KİB - Yirmi Yedinci Bölüm.

10.7K 727 169
                                    

İyi okumalar. 💜

_

Karanlık bahçeye doğru bir kaç adım attı ama peşinden gelmediğimi fark ettiğinde omzunun üzerinden, yerde oturmaya devam eden bana baktı.

"Ne oldu?" diye sordu biraz şüpheyle.

Ön bahçeye, davetlilerin olduğu yere gidemez, onun karşısına çıkamazdım. Bir şeyler uydurmaya çalıştım ama Arın benden önce davrandı.

Bir kaç adımda yanıma geldi ve hemen önümde diz çökerek yüzüme yaklaştı. "Onun karşısına çıkacak olmak seni korkutuyor mu?" diye sordu. Cevabı doğru, sebebi farklı olan bir soruydu.

Gözlerimi, endişeyle bakan yeşil harelerine çevirdim ve "Evet." dedim bu kez doğruyu söyleyerek. Ona farklı olan sebebi açıklamadım, çıkardığı sonucun doğru olduğuna inandırdım.

Gözünde Demir Bora tehlikeli bir adamdı ve amacımı sezerse tehlikede olacağıma inanıyordu.

Ona farklı olan sebebi göstermedim.

Hemen yanıma oturdu, farkında olmayarak daha da yakınıma oturmuştu. Ne yaptığına bakmak için gözlerimi üzerine çevirdiğimde cebinden çıkardığı telefonu gördüm. İşi bitmemiş olacak ki kaşlarını hafifçe çatarak cebini aramaya devam etti.

"Ne arıyorsun?" diye sordum.

"Kulaklığımı bulamıyorum."

"Ben de var." dedim çapraz astığım çantamı açarak. Köşesinde çıkarmayı unuttuğum bir kulaklık vardı, kasayı açarken fark etmiştim.

Kulaklığı çıkarıp ona uzattığımda çocuk gibi sevindi ve hemen alıp telefonuna taktı.

Ekranda bir kaç saniye gezindikten sonra aradığını bulmuş gibi gülümsemesi aydınlandı. Yüzünü bana çevirdiğinde onu izlediğimi fark etmişti. Ben de fark etmiştim. Bana doğru uzandığında tepkisizce gözlerine bakmaya devam ettim. Yüzlerimiz birbirine haddinden fazla yaklaştığında gözlerini kaçırdı ve kulaklığı önce sağ kulağıma sonra da daha da eğilip diğerine geçirdiğinde aramızdaki hadsiz yakınlık daha da derinleşmişti. Gözelerimiz tekrar buluştu ve Arın geri çekildi.

Kulağıma onun telefonundan yayılan, Vera - Davetsiz dizeleri doluyordu. Gözlerimi ona çevirdim, kulaklıktan taşan müziğin ritmine uyuyor, dudaklarını belli belirsiz hareket ettiriyordu.

Dizlerim, yara izlerim
Çocuk gibi senin önünde
Beş para etmez yanım
Sakin şimdi.

Onu izlediğimi fark ettiğinde bana baktı.

Gözlerinde bi' kör heves
Geçmiş zaman olmuşum ben
Gökyüzü ve inciler var
Göğsünde.

O... Nazik bir adamdı. Bu düşünce beni şaşırtıyordu.

Bir kurşun askermişim
Masal yanlış bitmiş...

Kulaklığın tekini çıkarıp birden kulağına taktım, yüzüme bakakaldı.

"Çok güzel şarkı." dedim. "Sen de dinle."

Dünya yorgun, dünya suskun
Rengarengine öyle vuruldum

Keyfim yok, ahengim yok sensiz...
Davetsiz yalnızlık...

"Şimdi biraz daha iyi misin?" diye sordu temkinle. Endişeli mi, yoksa suçlu hissettiğinden mi böyle davranıyor, ayrımını yapamıyordum.

Bir kurşun askermişim
Rüzgar kusmuş külleri
Kaçmışsın sen taş bebek
Masal yanlış bitmiş...

Kendine İyi BakWhere stories live. Discover now