri Pippa' a kaydı. "sonra konuşalım" dediğinde Belinda da başını baktı.

"ah prensesimiz beni görmeye gelmiş" diyerek kızın yanına gitti ve yanağından öptü. Çantasını sandalyeden alıp ortalarına oturdu.

"hem seni hemde tiyatroyu görmek istedik. Küçük hanım baleye başladı ve benim gibi onunda Fenice' e açık olacağını düşündüm. " dedi İsabella.

"aayyy ne güzel fikir" dedi Belinda.

***

Kafeden çıkmadan önce araba hemen kapının önüne çekilmişti. Hızla kafeden çıkıp üçü birlikte arabaya bindiler.

"bu kadar korumaya ne gerek var İsabella" diye sordu Belinda. Uçakta yaşadıklarını unutmamıştı ve Simon' a karşı hala kin güdüyordu.

"Francesco seçimlere katıldığını açıklayacak yakında ve bana tehdit aldığını söyledi. O yüzen" dedi kısaca.

"anladım. Her neyse olanları öğrendiğinde şoke olacaksın. Marrissa' ı gördüğünde ise komaya gireceksin" dedi Belinda. Araba kısa sürede ulaşmıştı tiyatronun tarihi binasına. Oyuncular için kullanılan kapıdan girmişlerdi. İçeri girdiğinde telaşın kokusunu almıştı İsabella. Yürüdüğü koridoru kaş kez koşturarak geçmişti kim bilir. Prova salonuna önüne geldiğinde durdu İsabella.

"şuan çalışıyorlar mı?" diye sordu İsabella.

"oradan önce konuşmamız gerek şeyler var" dedi Belinda. Birlikte Belinda' ın odasına gittiler. İsabella tanıdık odada değişiklik yoktu. Pippa Belinda' ın odasındaki ışıltılı kostümlere gördüğü kostümlerin büyüsüne kapılırken iki kuzen karşılıklı oturdular.

"neler anlatacaksın?" dedi İsabella çantasını kolundan çıkarıp önündeki sehpanın üzerine bıraktı.

"ilk habere hazır ol. Marrissa artık baş dansçı değil" dedi. İsabella gerçekten duyduğuna şaşırmıştı. Yedek başrol olarak seçildiğini biliyordu. Kendisi ayrıldıktan sonra yerini Marrissa' ın almasını bekliyordu. "ve diğer habere geliyorum. Aslında bir neden diyelim. Marrissa hamile. Rolün ondan alınmasının sebebi de bu. Bebeğin babası kim tahmin et yada etme ben söyleyeceğim. Giovanni. O ikisinin bir bebeği olacak. Yakında evleniyorlar" dedi.

"vay canına. Bunlar ne ara oldu?" dedi İsabella. Gülmeye başladı. "Tanrım o ikisi" dediğinde Belinda karşısında koltuğundan kalkıp odasında saklı duran şarap şişelerinden birini alıp açtı ve iki kadeh alıp tekrar oturdu yerine.

"Sen gözünün önüne getirdiğinde yüzünü buruşturuyorsun. Bende onlara haftanın en az üç günü görmek zorunda kalıyorum" dedi. Kırmızı şarabı kadehlere doldurup birini İsabella' a uzattı.

"Marrisa. Senin düğünün için Toskana' da geldiğini, burada prova sırasında öğrenmiş arkandan seni tekrar döndürmek için geldiğini gibi dedikoduları da duyunca ve sinir krizi geçirmiş, hastaneye kaldırıldığında öğrenmişler hamile olduğunu ki ben yalan olduğunu düşünüyorum. Aklınca saklamaya çalışmış salak. Giovanni' de eli boş dönünce, Üçüncü yedeğin baş rolü kaptı. Tam bir fiyasko kendisi. Herkes seni mumla arıyor. Bazı sponsorlar çekildi. Giovanni kalanları tutmak için elinden gelini yapıyor ama pek hevesli değil gibiler" diye sıraladı genç arka arkaya sıraladı olanları.

"çok şaşkınım doğusu" dedi İsabella. Kadehini bitirdikten sonra "Toskana' ya gediğinde Marrissa' ın hamile olduğunu biliyordu o zaman. Ona gerçekten inanamıyorum. Daha ne kadar alçalabilir ki" dedi.

"buradaki işini bırakıp bir cehennemin kapısında bekçilik yapsa yerini yadırgamaz." dedi Belinda. İsabella' ın bitirdiği kadehi tekrar doldurup "ben burayı anlattığıma göre sen de bana yeni evini ve canını sıkan diğer şeyleri anlat" dedi. Genç kadın Pippa' a bakıp gözlerini tekrar kuzenine çevirdi. "bu gece bizimle kalır mısın Bel?" diye sordu. Pippa da ona katılıp "evet Belinda. Bizimle kal" dediğinde genç kadın gülümseyip "kalırım tabi ki. Sizi reddetmem mümkün mü?" diye sordu.

"kız gecesi yapıyoruz desenize" dedi Belinda ve oturduğu yerden kalktı. "Pippa' ı sahne şıkları ile tanıştıralım" dedi. Elbiselerin arasında oturan kızın yanına gidip kucağın aldı.

"Sen burada mı kalıyorsun?" dediğinde İsabella ayağa kalkıp çantasını aldı ve onlar için kapıyı açtı.

Pravo salonları, giyinme odaları ve en sonunda kulise geldiler. Belinda ve Pippa içeri girerken İsabella durdu kapının önünde . Ayaklarının titrediğini hissetti. Yine aynı heyecan sardı bedenini. Her zaman olduğunu avuçlarının içleri terlemeye yanaklarını ısınmaya başladı. Gözlerini yumdu ve kapıyı ittirip içeri girdi. İçeri adımını it attığı o an gözlerinde canlanmıştı. Bayan Aksana' ın elinden tutarak girmişti içeri. Etrafında koşturan onun yaşlarında kızlar vardı. Bazıları prova yapıyor ve son kez sınav için belirlenen koreografi çalışıyorlardı.Şimdi ise etraf oldukça sessizdi. Sahneyle kulisin arasındaki kalın kırmızı kumaştan perdeyi çekip sahneye çıktı. Etraf kararır ve üzerinde parlak bir spot ışığı vurdu. Her zaman olduğunu derin bir nefes alıp sırtını dikleştirip başlayan müzikle birlikte jüri üyelerini selamlayıp yıllardır üzerine çalıştığı hareketleri sergiledi. Müzik bitmek üzereyken Grand Allegro ile yaptığı finalin ardından sahnenin ortasına gelip tekrar selam verdi. 

Her şeyin başladığını yere tekrar gelmişti. Onu takip eden bir spot ışığı ve salonun bir köşesinde çalan büyük orkestra yoktu. Selam verirken salonda yankılanan alkış sesleri yoktu. Boşluk ve özlem giderek daha da büyüyüp bütün benliğini çekip almıştı içine."annem burada mı dans ediyordu Belinda" diyen Pippa' ın sesini duyduğunda yutkunup gözünden akmaya hazırlanan yaşları başını yukarı kaldırıp elinin tersiyle sildi gözlerini.

"evettt. Yıldız gibi parlıyordu hayatım" dedi. İsabella kendisine doğru gelen küçük kıza kollarını açtı ve sıkıca sarıldı.

"güzel değil mi?" diye sordu İsabella.

"çok güzel anne" dedi küçük kız. Simon ise perdenin arasında durmuş onları izliyordu. Salonun yangın merdivenlerine açılan küçük kapısı gürültüyle açıldı ve içeri Giovanni girdi.

"Belinda Sinyor Ravanelli seninle tanışmak istiyor" diyerek ona bakmadan konuşmaya başladı. Sahneye baktığında ise şaşkınlıkla yerinde kala kaldı.

"İsabellaa. Sen buradasın...." derken Simon olduğunu yerden çıkıp İsabella' ın yanına geldi ve kulağına eğilip. "hanımefendi Sinyor Rossi' in kati emri var. Bay Giovanni ile sizin yakınınızda olması yasak" dediğinde genç kadının kaşlarını çatıldı ve gözlerini adama çevirdi.

"merak etmeyin" diyerek adama gitmesini işaret etti. Bir kaç adım geriye çekilse de yakınında durmaya devam etti Simon.

"seni görmeyi beklemiyorum. Belinda' ın burada oluğunu söylediklerinde Bay Alberto Ravanelli' i buraya getirdim. Kendisi En büyük sponsorumuz. Sahne tasarımı ile ilgili soruları vardı" dedi. Giovanni İsabella' ın arkasında duran adama çekinerek bakıp gözlerini ondan kaçırmıştı. İçeri girdiği kapıyı açıp taktim ettiği adamı içeri çağırdığı "biz seni odanda bekleyelim Beli" dedi İsabella. Arkasını dönüp gitmek için bir kaç adam attığında adamın sesini duydu.

"sinyora burada mı? Kendisiyle tanışmak isterim" diyen yabancının sesini duydu. Belinda adamla tanımadığını adamla el sıkışırken İsabella kendisi hakkında konuşulmadığını umarak yürümeye devam etti.

"İsabellaaa" diyen kuzeninin sesini duyduğunda genç kadın durdu ve arkasını dönüp sahnenin aşağısında kenarında duran üç kişiye baktı.

"Simon, Pippa' ı Belinda' ın odasına götürür müsün? Bizde birazdan geliyoruz" dedi.

"efendim sizi yalnız bırakamam" dediğinde genç kadın gözlerini devirip "benim için burada bir tehlike yok. Pippa ile birlikte gidin" diyerek adamın itirazına cevap verdi.

"Pedro birazdan buraya gelecek" dedi Simon. Koruma ekibinden bir başkasını arayıp oldukları yere çağıracaktı. Pippa' ın kendisine uzattığını elini tutup kulis çıkışına gitti. İsabella hemen ardından kendisini bekleyen üçlünün yanına yürüdü. Sahnenin merdivenlerinden için kuzeninin yanına geldi.

"efendim Belinda?" dediğinde genç kadın heyecanla. "Sinyor Ravanelli senin büyük bir hayranınmış. Eğer vaktin varsa" dedi. Genç kadın başını salladı ve karşısındaki adama bakıp gülümsedi.

"sizinle şahsen tanışmak büyük bir şeref sinyorina*" dediğinde İsabella adamın evlendiğini bilmediğini düşündü.

"Sinyora Rossi, bayım. Yakın zamanda evlendim" dedi ve adamın kendisinde uzattığı eli sıktı.

"affedin beni lütfen. Oysa düğününüze davet edilmiştim. Kocanız Francesco ile tanış sayılırız. Babam ve Üvey annem umarım benim mutluluk dileğini sizlere iletmiştir"dedi.

"babanız ve üvey anneniz?" diye sordu İsabella.

"Gabby ve Angelo Eduardo Ravanelli" dedi Alberto.

"sizz..." dedi İsabella. 'şanssız bir günde doğdun İsabella. Bir kara kedi kadar uğursuzsun ' diye geçirdi içinden. Genç kadının birden değişen yüz ifadesiyle Alberto "Francesco size benden bahsetmiş sanırım" derken gülümsüyordu.

-----------------------------------

Sinyorina         : İtalyanca da evlenmemiş bekar kadına hitap şekli.

Grand Allegro : Balede grand allegro her bale dansçısının yaptığı günlük bir buçuk saatlik egzersizlerin içinde yapılan ve derslerin en sonralında yapılan en zorlayıcı hareketlerinbütünüdür.Genelde köşelerden köşeye yapılır, salonun bütünü kullanılarak yapılır.Büyük adımlar, büyük zıplamalar içerir, köşeden köşeye yapılan büyük zıplama hareketleridir.

Continue Reading

You'll Also Like

4.2M 269K 45
Aylardır izlediği yayıncıya olan hislerinin arttığını düşünen İzem, artık onun dikkatini çekmek ister. Dağhan'a ilk mesajı değildi ama bu sefer onun...
333K 3.4K 5
Hep erkekler mi kovalar ? Kadınlar sadece bedenleri için mi istenir ? Peki ya tam tersi olursa ? Bir kadın kovalar bir erkek kaçarsa ? Can kaçacak...
442K 36.6K 34
İlk görüşte aşk mı yoksa hayal kırıklığı mı? 12.03.23 Arven&Kandemir
11.5K 971 23
'Dina, benim adım Dina Osmanoğlu. Türkiye den eğitim için İskoçya' ya gelen Erhan Osmanoğlu ve okulda tanışıp aşık olduğu aşkı Eppie Osmanoğlu' un te...