KİB - Yirmi Dördüncü Bölüm.

11K 671 103
                                    


İyi okumalar. 🎈


Ben henüz yarım saat önce bu kişiye karşı şefkat mi hissetmiştim? Suyla sarhoş olmuş olmalıydım!

Onu tutmaktan ve sallanan bedenini sabitlemeye çalışmaktan kollarım ağrımıştı. "Hayır, o kadar kişinin arasından neden bana kaldın, onu da anlamıyorum!" diye söylendim Arın'ı yürütmeye çalışarak. Omzumun üzerinden geçirdiğim kolunu çekiştirdiğimde bana yine direndi.

"Sarhoş değilim diyorum, neden anlamıyorsun?"

"Konuşurken gözlerini aç önce!" Bir iki adım atması için zorladım, neredeyse çıkışa gelmiştik. Bir taksi çevirip evine gönderecektim. "Hayır, iki fincan kahve de içtin... Nasıl hala zil zurna sarhoş olabilirsin?"

İleride bekleyen bir taksi gördüğümde adımlarımı hızlandırdım. "Hey, adresin ne senin?"

Gözlerini kısıkça açarak bana döndü. "Neden soruyorsun?"

"Seni evine göndermek için herhalde! Taksiciye söyleyeceğim."

Uzaktaki taksiye baktı. "Önce seni bırakayım."

Aksice sordum. "Neden? Ayağım yok mu benim?" İç çektim. "Sen önce kendini eve bırak."

"Seni bırakacağım." diye diretti.

Ofladım. "Seni bindirdikten sonra otobüse bineceğim zaten, taksi kaçmadan adresi söyle işte!"

Taksiyi son anda yakalamıştım. Arka kapıyı açıp zorlukla bindirdim onu. Başını geriye atıp gözlerini kapadığında uyuyakalmasından korkarak onu sarstım. "Uyuma, adres ne söyle."

"O zaman..." dedi duraksayarak. Başını hafifçe bana doğru kaldırmıştı. Eliyle yaklaşmamı işaret ettiğinde, kafamı arabanın içine eğerek ona kulak kabarttım. "O zaman benimle gel." Aniden bileğimden sıkıca tutup, beni arabanın içine çektiğinde neredeyse kucağına düşmüştüm.

Başını rahatça geriye attı. "Otobüs kalmamıştır şimdi."

Araba hareket ettiğinde şaşkınca ona döndüm. Sesi biraz öncekinin aksine ayık geliyordu. Kendimi hızla yan koltuğa attığımda o da oturuşunu düzeltti. "Önce hanımefendiyi bırakacağız." dedi şoföre.

"Sen..." diye mırıldandım. "Sarhoş değil misin?"

Bana döndü. "Değilim."

Ağzım hayretten açık kaldı. "Biraz önce yürüyemiyordun bile!"

Benden önce davranarak şoföre adresimi söylemişti. "Sanırım kahve işe yaradı." dedi başını koltuğun başlığına yaslayarak. "Evine geldiğimizde beni uyandır."

Beni kandırdığına inanamıyordum!

Evin yakınlarına geldiğimizde taksiyi durdurdum ve söylediği gibi onu uyandırdım. Gözlerini kısıkça açarak etrafına baktı. "Geldik mi?"

"Evet, uyan hadi. Adresini söylemeyi de unutma!" Eve geçince ara da diyecektim ama kendimi durdurdum. Yok deve. O kadar da samimi değildik.

"İyi geceler."

"İyi geceler." dedim taksiden inerek.

Sokaktan dönünceye dek uzaklaşan taksiyi izledim. Bu gece birçok şeyi ortaya dökmüştü Arın. Sarhoş olduğundan mı, yoksa güvendiğinden mi anlatmıştı bana olanları bilmiyordum.

İkincisinin olmamasını diledim, bana güvenmesini istemiyordum.

Telefonun ekranına baktığımda hala mesaj sayfası açıktı ve onun mesajı yanıp sönüyordu.

Kendine İyi BakOnde histórias criam vida. Descubra agora