KİB - Birinci Bölüm.

41K 1.1K 403
                                    

Başladığın tarihi buraya bırak!🎈

İyi okumalar!

-

"Ondan şikayetçiyim memur bey! Bu kız insanları dolandırıyor!"

Şu an nerede miydim?
Saat gece on bir suları, mekan polis merkezi. Yanımda tanımadığım iki yabancı.

Komiserin önünde sırayla dizilmişken ve hemen yanımdaki yabancı beni öfkeyle şikayet ederken başımı dik tuttum ve ayağıma dolanan kırmızı eteği çekiştirdim.

"Ben kimseyi dolandırmıyorum! Bunlar okunmuş su, o zıkkımı içeceklerine bunu içsinler de hidayete ersinler diye satıyorum!"

Çocuğun bakışlarındaki öfke değişmezken gözlerinde ufak hayret parıltıları belirdi. "Bak hala gülüyor!"

Yüz kaslarımı kontrol ettiğimde sırıttığımı fark ettim ama ciddileşmek adına bir adımda bulunmadım.
Ciddi olmak bana göre değildi.

"Yeter!" diyerek masaya yumruğunu indiren de yaşlı komiser oldu. Adam haklıydı, geldiğimizden beri bir türlü susmamıştık, çıldırmış gibi bize bakıyordu. Cennet Mahallesindeki komiser Zeki abiye benziyordu.

"Salih!" diye bağırdı kapıda dikilen polis memuruna aynı sinirle bağırarak. "At bunları nezarete de akılları başlarına gelsin!"

"Baş üstüne komiserim!"

Pata küte götürülürken, bağırışlar ve onun ikazları karakolu dolduruyordu.

"Bir saniye!" diye bağırdı yakışıklı züppe bozuntusu. "Beni öylece içeri atamazsınız, avukatımı aramak istiyorum!"

İyi çırpınmıştı ama sadece iki dakika sonra hemen yanımdaki nezarete atılmıştı o da.

Nezaret de benim dışımda iki kişi daha vardı. Küçük alanın içinde gezindim ve meraklı gözlerle ortamı incelemeye aldım. 

"Vay be, hep bu nezarethanelerinin nasıl bir yer olduğunu merak ederdim... Sonunda bunu da gördüm."

Yan taraftan homurdandığını duydum. "Ya sen ne tür bir belasın? Aklımı mı sınıyorsun?"

Parmaklıklara tutunarak kafamı demirlere yasladım ve onu görebilecekmiş gibi yan tarafa doğru bakmaya çalıştım. Biraz önce, ona başkası sinirliymiş gibi rahattım. "Öyle deme ya, bu da bir tecrübe. Hem bak hapishaneye de düşmedim demezsin!"

"Evet!" diye bağırdı dişlerinin arasından. "Övünürüm hatta!"

"Değil mi ya?" dedim gülerek.

Parmaklıklara şiddetle vurdu. "Benimle dalga mı geçiyorsun? Senin yüzünden buradayım! Dolandırıcılık yapan sensin ama seninle hapse giren benim!"

"Tamam, yine de sakin olalım." dedim geri adım atarak. Kendimi duvara bitişik bankın üzerine bıraktım. Pek haksız sayılmazdı bu yüzden daha fazla konuşmadan sessizce gözlerimi kapadım ve yarını beklemeye başladım.

Tüm bunların ne zaman başladığını mı merak ediyorsun? O zaman dinle.

En baştan başlıyorum.

Bir kış günü, 19 yıl önce açmışım gözlerimi. Yumuk yumukmuş ellerim, şimdi olduğu gibi çok tatlı bir çocukmuşum. O zamanlar-

Biraz fazla mı baştan oldu? 

Tamam tamam kızmayın, o günden başlayacağım.

-


Kendine İyi BakWhere stories live. Discover now