KİB - Yirmi İkinci Bölüm

11K 682 242
                                    

Hayatımın duraklama dönemine girdim, henüz çıkabildiğim de söylenemez. Bölüm bu kadar geciktiği için sizden özür diliyor ve sabırla bekleyen okuyucularıma teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. ♡

Bu bölümü rabiaolgun1 , NazxD7 isimli iki minnoş kalbe ithaf ediyorum. 

İyi okumalar!

Emre abi konuşacaklarımız olduğunu mesaj atıp gelmemi isteyince, Hakan beni buluştukları mekana getirmişti. Arabadan önce inip yürümeye başladım.

"Özgür?" diye sordu Hakan yanıma gelerek. "Sen bir güzelleştin."

Kafamı ona çevirdim gülerek. "Yapma Hakan..." Saçlarımı geriye attım. "Ben hep güzeldim."

Sırıttı. "Benlerin falan da hep gitmiş."

Elimi yüzüme götürdüm. "Fondöten sürüyorum artık."

Deponun kapısını benim için açtı. "E kendine bakmanın zamanı gelmişti artık."

Aklımdaki düşüncelere tezat sırıttım ve benim için açtığı kapıdan içeri girdim.

Emre abinin omuzları gerginlikten kasılmış, biraz endişeyle beni bekliyordu. İçeride bir kaç kişi daha vardı.

"Her şey hazırlandı, değil mi?" diye sordu hızlıca. Soluklanmamızı bekleyemeyecek kadar aceleciydi tavırları.

"Evet," dedim ellerimi ceplerime koyarak. "Bu salı, parti gecesi gireceğim evlerine."

Ellerini birbirine sürttü. "Kasayı açabilecek misin?" Gergindi.

"İki gündür Hakan'la alıştırma yapıyoruz zaten," Karşımızda duvara yaslanmış sigarasını yakan Hakan'a diktim gözlerimi. Sözlerimi tasdiklemek istercesine kafasını salladı. "Dinlemeyi öğrendim. Pazartesiye kadar ustalaşacağım." dedim ciddiyetle. "Endişe etme, açacağım kasayı."

Emre abi düşünceli bir ifadeyle kafasını salladı. "Muhtemelen ihale belgeleri oradadır. Adamın evi, tek güvenli kalesi. Önce Demir Bora, sonra babası. Anladın değil mi?"

Başımı salladım. Yine başka bir depodaydık ama burası diğerlerine göre daha ev halindeydi. Duvara yaslı bir buzdolabı ve mermer tezgah vardı. Kenarda bir televizyon, karşısında iki koltuk diğer tarafta da iki dolap.

"Bu arada," dedi kuşkuyla. "Bu çocuk iki günde tanıdığı birini nasıl evindeki partiye davet etti birden? Tanışmıyorsunuz etmiyorsunuz..."

Ona yandan bir bakış atıp egoistçe gülümsedim. "Çekiciliğime dayanamadı elbette." Güldüm. "Bir şey soracağım..." dedim sessizce. "Burası kaldığınız ortak ev falan mı? Ben de kafama göre gidip gelebilirim değil mi?" Diğerleri uzakta olduğu için sesimi duymamışlardı. "Elektrik bu aralar çok geliyor."

"Hayır," dedi kesin bir dille. "Buraya sadece çağırdığımda geleceksin."

Gülerek kafamı salladım.

"Bak ciddiyim Özgür, kafana göre gidip gelme sakın."

Kafamı salladım.

"Gelmeyeceksin, tamam mı?"

Kaşlarımı kaldırdım. "Anlaşıldı, gelmeyeceğim!" dedim gülerek. "Seni görende burada para falan saklıyorsunuz sanır!"

Herkesin bakışları bana döndü.

Kendine İyi BakWhere stories live. Discover now