17.Bölüm

19K 921 16
                                    

Yorumlarınız beni yazmak konusunda teşfik ediyorrr. Yorum ve beğeniler için teşekkürler

İsabella' ın kucağındaki tabağa gözleri televizyondan ayırmadan elini attı ama kurabiyeler bitmişti. İsabella başını yatağın başlığına yaslayıp uyuya kalmıştı. Pippa üzerindeki örtüyü ayaklarıyla teperek üzerinden attı. İsabella' ın kucağındaki tabağı alarak yataktan indi. Tabağın üzerindeki kırıntılar yatağın üzerine saçılmıştı. Oda her ne kadar aydınlık olsa da evin diğer bütün ışıkları sönmüştü. Karanlık koridorda başını uzatıp baktı. Merdivenlerdeki ışıklandırmalar yanıyordu. Yavaşça yürüdü. Hayvanlı terliklerinin sesi boş koridorlarda yankılanıyordu. Merdivenlerden indi ama ev büyüktü ve mutfağın yerini unutmuştu. Etrafına bakındı. Elindeki tabakla önce sağa sonra sola baktı. Sola doğru yürüdü. Bahçedeki ağaçların duvara yansıması ve cama vuran rüzgarın sesiyle korkuyordu. Koridordaki büyük camı kapayana panjur gürültü ile açıldığında Pippa elindeki tabağı yere düşürüp korkuyla çığlık atarak ağlamaya başladı.

Francesco odasının yakından gelen sesle başını önündeki dosyadan kaldırdı ve yerinden kalktı. Odanın kapısını açıp dışarı koridora çıktığında Pippa' on hıçkırıklarını duydu. Koridorun ışıklarını açtığında Pippa' ı gördü. Hemen önünde yerde kırık tabak parçaları vardı.

"Pippa" diyerek kızına koştu ve kucakladı. Küçük kız babasına sarılıp başını göğsüne koydu. Ağlamaya devam ediyordu.

"ne oldu?" diye sordu Francesco. Kucağındaki kızla kırık tabak parçalarının arasından geçip evin büyük antresine ulaştı. Merdivenlerin ikici basamağına oturup Pippa' ın sakinleşmesini bekledi. Ağlaması dinerken küçük kız başını babasının göğsünden kaldırıp "özür dilerim babacım?" dedi. Ellerin göz yaşlarını silerken Francesco "önemli değil bebeğim?" dedi.

"sadece biraz daha kurabiye almak istedim. Annemden isteyecektim ama uyuya kalmıştı babacım. Çizgi film izliyorduk ve annem bir çocuk gibi uyuya kaldı. Bende kendim alayım dedim ama mutfağın yerini unuttum" dedi. Hala iç çekiyordu.

"İsabella senin odanda uyuya kaldı" dedi Francesco. Pippa "hı hı" dedi ve ardından dudaklarını aralayıp esnedi.

"neden korktun peki?" diye sordu.

"cama çokkk büyük bir şey çarptı" derken kollarını açmış ve kendi dünyasını babasının gözlerinde yaşatmaya çalıştı. Kızın ellerini tutup dudaklarına götürdüğünde küçük kız kıkırtıları doldu babasının kulaklarına.  Francesco Kızına sıkıca sarıldı ve "seni yatağına götürelim" dedi. Pippa' ın odasına girdiklerinde etrafa bakındı Televizyon açıktı ve İsabella başını yatak başlığına dayayıp uyuya kalmıştı. Francesco, Pippa' yı yere bırakıp televizyonu kapadı ve "yatağa" dedi. İsabella' ın yanına yürüdü. Genç kadının yüzünden rahatsız olduğunu anlamıştı. Başını dikkatle yastığa bıraktı. Elini başının altından çekecekken genç kadın gözlerini açmıştı. Dudaklarının aralarında rüzgarlık bir mesafe vardı. Genç adamın gözleri İsabella' ın dudaklarına kayarken Pippa "babacım" diye seslenmiş ve anın büyüsü bozulmuştu.

Francesco doğrulup elini ensesine götürdü ve "şeyy sen uyuya kalmışsın otururken" dedi. İsabella başını sallayıp kalktı ve yatağın içinden çıktı. Üzerinde hala yemek vakti giydiği elbise vardı. Genç kadın yatağın her yerine dağılmış olan kurabiye parçalarını gördü.

"kurabiye canavarı. Yatağını kirletmişsin" dedi İsabella. Küçük kız sevimli ve bir o kadar suçlu bakışlarıyla kabullenip ellerini iki yana açarak "özür dilerim anne" dedi. Francesco artık kızının İsabella' a anne diye seslenişi kabullenmişti ve aralarında oluşan kuvvetli sevgi bağını görmezden gelmeyi bırakmıştı çünkü Pippa mutluydu. Ellerini yanaklarına yaslayıp bir köşede mutsuz ca oturduğu o dönemleri geri de bırakmıştı. Onu sevindiren asıl şeyde buydu. Onu seven amcalarını, halaları, büyük anne ve büyük babasına karşın küçük çocuk, küçük yaşında kaybettiği annesinin ve onun yanında olmak yerine işini seçen babasının yokluğunu kalbinin derinliklerinde hissediyordu. İsabella hayatın bir çok şeyi tepetaklak etmişti. Kızıyla ve ailesiyle olan duvarı yıkmıştı ve kalbinde bir çok önceliğin yerini değiştirmişti. Pippa daha çok gülüyordu hatta kendisinin bile son üç aydır ömründe hiç olmadı kadar çok güldüğünü itiraf etmişti kendine.

Burada Olan Burada Kalır ( HENÜZ DÜZENLENMİYOR.)Where stories live. Discover now