KİB - Sekizinci Bölüm.

13.3K 861 122
                                    


Oy ve yorum yapın lütfen.

İyi okumalar!


Arından...

Sabaha kadar çalışmış ve sabah bile uyuyamadan uyandırılmıştım. Bu yüzden aksi, huzursuz, öfkeli ve yorgundum.

"Beni sabahın köründe uyandırmanın bedelini ödeyeceksin." dedim esneyerek.

"Oğlum ne uykucusun ya, öğlen oldu öğlen!" dedi hemen yanımda oturan Egemen. Bu gün sinir bozucu bir enerjiye sahipti.

Başımı yasladığım koltuğun kenarından ayırmadan, "Nereye gidiyoruz?" diye sordum gözlerimi kapatarak.

"Dedim ya okula gidiyoruz diye."

Gözlerim aniden açıldı ve öfkeyle ona çevrildi. "Ellerimde ölmek mi istiyorsun?" diye sordum tıslayarak. "Yaşamak istiyorsan arabayı geri çevir ve beni eve bırak."

"Arın, sabahları hiç çekilmiyorsun... Ceketin çalındı diye mi sinirlisin hala?"

Ona ters bir bakış attım. "Her zaman bir şeylerim çalınmıyor... Ne kadar tehlikede olduğumu görmüyor musun?"

"Abartma oğlum, alırsın yenisini olur biter."

"Cekete mi üzülüyorum ben?"

"Neye üzülüyorsun o zaman?"

Ofladım. "Boş ver."

Şoförün, "Efendim, geldik." demesiyle emniyet kemerini çözdü. "Sana sürprizim var."

"Başlatma sürprizine, okul döneminde bile derslere doğru düzgün gitmemiş adamım ben, kalkmış beni tatilde okula getiriyorsun."

Şoför arabanın kapısını açtı. "Homurdanma da kemerini çöz hadi. Eve geri dönsen de uyandın bir kere, geri uyuyamazsın sen."

Beni bu kadar iyi tanıması karşısında homurdanıp kemeri çözdüğümde benim de kapım açılmıştı. Şoföre teşekkür edip indim.

Yaz ayında olsak da soğuk bir rüzgar vardı havada. İrkilerek ellerimi cebime soktum.

"Bir erkekte nasıl kansızlık olur? Şu kızlar bile ince giyinmiş üşümüyorlar. Nasıl erkeksin sen? Nasıl üşüyorsun?"

"Erkekler kadınlardan daha az üşüyecek diye bir kural yok seni aptal." dedim homurdanarak ve binaya ondan önce girdim.

"Alınma alınma." dedi gülerek ve kolunu omzuma attı. "Sürprizimi gördüğünde şok olacaksın." Kendinden emin görünüyordu.

"Sabahtan beri tutturdun sürpriz diye, ne bu sürpriz?"

Sırıttı. "Geldiğinde görürsün."

"Kim geldiğinde? Demir mi yoksa?"

Yüzü asıldı. "Neden keyfimi durduk yere bozuyorsun?" Kulağını çekip duvara vurdu. "Allah korusun, şeytanın kulağına kurşun."

Güldüm. "Seni bu dünyada tek korkutan kişi Demir, değil mi?"

Yüzü daha da asılırken odanın kapısını açtı. "Alma ağzına diyorum şu uğursuzun adını! Şimdi çıkacak gelecek bir yerlerden."

Hızlıca odaya girdiğinde onu takip ettim. "Şevval teyze odayı yenilemiş."

Yorgunca geniş masanın arkasındaki deri koltuğa oturdu. "Annem yeniliğe bayılır, bilmiyor musun?"

Şevval teyze Üniversitede dekan yardımcısı ve yönetim kurulunda olduğu için bana çoğu kez iyiliği dokunmuştu. Bu yüzden ayrı bir severdim onu. 

Kendine İyi BakTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon