Karanlığa Gömülen Hayaller -t...

Sekersizbonibonlar tarafından

390K 33.2K 19.6K

'Kafamın içindeki çığlıkları, senin ruhunun fısıltısı susturdu.'~Ayza A. *ESKİ İSİM: ABİLERİM Mİ?* ... Bir kı... Daha Fazla

Bölüm 1~
Bölüm 2~
Bölüm 3~
Bölüm 4~
Bölüm 5~
Bölüm 6~
Bölüm 7~
Bölüm 8~
Bölüm 9~
Bölüm 10~
Bölüm 11~
Bölüm 12~
Bölüm 13 ~
Bölüm 14~
Bölüm 15~
Bölüm 16~
Bölüm 17~
Bölüm 18~
Bölüm 19~
Bölüm 20~
Bölüm 21~
Bölüm 22~
Bölüm 23~
Bölüm 24~
Bölüm 25~
Bölüm 26~
Bölüm 27~
Bölüm 28~
Bölüm 29~
Bölüm 30~
Bölüm 31~
Bölüm 32~
Bölüm 33~
Bölüm 34~
Bölüm 35~
Bölüm 36~
Bölüm 37~
Bölüm 38~
Bölüm 39~
Bölüm 40~
Bölüm 41~
Bölüm 42~
Bölüm 44~
Bölüm 45~
Bölüm 46~
Bölüm 47~
Bölüm 48~
Bölüm 49~
Bölüm 50~
Bölüm 51~
Bölüm 52~
Bölüm 53~
Bölüm 54~
Bölüm 55~
Bölüm 56~
Bölüm 57~
abilerim mi duyuru
Bölüm 58~
Bölüm 59~
Bölüm 60~
Bölüm 61~
Bölüm 62~
Bölüm 63~
Bölüm 64~
Bölüm 65~
Bölüm 66~
Bölüm 67~
Bölüm 68~
Bölüm 69~
Bölüm 70~
Bölüm 71~
Bölüm 72~
Bölüm 73~
Bölüm 74~
Bölüm 75~
Bölüm 76~
Bölüm 77~
Bölüm 78~
FİNAL.
Özel Bölüm-1

Bölüm 43~

4.3K 378 302
Sekersizbonibonlar tarafından


"Ecrin'in yerini aldın sen!"

"Hayır..Ecrin benim yerimi aldı."

Nehir & Ayza Akar~


Duyduğum takırtı ile irkilerek gözlerimi araladım. Yerimden doğrulup gözlerimi ovaladığımda gördüğüm şeyle duraksadım.

Gözlerimi kırpıştırdım ve gerçekliğinden emin olmak adına sıkıca kapatıp açtım gözlerimi ama hâlâ aynıydı.

Asil sandalyede uyuya kalmıştı. Saçları dağılmış, yüzü kızarıktı.

Yutkunup iyice doğruldum ve ona döndüm tamamen.

"Bence sana küfür etmek için gelmişti bücür." Dedi ve kahkaha attı Demon.

Asil'e uzandım ve kolunu dürtükledim. Bir süre onu uyandırmaya çalıştım ama olmamıştı.

En sonunda Asil irkilerek gözlerini açınca kolunu tuttum. "Sakin ol, bir şey yok. Yatakta yat diye uyandırdım, uykun açılmadan gel." Diye fısıldadığımda sendeleyerek kendini yatağa attı ve çok geçmeden tekrar uyudu.

Yorganı üstüne örttüm ve kalkıp odadaki balkona çıktım. Balkonda ki mindere oturdum ve aşağıya baktım bir süre boş boş.

Haksızlıktı bu.

Öylece ölümümü izlemişti.

Eğer orada öylece ölseydim, içi rahat mı edecekti?

Evet, edecekti..

Yüzüme vuran rüzgarla gözlerim doldu. Bakışlarım ellerime kayarken yutkundum.

Bana katil diyorlardı.

Öyle miydim? Hayır hayır, ben kimseyi öldürmemiştim.

Bedenim öldürmüş olabilirdi, ama zihnim öldürmemişti.

Ben katil olamazdım, dillerinden düşürmedikleri hastalığımdı belki de katil olan.

Sözde hastalığım, ne komik ama.

İnanmamaya, bana hasta gözüyle bakmaya devam ediyorlardı.

O sırada hissettiğim hareketlilik ile arkama döndüm, Asil yanıma geliyordu.

Yanımdaki mindere oturdu ve bana bakmadan karşıya odaklandı.

"Burada neden uyudun?" Diye sormamla bana döndü ve göz göze geldik.

"Uyumayacaktım, sadece biraz kafa dağıtmak istedim. Uyuyakalmışım." Demesiyle kaşlarım çatıldı.

"Benim odamda ve yatağımın karşısında oturarak mı kafanı dağıtacaktın?" Diye sormamla Demon kahkaha attı.

"Ne kadar salaksın bücür." Demesiyle ben Asil'den hâlâ cevap bekliyordum.

"Evet, ev çok gürültülüydü. Bende senin odana geldim." Demesiyle kendimi tutamayarak güldüm, kaşlarını çatıp bana anlamayarak baktı.

"Aynen." Dedim geçiştircesine. Kaşları mümkünmüş gibi daha da çatıldı ve konuşmaya başladı. "Ne alaka?" Demesiyle omuz silktim önüme dönerek.

O göz devirirken ben umursamazca bahçeye bakıyordum.

"Onunla yakınlaşma bücür, seni yine kandıracak. Ne çabuk unuttun yaşadıklarını?" Demesiyle yutkundum sertçe. Hayır hayır, aynı şeyleri yaşamak istemiyordum.

"Asil.." Diye mırıldanmamla bana döndü. "Aynı şeyleri yaşatmazsın bana, değil mi?" Diye sormamla burukça gülümsedi.

"Hayır, hayır yaşatmam." Dediğinde Demon kahkaha attı. "Seni daha önce çok kez kandındı bücür, unutma." Demesiyle butnumu çektim.

"Ya kandırırsan?" Dememle çok hafiften gözleri doldu, ya da ben öyle görmüştüm, bilmiyorum.

"Yapmam. Ama eğer ki öyle bir şey yaparsam, bil ki aklımı kaçırmışımdır." Demesiyle hafifçe gülümsedi.

"Desene bücür bende aklımı kaçırdım ama seni kandırmıyorum diye?" Diyerek kahkaha atmasıyla gözlerimi sıkıca kapatıp açtım ve derin bir nefes aldım.

"Umarım bir gün aklını kaçırmazsın." Dememle hafifçe gülümsedi ve başını gökyüzüne çevirdi.

"Bu evde akıl sağlığımı korumak çok zor." Demesiyle benim de gökyüzünde olan bakışlarım hafifçe doldu.

Nehir hanım haklı mıydı? Onlara kötü mü geliyordum?

"O sana ne yaptı Ayza?" Diye sormasıyla, o diye kast ettiği kişinin annesi olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

"Akıl hastanesine kapatmak istiyormuş beni." Dememle gözlerini kapattı sıkıca, sanki gerçeklerden kaçmak istercesine.

"Ben izin vermem, güven bana." Demesiyle aptal gibi ona güvenmeyi seçtim. O kadar şey yapmıştı bana, ama ona güvenmek istiyordum. Belki de içimde öldü sandığım umut dolu yanım ölmemişti?

"Ama güvendiğine o kadar üzüleceksin ki bücür.." Dedi ve kahkaha attı Demon. Belki, ama yine de ona güvenecektim.

Dahasını anlatmadım, o da sormamıştı zaten.

Öylece susup gökyüzünü izledik.

Günler önce asla güvenmeyeceğimi iddia ettiğim Asil, şimdi beni o yere göndermemek için sözler veriyordu, ben ise ona şartsız koşulsuz inanıyordum.

Belki de ilk kez bir önceki sayfayı yırtıp atmak beni mutlu etmişti.

.

.

.

Dünden sonra tekrar konuşmamıştık. O kendi odasına giderken ben de yatmıştım.

Sabah erkenden kalkmış ve banyo yapmıştım. Sonrasında da Cemre ve Karya gelerek bugünün önemli bir gün olduğunu ve hazırlanmamız gerektiğini söylemişti.

"Ne ki bugün?" Diye sordum saçlarımı kuruturken. Demon alayla kahkaha attı. "Cehennem bücür, cehennem." Dediğinde ona anlamayarak bakmıştım.

"Valla bizde bilmiyoruz, dedem hazırlanın gelin dedi. Onlar gitti çoktan." Dediğinde kaşlarımı kaldırdım.

O sırada Cemre konuşmaya başladı. "Ayza şu aldığımız elbiseyi giy bence, en iyisi o. Hem orada herkes abartılı giyer kesin, o elbise sana o kadar yakışır ki.." Dedi heyecanla, Karya da onu onaylamıştı.

Hafifçe gülümsedim.

"Ama hava soğuk?" Dememle Karya güldü. "Merak etme ceket giyer orada çıkartırsın. Kapalı alan zaten, kilimalar açıktır sıcak olur." Dediğinde onu onayladım.

"Hadi hadi, giyinde gel!" Diyen Cemre ile kıkırdadım ve elbiseyi alıp banyoya gittim.

Giyindiğim de aynaya baktım bir süre. "Çok çirkin duruyor bücür.." Demesiyle omuzlarım düştü.

Çıkartmak istesem de çıkartmadım ve çıkıp yanlarına gittim. Çok beğendiklerine dair birkaç şey söylerlerken, Cemre de yanında getirdiği kutuyu açtı.

"Bak bunların hepsini yeni aldım, hadi gel takalım!" Dediğinde gidip yanına oturdum.

"Ayza saçlarının uçlarını dalga dalga yapalım mı?" Demesiyle Karya'yı onayladım. Sırıtarak maşa alıp arkama geçti ve saçlarımın uç kısımlarını dalga dalga yaptı.

Saçlarımın önlerinden birer tutam alıp arkamdan bağladı. Daha sonra Cemre'nin kutusundan beyaz bir fiyonk aldı ve tokamın üstüne taktı.

"Çok güzel oldun!" Dedi Cemre hayranlıkla. Daha sonra bir kutu daha getirdi ve açıp bana uzattı.

"Ayakkabı aldım sana, elbisenin altına." Demesiyle tam gülümseyecekken Demon arkadan belimi tuttu.

"Salak kız. Bunlar resmen planlanmış, baksana. Hâlâ anlamadın mı cidden bücür?" Dedi alayla.

Haklıydı aslında. Eğer yeni haberleri aldıysa bu ayakkabıyı nasıl almışlardı?

"Sağol.." Diye mırıldandım ve beyaz ayakkabılara baktım, gerçekten güzellerdi.

(Ben Ayza'ya öyle normal topuklu gitmez diye düşünüp bunu seçtim.. eğer beğenmezseniz normal düşünebilirsiniz^^)

Daha sonra kutudan bir kolye daha aldı Cemre, onu da boynuma taktı.

Onunda üzerinde kahverengi uzun kollu bir elbise vardı. Gözleri ile uyumluydu ve çok yakışmıştı.

Karya ise siyah, dar ve dekolteli bir elbise ile siyah uzun topuklu ayakkabı giyinmişti.

Gerçekten çok yakışmıştı ona.

Sarı saçlarını da özenle at kuyruğu yapmıştı.

Çok geçmeden çıkıp bir arabaya binmiştik, Karya sürüyordu arabayı.

Özel gün neydi acaba?

Araba durunca büyük bahçeli yere baktım. Bahçeyi geçip içeriye adımımızı attığımız an patlayan ses ile irkilip gözlerimi sıkıca kapattım ve kollarımı yüzümün önüne götürdüm.

İrkilerek gerilerken gelen sesler ile başımı kaldırıp salona baktım.

Dudaklarım hafifçe aralanırken gözlerim doldu.

(Bölüyorum ama şarkıyı dinleyin lütfen. Teoman-Paramparça.)

Etraftaki süslemeler, balonlar, yazılar, masalar, kalabalık ve gülerek bana bakar yüzler..

Bakışlarım tam karşıdaki renkli yazıya kaydı.

İYİ Kİ DOĞDUN AYZA!

Ben öylece dolu gözlerimle bakarken aklıma gelen anılarla yutkundum sertçe.

Doğum günümde olmuştu her şey.

Doğum günümde terk edilmiştim, doğum günümde ilk kez ceza almıştım, doğum günümde ilk kez babama yalvarmıştım.

6. Yaş günümde..

Gün geçtikçe unuttuğum o gün şimdi karşımda duruyordu.

17 Aralık 2022. Saat akşam üstü 5 suları.

17 Aralık 2011. Saat sabah 11 suları..

Gözümden bir damla yaş aktı usulca, o sırada Cihangir bey bana sıkıca sarıldı.

"Ağlama kızım, doğum günün bugün. En mutlu günün." Dediğinde gözlerimi kapattım sıkıca.

17 Aralık 2022, en mutlu olduğumun söylendiği günüm.

17 Aralık 2011, en kötü olduğum günüm.

Doğum günümdü bugün. Demon'un deyişiyle, ölüm günüm.

Dudaklarım titredi, korkuyla daha da sıktım gözlerimi.

Babam geldi aklıma. Ona yalvarışım geldi, 17 Aralık gecesi uyumayıp çocuk aklımla gelip sürpriz demesini beklemem geldi aklıma.

Babamı öldürdüğümü söyledikleri kayıtlar geldi aklıma, aslını hatırlamadığım olaylar geldi.

Bana sürpriz olarak beni doğum günümün prensesi yapmasını beklediğim anlar geldi aklıma.

Babam ölmüştü, kayıtıara göre ben öldürmüştüm. Bu gerçek bir kez daha vurdu yüzüme.

"İyi ki doğdun prensesim." Dedi Cihangir bey. Ellerim titredi o an.

Yıllar önce bugün babam beni bırakma diye yalvarmıştım babama..

Günler önce ise kayıtlarda onu öldürdüğüm söylenmişti.

Cihangir bey benden ayrıldı ve gözyaşımı sildi.

"Ağlama kızım, bugün mutlu olmayı çok hak ediyorsun." Diye sessizce konuşması ile Demon kahkaha attı.

"Keşke doğmasaydun bücür!" Diyerek alkışladı beni. Ona döndüğümde başında bir parti şapkası olduğunu gördüm, alkışlıyordu beni gülerek. Aynı zamanda masalardan birine oturmuş ayaklarını sallıyordu ritmik bir şekilde.

O sırada görüş alanıma kocaman bir kutu girdi. "İlk benim hediyemi aç!" Dedi Asil gülerken. Ben daha idrak edemezken Kaan onu ittirdi.

"Gerizekalı bir dur." Diye homurdandığında aralarında ufak bir tartışma yaşanmıştı.

"Beğenmedin mi kızım?" Diye sordu dedem. Hızla başımı iki yana salladım. "Yok yok, beğendim." Dedim sadece, Demon kahkaha attı o an.

"Salak bücür, az daha bayılacaktın üzüntüden." Dedi alayla.

O an bu günün tatihini tekrar düşündüm, 17 Aralık.

Bu sefer kaç yılda unutacaktım bu tarihi?

O sırada tüm amcalar ile konuşmuştuk, hepsi tek tek doğum günümü kutlamıştı.

O sırada bana sıkıca sarılan bedenle oraya döndüm. Didem yengem benden ayrılıp koskocaman gülümsedi. "Doğum günün kutlu olsun güzel kızım!" Demesiyle yutkundum ve hafifçe gülümsedim.

"Annenin sana ölse söylemeyeceği iki kelimeyi seninle kan bağı bile olmayan bir kadın söyledi bücür, yazık sana." Diye alayla konuştu ve kahkaha attı.

"Pişt, elbisen çok güzel." Diye dibimde konuşan Umut'la irkildim. Her şey çok karışmıştı.

Tanımadığım bir sürü kişi daha vardı ayrıca. Bunlar kimdi?

"Kızım, biz sana sormadık ama.. Seni bugün tanıdıklarımızla da tanıştıralım diye onları da çağırdık." Demesiyle hafifçe gülümsedim ve başımı salladım.

Büyükler misafirlerle konuşurken ben kuzenlerin olduğu masaya gidip oturdum.

"Elbisen çok güzel olmuş." Diyen Giray'a döndüm. "Teşekkürler." Dedim kısaca. Yüzündeki kocaman gülümseme küçülmüştü, o an kötü hissetmeme engel olamadım.

"Bence elbisen çok kötü duruyor bücür, yalancı o." Dedi ve kahkaha attı Demon alayla.

"Seninde saçların çok güzel olmuş." Dememle Emir kahkaha attı. "Bula bula bunu mu buldun cidden?" Diye sordu alayla gülerken. Gökhan onun ensesine vurdu.

"Düzgün konuş kuzenimle!" Dedi sahte bir kızgınlıkla, onların bu haline gülümsedim ama aklımdan geçenlere engel olamıyordum.

Her şeyin başladığı gündü bugün..

İçimdeki o korkuya engel olamıyordum, sanki her an biri beni akıl hastanesine geri götürecekmiş gibi hissediyordum.

Elim titrerken bir anda elimi tutan kişiyle duraksayıp oraya döndüm.

Asil gülümseyip avcumu açtı ve avcuma bir kolye koydu.

"Bu benim asıl hediyem değil." Dedi ve hafifçe yutkundu. "Bu, çocuk Asil'in hediyesi." Demesiyle anlamayarak baktım ona.

"Ben küçükken almıştım bunu, senin için.." Demesiyle afalladım. "O zamanlar öğretmenim bize hediyelerin anlamlı olduğunu ve unutulmaz olduğunu söylemişti. Bende sana anlamlı ve unutulmaz bir hediye yapmak istemiştim." Dediğinde başımı eğip kolyeye baktım.

Eski olduğu her halinden belliydi, altın renki hafifçe solmuştu. Ucunda açılabilen bir kalp vardı, yavaşça açtım içini.

Bir tarafında yeni doğmuş bir bebek resmi varken, bir tarafında ise küçücük, katlanmış bir kağıt vardı.

Herkes sohbete dalmışken küçük kağıdı çıkartacaktım ama Asil beni durdurdu.

"Yalnızken oku.." Demesiyle gülümsedim ve başımı sallayıp kalbi kapattım. "Teşekkür ederim, bu hediye benim için çok değerli." Dememle ilk defa gözlerinde heyecanı görmüştüm, kocaman gülümsedi bana.

Kolyeyi zorda olsa boynuma taktım ve önüme döndüm. "Bence içine kamera yerleştirdi bücür, yakıp atmalısın." Diyen Demon'la alt dudağımı ısırdım.

O sırada Lodos abimin beni çağırmasıyla yanlarından kalkıp onun yanına gittim.

"Efendim abi?" Dememle kocaman gülümsedi. "Dedem diyor ki misafirlerle tanışalım, sonrada pasta keseceğiz. Ve.. ben hediyemi hurada vermeyeceğim, evde vereceğim. Doğum günün kutlu olsun güzel kardeşim." Demesiyle kocaman gülümsedim ve ona sıkıca sarıldım.

"Teşekkür ederim abi." Dememle gülme sesini duydum, benden ayrıldı ve yanağımı öptü hafifçe. "Hadi, bekletme onları." Demesiyle başımı salladım ve sırıta sırıta dedemin yanına gittim.

Birlikte bütün misafirler ile tanışmıştık, çok sıkılmıştım.

Şimdi ise büyük masanın üstündeki koca pastaya bakıyordum.

Üstünde tam 17 mum vardı..

Oraya gittiğimde tam üfleyecekken Adar beni durdurmuştu. "Dilek tutsana!" Dedi heyecanla. Yutkundum ve pastaya döndüm tekrar.

Lütfen, lütfen akıl hastanesine girmeyeyim..

Pastayı üfledikten sonra gülümsedim kocaman.

Bu gün her ne kadar canımı yaksada kutlanan ilk doğum günümde, çöp etmek istemiyordum..

"Fotoğraf çekinelim kızım!" Diyerek yanıma geldi Cihangir bey. Elini beline atıp beni kendine çektiğinde gülümsedim ve kameraya döndüm.

Birkaç fotoğraf çekildikten sonra Asil geldi fotoğraf çekmek için.

Arkamdan belime sıkıca sarıldı ve eğilip yanağımı öptü. Gözlerim kapanırken kocaman gülümsedim ve kıkırdadım.

"iyi ki doğdun güzelim.." Dedi ve gitti, ondan sonra Adar gelmişti. Bana sıkıca sarıldı ve iki küçük çocuk gibi poz verdik.

"İyi ki doğdun güzeller güzeli kardeşim!" Dedi ve yanaklarımı sulu sulu öpüp gitti, ben ona gülerken Kaan geldi.

Ben kameraya bakarken o çocuk gibi elimi tuttu ve bana doğru bakıp gülümsedi.

"İyi ki doğdun bayan." Dedi ve gülümseyip gitti. Birkaç kişiyle de fotoğraf çekilince Giray geldi.

"Bende fotoğraf çekinebilir miyim?" Diye utana sıkıla sorduğu soruyla kıkırdadım. "Gel," Dememle kocaman gülümseyip yanıma geldi.

"Sana dokunabilir miyim?" Diye sorması ile başımı salladım. Boynuma sarılırken ellerimi beline koydum.

Fotoğraftan Faslı sonunda bitince pastaları yemeye geçmiştik, aynı zamanda bana verilen hediyeleri açmıştım.

"İyi ki doğdun Ayza!" Dedi Gökhan kocaman gülümseyip elimdeki paketi uzatırken. Gülümseyip aldım ve açtım.

İçinden çıkan kutuyu da açınca pembe kalpli bir yüzük gördüm, teşekkür ettim sonra da.

"Ne teşekkürü Ayza, kardeşim sayılırım ben senin!" Dedi ve güldü. "Ama en çok ben!" Diye alayla konuşan Mert ile güldük.

Kaan'ın hediyesini açınca içinden bir tane telefon kılıfı çıktı ama arkasında yamuk yumuk şekilli bir resim vardı.

"Bunu küçükken ben çizmiştim." Dedi ve güldü. "Şu sarışın kız sen, öbürü benim." Demesiyle kaşlarımı kaldırdım ve teşekkür ettim.

Giray da bir tane kulaklık almıştı. Kulağım üstüne takılan Bluetooth kulaklıklardandı, isimlerini bilmiyordum. Sanırım babasından istediğim zaman duymuştu.

Diğer hediyeleri de açmıştım tek tek. Asil bir tane pusula, Emir baş harflerimizin olduğu bir bileklik, Adar ise abi kardeş tablosu almıştı. Yani bir tane küçük kız, bir de ona sarılan daha büyük bir erkek olan bir tablo.

Biz kuzenlerle çok güzel zaman geçirdikten sonra terlememle bahçeye çıkacağımı söylemiş ve kapının önündeki bir koltuğa oturmuştu.

Ben öylece otururken yanıma Nehir hanım geldi, ona boş boş baktım sadece.

"Doğum günün kutlu olsun." Demesiyle kaşlarımı çattın, bir şey demeden yanıma oturdu ve kollarını göğsünde birleştirip sesli bir nefes verdi.

"Biliyorum çok şey yaptım, ama düşündüm de.. sanırım ileri gittim." Dediğinde ona öylece baktım sadece. "Bak Ayza, Ecrin benim her şeyim. Göz bebeğim.. Ben yıllarca atlatamadım ölümünü, daha yeni atlattım ve sen aniden çıka geldin." Diyerek hafifçe yutkundu ve gökyüzüne baktı.

"Benim bir suçum yoktu ki." Dememle gülümseyecek gibi oldu ama gülümsedi.

"Senin suçun en başından gitmekti Ayza." Dediğinde kaşlarımı tekrardan çattım. "Ben Ecrin ile senin yokluğunu kapatmaya çalıştım, ama bir şeyi atladım.. Zaman geçtikçe Ecrin'i tamamen senin yerine koymaya başladım. Artık sen yoktun, Ecrin vardı." Demesiyle gözlerim sinirden doldu.

"Siz benim yerime Ecrin'i koyarken ben saçma sapan bir tımarhanede yıllarca sizi bekledim. Babamı veya herhangi birini değil Nehir hanım, annemi bekledim ben." Dedim kısık ve titreyen bir sesle.

"Bunu hak ettin Ayza, daha da beterini hak ediyorsun." Demesiyle gözümden bir damla yaş aktı. Ellerim titremeye başlarken yutkundum sertçe.

"Ölmeni istiyorum Ayza, tamam mı? Ecrin'in yerini aldın sen!" Demesiyle dudaklarım titredi.

"Hayır.." Diye fısıldadım. "Ecrin benim yerimi aldı." Dedim zar zor. Nehir hanım sinirle tokat attı, ben öylece durdum yanağımdaki sızıyla.

"Sen bizim için yoktun Ayza! Ecrin geldi, hepimizin göz bebeği, prensesi oldu! Fazlalık olan sensin!" Demesiyle ağzımdan bir hıçkırık koptu. "Sakın unutma Ayza. Sen doğum gününde bir kere terk edildin, ikincisi de bugün olacak!"

"Bence kendini as bücür." Diyerek sessizliği bozan Demon ile kulaklarımı sıkıca kapattım. Kahkahalarını duymamaya çalıştım sadece. Başımı çevirip Nehir hanıma baktığımda gittiğini gördüm.

Son cümlesi ile içimi korku kaplamıştı. Titreyen bacaklarıma ayağa kalktım ve aniden içeriye daldım.

Birkaç bakış bana dönerken bakışlarım salonda gezdi, gördüğüm bedenle tırnaklarımı avucuma geçirip onun yanına koştum.

"Ayza?" Diye seslendi dedem, onu duymazdan geldim. Titreyen elimle Nehir hanımı ittirmemle birkaç kişi şaşkınca baktı.

"Sen yaptın! Bilerek yaptın!" Diye bağırdım sinirle ağlarken. "Bence de bücür. Amacı önce seni doğum gününde sevindirmek, sonra ise terk etmek!" Dedi ve kahkaha attı Demon.

Cihangir bey hızla beni geri çekerken Nehir hanım öfkeyle üstüme yürüdü. "Ne yaptığını sanıyorsun?!" Diye bağıran ses salonda yankılanmıştı.

"Bilerek yaptın değil mi? Bu aptal partiyi sen bilerek düzenledin!" Diye bağırdım kontrol edemediği sesimle.

"Ne saçmalıyorsun Ayza?" Diye sordu sinirle. "Biliyordun doğum günümde olanları, bile bile yaptın!" Dedim sinirle.

"Ayza ne oluyor? Kendine gel!" Diyen Cihangir bey ile sinirle onu da ittirdim. O bunu beklemiyormuş gibi geriye sendelerken. Herkes bana bir şeyler söylüyordu ama duymuyordum.

Sadece Nehir hanım dışında tabii.

"Aklını kaçırdın sen iyice! Neyi bile bile yaptım?!" Diye salak ayağına yatmasıyla çığlık attım dayanamayarak. "Bilerek yaptın işte!" Diye bağırdım deli gibi. Aynı zamanda onu ittirmiştim.

"Beni oraya göndermek için yaptın! Her şey planladın, değil mi?" Diye sormamla bana sinirle baktı. Onu bir kez daha ittirecekken bana tokat attı.

Asil annesini geriye çekerken sadece yere odaklandım.

Akıl Hastanesine gönderecekti beni.

İstediği buydu!

Titreyen ellerim boynuma giderken hafifçe batırdım tırnaklarımı. Biri kolumu çekmeye çalışsa da ittim.

Başım dönerken umursamadan yere bakıyordum.

"Kendini as bücür!" Diye tekrar eden Demon ile ellerim kulaklarıma giderken çığlık attım.

Her şey planlıydı..

YAZARDAN..

Salondaki herkes anlamayarak bakıyordu. Canan çoktan bütün misafirleri göndermişti zaten.

"Kendine gel artık!" Dedi Asil sinirle. O bir Ayza ikiydi.

"Saldırdı bana resmen! Ne kendine gel?!" Diye tısladı Nehir hanım öfkeyle.

"Olanların farkındasın, ona tokat atman saçmalık!" Dediğinde Nehir hanım öfkeyle konuştu.

"Onun saçma sapan senaryoları umurumda değil Asil!" Dedi Nehir hanım. O sırada Arif Akar, Eren, Lodos ve Cihangir bey Ayza ile ilgileniyordu.

"Kriz geçiriyor!" Dedi Eren kız kardeşinin titreyen ellerini boynumdan çekmeye çalışırken. Kuzenler ise ne olduğunu anlamazca bir oraya bir buraya bakıyorlardı.

"Nehir ileri gittin! Bu kaçıncı tokat?" Diye sordu Didem aniden araya girerek. "Asil haklı anne, bir dur artık!" Dedi Kaan da ona hak vererek.

Giray'ın gözleri dolmuştu, annesine hayal kırıklığıyla son kez baktı ve ablasının yanına gitti.

Yine boynu kanıyordu ablasının..

"Bakın bir sakin olun, bu mesele böyle çözülmez." Dedi Canan da, Zeynep'te ona katılmıştı. Eşleri de onları onaylayan cümleler kuruyordu.

"Beni bir kez daha yanıltmadın.." Diyerek kardeşinin yanına gitti Asil

Ayza bayılmıştı, kuzenler de telaşla onun yanındaydı.

Ayza git gide kötüye gidiyordu, Eren farkındaydı bunun.

Asil.. o ise kendince koruyordu işte kardeşini.

Her şey birbirine girmişti, kardeşi bu karışıklığın içinde kayboluyordu.

Ayza bir kere terk edilmişti doğum gününde ikincisi ne zaman olacaktı?

.

.

.

KESTİİİK

Evvettt, o çok beklediğimiz gün geldi, 17 Aralık, Ayza'nın doğum günü :)

•Nasıl geçti doğum günü? Kriz geçirmemesi çok saçma olurdu çünkü bugünün tarihi bile zaten onun için krizi tetikleyen bir şey.

•Hediyeler??

•Nehir hanım ile Ayza'nın konuşması? Yine hayal mi gördü?

•Asil'in verdiği kolyede ki mektup?? Çocuk Asil'in derken neyi kast etti sizce?

•Bu arada bugün özel bölümde geleceeeekk ;) Ama saatini bekliyorum..

•Beklediğiniz gibi bir doğum günü müydü?

•Cihangir bey? Sizce nasıl bir baba? Normalde fikir belirtmem ama ben pek beğenmiyorum, yetersiz geliyor babalığı. Ona da azıcık ucundan U dönüşü yapacağım :))

•Birde Asil'den hediye olarak gelen pusula? Sizce anlamı var mı?

•Bir sonraki bölüme kadar mutlu kalıııınnnn!!!💓

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

248K 22K 42
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
277 117 13
"Doğduğum anda koptu aslında kanatlarım ama babam onları ondardı ve uçmama izin verdi."
29K 1.4K 15
Ünlü bir şarkıcı olan Yaz Gediz bu hayatta acı bile çekse de mutlu olmayı başaran 17 yaşında genç bir kızdır. Dağıstanlı ailesi yara dolu bir aile...
4.2K 1.3K 17
Nefes nefese kaldığımda "Bana tüm anılarımı geri ver." dedim. "Daha çok erken." der demez gözüm kararmıştı. Elim Baş Kahin'in boğazına gitti. "Bana h...