Karanlığa Gömülen Hayaller -t...

Oleh Sekersizbonibonlar

388K 33K 19.5K

'Kafamın içindeki çığlıkları, senin ruhunun fısıltısı susturdu.'~Ayza A. *ESKİ İSİM: ABİLERİM Mİ?* ... Bir kı... Lebih Banyak

Bölüm 1~
Bölüm 2~
Bölüm 3~
Bölüm 4~
Bölüm 5~
Bölüm 6~
Bölüm 7~
Bölüm 8~
Bölüm 9~
Bölüm 10~
Bölüm 11~
Bölüm 12~
Bölüm 13 ~
Bölüm 14~
Bölüm 15~
Bölüm 16~
Bölüm 17~
Bölüm 18~
Bölüm 19~
Bölüm 20~
Bölüm 21~
Bölüm 22~
Bölüm 23~
Bölüm 24~
Bölüm 25~
Bölüm 26~
Bölüm 27~
Bölüm 28~
Bölüm 29~
Bölüm 30~
Bölüm 31~
Bölüm 32~
Bölüm 33~
Bölüm 34~
Bölüm 35~
Bölüm 36~
Bölüm 37~
Bölüm 38~
Bölüm 39~
Bölüm 40~
Bölüm 41~
Bölüm 42~
Bölüm 43~
Bölüm 44~
Bölüm 45~
Bölüm 46~
Bölüm 47~
Bölüm 48~
Bölüm 49~
Bölüm 50~
Bölüm 51~
Bölüm 52~
Bölüm 53~
Bölüm 54~
Bölüm 55~
Bölüm 56~
Bölüm 57~
abilerim mi duyuru
Bölüm 59~
Bölüm 60~
Bölüm 61~
Bölüm 62~
Bölüm 63~
Bölüm 64~
Bölüm 65~
Bölüm 66~
Bölüm 67~
Bölüm 68~
Bölüm 69~
Bölüm 70~
Bölüm 71~
Bölüm 72~
Bölüm 73~
Bölüm 74~
Bölüm 75~
Bölüm 76~
Bölüm 77~
Bölüm 78~
FİNAL.
Özel Bölüm-1

Bölüm 58~

3.4K 406 455
Oleh Sekersizbonibonlar


"Ayza.. korkma benden.. sana zarar vermem yemin ederim."

Ural~


Hayaller.. beni öldüren şey bir silahın soğuk namlusu veya eskimiş bir halat değildi, hayallerimdi.

Ben hayal edip umutlandıkça yarı yolda bırakılmış ve gün geçtikçe daha da ölüme yaklaşmıştım. Ruhum çürümüş, bedenim çökmüştü.

Belki de hayaller en tehlikesi silahtı. Hayalinizi birine anlatırsanız sizinle dalga geçerdi, içinizde inanıp umut ettikçe o hayaller bir gün boğazınıza yapışırdı.

Önce umut ederdiniz, sonra o umutlar solardı, daha sonraysa boğazınıza sarılır ve ölmenizi beklerlerdi.

Bazen sadece çocukluk hayallerimde kalmak istiyordum. O küçük, huzurlu evde. Beni aradığını ve canından çok sevdiğini düşündüğüm annem ve prensesi olabileceğim babamla. Bir de o yavru kediyle küçük bir evde yaşamak istiyordum sadece.

Belki beni öldüren hayallerden birisi de buydu? Ben bunları hayal ederken öz annem, başka bir kıza annelik yapmış ve beni görünce benden ölesiye nefret etmişti.

Oysa ben onun kızı değil miydim, bir anne nasıl olurda kızının ölümünü görmek isterdi? Nehir Akar istiyordu.

Benim hayalimdeki babam Cihangir Akar değildi, hayallerimdeki üvey babamdı. Ama şimdi düşününce.. ikisi de hayallerime çok uzaktı.

Ben hep huzurlu bir ev istemiştim, ama kalmaya başladığım evde her zaman huzur kaçıran olmuştum. Bir fazlalık olmuştum, belki de en başından bir hataydım? Üvey babam haklıydı belki de, onun hatası olmasamda Akar'ların hatası olmuştum.

Beni öldürmüştü bunlar gün geçtikçe. Yine korkunç bir kabustan uyanmıştım, derin derin soluklanıyor ve ağlamama rağmen umursamadan sakinleşmeye çalışıyordum.

Rüyamda yine onları görmüştüm.. Beni terk etmişlerdi ama rüyamda peşimi bırakmamaya devam ediyorlardı.

Önce hepsiyle bir evde oturuyorduk, sonra Nehir Akar sanki beni seviyormuş gibi davranmış ve bahçede oturmak istemişti. Bahçeye çıktığımızda ise elleriyle toprağı kazmaya başlamıştı, delirmiş gibiydi. Ben daha olanları algılayamadan diğerleri beni zorla mezarın içine sokmuş ve üstüme toprak atmışlardı.

Titreyen dudaklarımı sertçe ısırdım. Gitmiyorlardı, peşimi bırakmıyorlardı! Hiçbir zaman bırakmayacaklardı.

Ağzımdan bir hıçkırık koptuğunda elimle ağzımı sertçe kapattım, o sırada Ural mırıldandı uykusunda. Anlaşılan uykusu hafifti.

"Bücür! Bence tam zamanı, kalk ve kendini as artık!" Dedi ve büyük bir kahkaha attı Demon. Gözlerimi sıkıca kapattım ve titreyen ellerimle küçük su şişesini alıp kafama diktim.

Aniden midemin ağzıma gelmesiyle şişe elimden düştü ve hızla kalkıp banyoya koştum. Tuvalete girdiğimde ışığı açmaya vaktim olmamıştı, hemen tuvalete çöküp kusmaya başladım.

Ağzımdaki iğrenç tarla birkaç kez öksürdüm, o sırada aniden ışık açıldı. Ben korkuyla oraya dönerken Ural ile göz göze geldim. Önce gözleri büyüdü dehşetle, daha sonra yanıma geldi ve saçlarımı önümden çekti.

"Sen iyi misin? Niye kusuyorsun? Miden mi bulanıyor? Hemşire çağıracağım!" Diyerek art arda konuşmaya başladı, kolunu tutarak durdurdum.

"İyiyim.." Dedim ve ayağa kalkıp sifonu çektim ve elimi yüzümü iyice yıkadım. Dişimi fırçalarken Ural bir toka bulmuş ve arkama geçip saçımı ensemde toplamıştı.

"Daha iyi misin?" Diye sordu endişeyle, başımı olumlu anlamda salladım ve ağzımı silip ona döndüm. "İyiyim.. sadece kabus gördüm, midem bulandı." Derken hâlâ sanki ağzımdan toprak varmış gibi hissediyordum.

O sırada Ural'ın kaşları çatıldı ve elini dudaklarıma doğru uzattı. Dudağımın arasından bir şeyi tutup çekmeye başladığında kaşlarım çatıldı ve refleksle öğürdüm.

"Ayza, bu ne?!" Diye sordu büyük bir telaşla. "Ayza! He-hemşireyi çağırmamız gerek!" Dedi telaşla, ama ağzımdan ip gibi bir şey çekiyordu. O sırada çektiği şeyin toprak olduğunu anladım, üzerinde böcekler vardı.

Daha hızlı çekmeye başladığında ellerim titriyordu. "Ayza.. bunu çözmemizin tek bir yolu var," Dediğinde gözümden akan yaşlarla ona döndüm korkuyla. "Seni gömmemiz lazım." Dedi ve beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı.

Çığlık atmaya çalıştım ama sadece ağzımdan toprak döküldü ve öğürme gibi bir ses çıktı, korkuyla ağlamaya başladım ve beni çekiştirmesini engellemeye çalıştım.

"Ayza, yapma! Ölmek mi istiyorsun? Seni gömmemiz lazım aptal!" Diye bağırdı öfkeyle. Bacaklarım titrerken kendimi iyice geri çekmeye çalıştım. O sırada beni geriye doğru fırlattı. Sırtım banyo fayansına sertçe çarptı, korkuyla ağlıyordum.

O an olduğumuz yer tamamen değişti ve kendimizi mezarlıkta bulduk. Elindeki şeyle üzerime toprak atmaya başladı Ural, bunu yaparken keyifle sırıtıyordu. Kalkmaya çalıştım ama çok derindi.

Ağzıma attığı toprakların içinde böcekler de vardı, korkuyla çığlık atmaya çalıştım ama imkansızdı. Ağzıma bir sürü toprak ve böcek girmişti. Gözüme de topraklar girdiğinde gözlerimi sıkıca kapattım.

Duyduğum kahkaha sesi ile refleksle açtım gözlerimi, ama mezarlıkta değildim. Banyo fayansında yatıyordum, başımda ki Demon keyifle kahkahalar atıyordu.

Hemen doğruldum ve derin nefesler alarak etrafa bakındım. Elim hızla ağzıma gitti ama ağzımda toprak falan yoktu. Ağzımdan hıçkırıklar kopmaya başladığında elim ayağım korkudan titriyordu.

Korkuyordum.

Çok korkuyordum..

O sırada banyonun karanlık olduğunu fark ettim, korkum iki katına çıkarken hemen ayağa kalktım ağlayarak. Odaya girip ışığı açtığımda Ural yataktan doğruldu ve gözlerini ovuşturdu. Onu görmemle ağlamam arttı ve iyice geriye gittim.

"Sen.. iyi misin?" Diye sordu uykulu sesi ve kısık gözleriyle. "Konuşma!" Diye bağırdım korkuyla. Anlamayarak ayağa kalktığında çığlık attım ve titreyen ellerimi yüzümün önüne getirip başımı eğdim, o sırada yere düşmüş ve iyice geriye gitmiştim.

"Yaklaşma!" Diye bağırdım korkuyla. "Yaklaşma lütfen.." Diye fısıldadım bu seferde. Hıçkırıklarım artarken beni dinlemedi ve yanıma yaklaştı. Ben korkuyla ağlarken geri geri gidiyordum. Aniden yanıma gelip oturdu ve kolunu tutup ellerimi yüzümden çekti.

"Ayza.. ne oldu? Kabus mu gördün?" Diye fısıldadı korku dolu sesiyle. Yüzümü incelediğinde hafifçe gözleri doldu. "Korkma benden, ben sana zarar vermem ki.." Demesiyle kirpiklerim titredi ama cevap vermedi.

"Ayza.. korkma benden.. sana zarar vermem yemin ederim." Dedi ama son söylediği fısıltıdan ibaretti. O sırada kapı açıldı ve iki hemşire içeriye girdi.

.

.

.

Bahçedeki çardakta tek başıma otururken gözlerim doldu ve soğuktan burnumu çektim.

Ural da onlar gibiydi işte, kötü biriydi. O da bana zarar verecekti..

"Evet bücür, en az ailen kadar canını yakacaklar!" Dedi ve dıraksadı. "Ah, ailen mi dedim? Senin bir ailen yok ki bücür!" Diyerek kahkahalar atmaya başladı.

Dudaklarım bir anlık titrediğinde biri yanıma geldi. "Kalksana ya! Benim orası!" Dediğinde ona döndüm çatık kaşlarımla.

"Anlamadım?" Diye sordum, sinirle kolunu tutup çekiştirdiğinde refleksle kalkmıştım. Sinirle onu geriye ittiğimde siyah saçını kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Bak kızım, benim yerim orası! Bir daha oraya oturursan parçalarım seni!" Dediğinde üzerindeki kırmızı renk formaya bakıp tekrar ona döndüm. "Onu anladım zaten, kuduz köpek gibi saldırgan olduğun için üstünde yeşil değil kırmızı forma var." Dedğimde saçıma yapıştı.

"Bak kızım gebertirim seni!" Dediğinde saçlarını tutup zorda olsa onu geriye doğru fırlattım. Ellerinin içini bana gösterdi daha sonra. "Bana saldırgan diyeceğine git de banyo yap, saçların hep yağlanmış! Kokuyorsun resmen, annen sana banyo yapmayı öğretmesi mi!" Diye bağırdı öfkeyle. Gözlerim dolarken bu sefer onun saçına yapışan ben oldum, sertçe başını masaya çarptığımda çığlık attı ve boğazıma yapıştı.

"Çek şu pis ellerini!" Diye bağırdığımda hemşirelerden biri beni sertçe geriye çekti. "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?!" Diye sordu öfkeyle. Karşımdaki 30'larındaki kadın sinirle saçlarını düzeltti.

"Yerime oturup bana artistlik tasladı! Bir de o kız çok pis kokuyor, banyo yapmayı öğretin! Ellerim hep yağ oldu!" Diye bağırdı aşağılarcasına. Ona adımladığımda hemşire hemen beni geriye çekti.

"Yeter, durun! Formalarınızın rengini mi değiştirelim illa? Derya, siyah forma mı giyinmek istiyorsun?!" Diye sordu öfkeyle. Derya denen kadın dişlerini sıktı.

Al işte, o kadar zaman sonra bahçeye çıkmıştım ve onda da başıma iş açmıştım!

.

.

.

Odaya adımlarken dolu gözlerimi sildim sinirle. Doktor benimle upuzun konuşmuş ve o sırada ne düşündüğümü öğrenmişti. Daha sonraysa uyarıcı bir konuşma yapmıştı.

Hepsi o kız yüzündendi işte!

"Kalbin nasıl oldu, düzeldi mi?" Diye sordu hemşire sırıtarak. Ona bakmadan ofladım. "Sana ne?" Dedim sitemle.

"Beni çağıran sizdiniz ama." Dedi çok bilmişçe. Göz devirip odaya girdiğimde üstüme kilitlenmişti kapı, o sırada Ural bana döndü ama hiçbir şey demedi.

"Bücür, banyo yap artık. Baksana nasıl kötü kokuyorsun o bile yaklaşmıyor sana!" Dedi ve kahkaha attı Demon. Gözlerim dolarken yatağın ucuna oturdum.

"Ural.." Dememle bana döndü. "Ben kötü mü kokuyorum?" Diye sordum aniden, anlamayarak kaşlarını kaldırdı.

"Yoo, güzel kokuyorsun sen." Demesiyle kaşlarımı çattım. "Hayır, kadın dedi ki leş gibi kokuyorsun." Dememle onunda kaşları çatıldı.

"Hayır, sen çok güzel kokuyorsun." Desende yalan olduğunu biliyordum. Bir süre öylece oturdum ve ellerimle oynadım.

Ural ilk geldiği gün istersen sana kapıyı tutarım demişti, tutar mıydı acaba gerçekten de?

"Kesin tutmaz bücür, içeri dalar!" Diyerek kahkaha atmasıyla alt dudağımı ısırdım. "Ural.. ben duşa girsem, sen tutar mısın kapıyı?" Diye mırıldandıktan sonra bunun ne kadar saçma olduğunu fark ettim.

Kapı kapanıyordu sadece kilitlenmiyordu, kim için tutacaktı ki kapıyı? Utançla bakışlarımı kaçırdım, aptaldım işte.

"Tutarım ben." Dedi yüzündeki gülümsemeyle, ona kaydı bakışlarım. "Sakın içeri girme ama." Dememle Demon kahkaha attı.

"Niye gireyim ki içeriye? Girmem tabii ki, sen gir kapını da tutarım hem." Dediğinde gülümsedim ve banyoya girdim. Kapıyı kapattığımda gözümden bir damla yaş aktı.

Leş gibi mi korkuyordum gerçekten?

Banyodaki bana ait küçük dolaptan temiz çamaşırlarımı vesaire çıkarttım ve üzerimdekileri çıkartıp duşa kabine girdim. Suyu açarken vücuduma değen soğuk suyla irkilerek gerek çekildim, buz gibiydi bu su.

Parmak uçlarımı hafifçe suya değdirdim. Çok soğuktu ama kötü kokuyordum.. Oflayarak suyu aldım ve saçlarıma tuttum. İrkilerek gözlerimi sımsıkı kapattım ama suyu tutmaya devam ettim.

Dört kere şampuanlandıktan sonra soğuk suyu titreyen ve uyuşan parmaklarımla kapattım.

Titrek bir nefes alıp çıktım ve hemen banyodaki havluya sıkıca sarıldım. Burnumu çekip üstümü giyindim. Kirli formamı sepete attım ve temiz olan formaları giyindim. Çoraplarımı da giyip havluyu dolaba kaldırdım ve banyodan çıktım.

Ural kapının kenarında dikilmiş bir şeylerle uğraşıyordu. "Ural," Dememle bana döndü. "Teşekkür ederim." Dememle kaşlarını çattı.

"Saçların ıslak, kurutmazsan hasta olursun." Dediğinde başımı iki yana salladım. "Hasta olmam, hem kurutma makinesi falan da yok." Dememle bakışları saçlarımda dolandı ve yanaklarını şişirerek ofladı.

Banyoya girdiğinde gidip yatağıma oturdum, o sırada Demon yüzünü buruşturdu. "Var ya, bu çocuğu kesin doktor seninle ilgili şeyler öğrenmek için buraya koydu bücür!" Diyerek kahkaha attı Demon.

Olabilir miydi cidden? Belki bilerek koymuşlardı. Hem nerede görülmüş bir kızla erkeğin aynı odada kaldığı? Kesin bana oyun oynamak için koymuşlardı.

Ama Ural öyle biri değildi ki.. Öyle biri olabilir miydi cidden?

O sırada Ural elinde temiz bir havluyla gelip gülümsedi. "Havluyla kuruturuz, kurutmazsak hasta olursun yoksa. Hasta olmanı istemiyorum." Dedi ve arkama geçip oturdu. Anlamayarak ona baktım.

"Sen önüne dön, ben saçını kurutacağım. Bak şimdi.." Dedi heyecanla, daha sonra havluyla saçlarımı kurutmaya başladı.

Ben gülümserken içim kıpır kıpır olmuştu. Beni düşünüyordu.. Eğer bilerek getirselerdi beni düşünmezdi hem, değil mi?

"Salak bücürüm benim.. Sana yakın oluyor çünkü senden bilgi alması gerek!" Diyerek kahkaha attı. Hafifçe yutkunurken dediklerimi kafamda tarttım.

"Ben küçükken annem abimin saçını aynı böyle kuruturdu, kurutma makinesi çok para yazıyormuş." Diyerek kıkırdadı ve saçlarımı kurutmaya devam etti.

Eğer bilerek gelse bana geçmişini anlatır mıydı ki? Hayır, anlatmazdı. Demon kesin beni kandırıyordu yine..

"Ama benim saçımı ben kuruturdum, saçım çok diye yoruluyormuş. Senin saçında çok ama ben yorulmam." Dedi sesindeki buruk heyecanla. Alt dudağımı ısırırken istemsizce gülümsemiştim.

Evet evet, Demon kesin beni kandırıyordu.

"Bende saçımı hep kendim kuruturdum," Diyerek ilk kez geçmişimle ilgili bir şey anlatmaya başlamıştım. Ural merakla bir an duraksadı ama hemen saçımı kurutmaya devam etti.

"Seninde mi annen yoruluyordu?" Demesiyle başımı iki yana salladım. Saçlarımı kuruturken merakla beni bekliyordu.

"Hayır, benim annem yoktu." Dediğimde duraksadı. "Nasıl yani? Ama herkesin annesi vardır." Dedi şaşkınlıkla. Buna güldüm.

"Evet, ama benim annem yoktu. Babam vardı ama o da sevmezdi beni, hatasıymışım ben onun." Dediğimde gözlerim doldu ama elimle sildim.

"Hata mı? Nasıl yani?" Diye sordu anlamayarak. "Yani beni istemiyordu." Dedim kısaca.

"Ama sen çok tatlısın, niye istemedi seni?" Diye sordu çocuk gibi. "Bilmem, sevmiyordu. Zaten 6 yaşından sonra ben akıl hastanesine geldim." Dememle şaşkınlıktan ağzından değişik bir ses döküldü.

"Aa, 6 yaşından beri mi buradasın?" Demesiyle başımı iki yana salladım. "Birkaç ay önce gerçek anne babam aldı beni, ama sevmediler. Sonra geri getirdiler buraya." Dediğimde kuruyan saçlarımı bıraktı ve nereden getirdiğini bilmediğim tarakla saçımı taramaya başladı.

"Nasıl sevmediler ki? Sen çok iyisin, ben çok seviyorum seni." Dediğinde ona döndüm. "Boşver, bitti gitti zaten. Artık hep buradayım." Dedim gülmeye çalışarak.

Dudağını büzüp bana baktı. "Üzülme, sen sevmiyorlarsa salaklardır. Sen çok iyi birisin, güzelsin, şirinsin, komiksin, ayrıca koala gibisin." Diyerek kıkırdadı, söyledikleriyle gözümden bir damla yaş aktı.

Gerçekten böyle mi düşünüyordu ki?

"Hayır tabii ki bücür!" Diyerek kahkaha attı Demon. "Sadece seninle dalga geçiyor, anlamadın mı?" Dedi alayla.

O sırada Ural gözümden akan yaşa şaşkınlıkla baktı ve elini kaldırdı ama dokunmadı. "Dokunabilir miyim?" Diye sormasıyla başımı salladım evet anlamında.

Parmağının ucuyla gözümden akan yaşları sildi, ama bir damla yaş daha aktı. O sırada ben daha ne olduğunu anlamadan uzanıp o yaşın üstünden öptü.

Ben kaskatı kesilirken yüzümün kızardığından emindim. Beni.. öpmüştü? Hayal mi görüyordum yoksa? Evet evet, kesin bu sefer gerçekten deliriyordum.

"Sen zaten delisin bücür!" Diyerek kahkaha atan Demon'u duymamaya çalıştım.

"Ağlama.." Dedi Ural bana dönerken. "Sen ağlayınca ben çok çok çok üzülüyorum.." Dediğinde kirpiklerim titredi. Daha sonra tekrar konuşmaya başladı.

"Benim sevgim ikimize de yeter.."

.

.

.

Kestiiiikkk! 2000 küsür kelime..

•Bu arada Ural ve Ayza olaylarının hızlı geliştiğinin farkındayım, ama ağırdan almam olmazdı. Çünkü ailesi de yanında yok sadece aşk kitabı gibi olurdu..

•Ural ve Ayza?

Ural'ın geçmişi?😫

•Hemşire?

•Bahçede ki kadın (Derya)?

•Kabus ve gördüğü hayal?

•Bir sonraki bölümde görmek istediğiniz sahneler varsa yazabilirsinizzz.
(Lütfen mantık çerçevesinde olsun.. ve sadece sahne söyleyin kitabın finaline kadar özet geçmeyin😫💓)

•NOT: BİR SONRAKİ BÖLÜM HAFTAYA PAZARTESİ!💖

•Bir sonraki bölüme kadar mutlu kalıııınnnn!!!💝

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

2.3M 71.9K 54
Babasının borcu yüzünden genç kızı alı koyan Karahan başına büyük ama tatlı bela alır... Genç kız Karahandan küçük olmasına rağmen yalnız adama eş ol...
28.7K 1.4K 15
Ünlü bir şarkıcı olan Yaz Gediz bu hayatta acı bile çekse de mutlu olmayı başaran 17 yaşında genç bir kızdır. Dağıstanlı ailesi yara dolu bir aile...
3.3M 211K 63
Ufak bir hata... Sadece minicik bir hata benim çocukluğumun katili oldu. Doğduğum gün yapılan o hata, benim 16 yılımı elimden aldı... - |13.03.21|-|2...
Açelya Oleh ✦

Fiksi Remaja

274 117 13
"Doğduğum anda koptu aslında kanatlarım ama babam onları ondardı ve uçmama izin verdi."