KİB - On Altıncı Bölüm

12.5K 787 123
                                    

Koyu yeşil ayakkabılarımın ucuna bakarak okulun öğrenci işlerinden ayrılan merdivenini yavaşça indim. Şu son bir ay içerisinde ne çok gelip gitmiştim buraya. Ama ne kadar gelip gittiysem de sonuç değişmemişti.

Emre abinin verdiği işi halledecektim halletmesine ama paranın en erken iki hafta içerisinde yatacağını söylemişti. Ne kadar yatırılacağını da bilmiyordum gerçi, sorduğumda miktarı belli olmuyor demişti. Ya bursumu karşılayacaktı o para ya da çok aşağısında kalacaktı.

Gerçi şu an bu da önemli değildi çünkü bu paranın benim elime iki gün içerisinde geçmesi gerekiyordu. Belki bu harç yatırma süresini uzatabilirim ümidiyle öğrenci işlerine geldiğimde, orada oturan orta yaşlarındaki gözlüklü adam bana imkansız demişti.

"En geç iki gün içerisinde yatırılması gerekli, sistem para yatırılmadan ders kaydını onaylamıyor ve iki gün sonra sistem kendini kilitliyor. İki gün içerisinde mutlaka yatırmaya çalışın."

Demesi kolaydı, kimse parayı nereden bulacağımı söylemiyordu.

"Ya da bulamayacağınızı düşünüyorsanız, okulu dondurun. Parayı bulduğunuzda gelecek dönem devam etme şansınız var."

Bu da mümkün değildi, zira okulu dondurursam, o yetmiş beşlik burs da yanardı. Hem Emre abi gil okula gidemeyeceğimi öğrenirlerse katiyen o görevi benden alır ve çeteden süresiz bir  şekilde uzaklaştırırlardı.

Kantinin yanında ayrılan merdivene çöktüm ve ucuna oturdum. Başımı demir korkuluğa yaslarken kafamdaki tilkileri dürtüyordum bir çıkar yol bulsunlar bir hinlik düşünsünler diye. Ama onlarda yerlerinden kımıldamıyordu.

Kaç dakika orada oturdum bilmiyorum ama uzaklardan kulağıma ulaşan tanıdık ses, tilkilerimden birini harekete geçirmişti bile.

"Yok abi," diyordu Ege. Sanırım kantinde, merdivenin hemen yanındaki bir masaya oturmuşlardı duyabilmem için. "Kız mız yok."

Kaşlarım çatılırken kulağımı korkuluğa yapıştırdım. Neyden söz ediyordu?

"Ne diyorsun oğlum?" dedi biri. Bu tok ve kalın sesi tanıdım hemen, Arın'dı. Hala Ege'yle nasıl görüşmeye devam ediyordu merak ediyordum doğrusu. Ona nasıl katlanıyordu acaba?

"Bu iş de yattı diyorum abi."

"Adam gibi anlat şunu, ne dedi Ayça?"

Ayça kimdi? Çevirdikleri Aşk-ı Memnu dizisinde yeni bir oyuncu mu? Sessizce güldüm.

"Olmaz dedi."

"Ne demek olmaz, sen demedin mi bu kız ortam yapmak istiyor, paraya da ihtiyacı var diye. Atlayacaktı sözde teklife, ne oldu son anda?" Arın'ın sesi son duyduğumun aksine gergin geliyordu.

"Öyleydi başta... Ne zaman ki herifin adını duydu, karşı çıktı hemen. Canına susamamışmış..."

Arın iç çekti. "Bu adam gerçekten de bu kadar korkutucu mu?"

"Adam deme şuna, pisliğin teki." Ege duraksadı. "Ne yapacağız şimdi? Bir kız bulamadık, son seçeneğimiz de elimizden uçup gitti... Bu heriften korkmayan bir kız nereden bulacağız şimdi?"

"BULDUNUZ!"

Merdivenlerden ne ara koşarak inip, ne ara karşılarına geçmiş ve ne ara herkesin ortasında bağırmıştım hiçbir fikrim yoktu. Yalnızca, zihnimde bir fikir kırıntısına tutunmaya çalışan tilkiler hemen ortaya atlamam gerektiğini, bu fırsatın kaçmayacağını söylemişlerdi. Ben de kendimi, kollarını iki yana açmış bir şekilde, bana şaşkınca bakan ikilinin karşısında bulmuştum.

Kendine İyi BakTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang