Bölüm 58~

3.3K 399 449
                                    


"Ayza.. korkma benden.. sana zarar vermem yemin ederim."

Ural~


Hayaller.. beni öldüren şey bir silahın soğuk namlusu veya eskimiş bir halat değildi, hayallerimdi.

Ben hayal edip umutlandıkça yarı yolda bırakılmış ve gün geçtikçe daha da ölüme yaklaşmıştım. Ruhum çürümüş, bedenim çökmüştü.

Belki de hayaller en tehlikesi silahtı. Hayalinizi birine anlatırsanız sizinle dalga geçerdi, içinizde inanıp umut ettikçe o hayaller bir gün boğazınıza yapışırdı.

Önce umut ederdiniz, sonra o umutlar solardı, daha sonraysa boğazınıza sarılır ve ölmenizi beklerlerdi.

Bazen sadece çocukluk hayallerimde kalmak istiyordum. O küçük, huzurlu evde. Beni aradığını ve canından çok sevdiğini düşündüğüm annem ve prensesi olabileceğim babamla. Bir de o yavru kediyle küçük bir evde yaşamak istiyordum sadece.

Belki beni öldüren hayallerden birisi de buydu? Ben bunları hayal ederken öz annem, başka bir kıza annelik yapmış ve beni görünce benden ölesiye nefret etmişti.

Oysa ben onun kızı değil miydim, bir anne nasıl olurda kızının ölümünü görmek isterdi? Nehir Akar istiyordu.

Benim hayalimdeki babam Cihangir Akar değildi, hayallerimdeki üvey babamdı. Ama şimdi düşününce.. ikisi de hayallerime çok uzaktı.

Ben hep huzurlu bir ev istemiştim, ama kalmaya başladığım evde her zaman huzur kaçıran olmuştum. Bir fazlalık olmuştum, belki de en başından bir hataydım? Üvey babam haklıydı belki de, onun hatası olmasamda Akar'ların hatası olmuştum.

Beni öldürmüştü bunlar gün geçtikçe. Yine korkunç bir kabustan uyanmıştım, derin derin soluklanıyor ve ağlamama rağmen umursamadan sakinleşmeye çalışıyordum.

Rüyamda yine onları görmüştüm.. Beni terk etmişlerdi ama rüyamda peşimi bırakmamaya devam ediyorlardı.

Önce hepsiyle bir evde oturuyorduk, sonra Nehir Akar sanki beni seviyormuş gibi davranmış ve bahçede oturmak istemişti. Bahçeye çıktığımızda ise elleriyle toprağı kazmaya başlamıştı, delirmiş gibiydi. Ben daha olanları algılayamadan diğerleri beni zorla mezarın içine sokmuş ve üstüme toprak atmışlardı.

Titreyen dudaklarımı sertçe ısırdım. Gitmiyorlardı, peşimi bırakmıyorlardı! Hiçbir zaman bırakmayacaklardı.

Ağzımdan bir hıçkırık koptuğunda elimle ağzımı sertçe kapattım, o sırada Ural mırıldandı uykusunda. Anlaşılan uykusu hafifti.

"Bücür! Bence tam zamanı, kalk ve kendini as artık!" Dedi ve büyük bir kahkaha attı Demon. Gözlerimi sıkıca kapattım ve titreyen ellerimle küçük su şişesini alıp kafama diktim.

Aniden midemin ağzıma gelmesiyle şişe elimden düştü ve hızla kalkıp banyoya koştum. Tuvalete girdiğimde ışığı açmaya vaktim olmamıştı, hemen tuvalete çöküp kusmaya başladım.

Ağzımdaki iğrenç tarla birkaç kez öksürdüm, o sırada aniden ışık açıldı. Ben korkuyla oraya dönerken Ural ile göz göze geldim. Önce gözleri büyüdü dehşetle, daha sonra yanıma geldi ve saçlarımı önümden çekti.

Karanlığa Gömülen Hayaller -tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin