11.Bölüm Part 3

Start from the beginning
                                    

"Bayan Rossi" diye yola çıkan ikilinin arkasından koştu. İsabella ona yabancı gelen soy adını defalarca üst üste duyduktan sonra durup arkasına baktı.

"hanımefendi evden çıktığınızdan Sinyor un  haberi var mı?" diye sordu Simon. 

"Pippa ile gezmek istiyorduk. Bunun içinde izin almamız gerek?" diye kızdı. 

"Bay Francesco' un, izni olmadan kimsenin evden çıkmayacağına dair kesin emri var" dedi Simon. Genç kadın eve geri dönmek ve Francesco ile karşılaşmak istemiyordu. "gidip siz söyleyin" dedi çocukça bir inatla. Genç adam ceketinin cebinden çıkardığı son model telefonundan Francesco' yu aradı. 

"efendim hanımefendi ve küçük hanım etrafı dolaşmak istediklerini söylüyorlar. Ben sizden habersiz çıkamayacaklarını söyledim" dediğinde genç kadın sol kaşı yukarı kalktı ve ayağını sertçe yere vurmaya başladı. "peki efendim" diyen adam elindeki telefonu İsabella' ya uzattı. Genç kadın başını iki yana sallayıp konuşmak istemediğini belirtti

"sen konuş. Ben konuşmak istemiyorum" deyişi telefonun diğer ucundaki adamın kulağına ulaşmıştı. Genç adam el mahkum telefonu tekrar kendi kulağına götürdü. Patronun kendisine söylediklerini can kulağıyla dinliyordu. Bir iki dakika sonra telefonu kapatıp.

"bana bir kaç dakika izin verin, arabayla birlikte hemen dönüyorum" Adam eve döndü. Evi dışarıdan izleme fırsatına ilk kez yakalamıştı. Üç katlı ev modern bir mimariye sahipti. Evin yola bakan pencerelerinin birince Francesco' un silüeti gördü. Her zaman olduğu gibi telefonla konuşuyordu. Gözlerini birbirine hızla çarpıp ayrıldı. Elini tutan çocuğu kucağına alıp beklemeye başladı. Bir daha ona başını kaldırıp yukarı pencereye bakmamıştı ama onun gözlerinin üzerilerinde olduğunu hissedebiliyordu. Siyah araba hemen önlerinde durduğunda Simon yanlarına geldi."size Robin eşlik edecek ve beyefendi size bu kartı vermemi istedi. Şifresi sizin doğum tarihiniz" dediğinde uzattığı kartı alıp arabanın kapısını açan Korumaya teşekkür etti. Pippa' yı çocuk koltuğu oturtup kemerini bağladı ve yanına oturdu. Arabanın kapısını sertçe kapadı. Elindeki karta baktı. Ünlü bir bankanın logosunu taşıyordu ve üzerindeki kendi adı yazıyordu. 

"nereye gitmek istersiniz?" diye sordu.

"alışveriş yapabileceğimiz bir çarşı var mı buralarda?" dedi İsabella. 

"evet var efendim" diyen adam arabayı çalıştırdı. Ünlü markaların bulunduğu caddede mağazanın birinin önünde arabayı durdurdu. "Robin, daha hesaplı bir yere gidebilir miyiz?" diye sordu İsabella. Adamın kendisine verdiği kartı kullanmayacaktı. Onun parasını kabul edip onurunu ayaklarının altına almasına izin vermeyecekti. 

"birde halk pazarı var?" diye söyledi Robin.

"bizi pazara götür" dedi İsabella. Şoför koltuğundaki adam kadının isteğini her zaman hizmet ettiği kadınlar gibi bir kapris olduğunu düşündü. 'siz zenginler ve onların egzotiklik merakı' diye geçirdi içinden. Arabayı halk pazarı olarak alından ucuzluk mağazasına getirdi. İsabella kuzeni kadar marka düşkünü bir kız değildi. Onun için gözüne hitap edip sağlam olması yeterdi. Pippa ve İsabella ile birlikte arabadan inen Robin bir kaç adın gerilerinden onları takip ediyordu. Genç kadın ikinci ve outlet mağazalarını Pippa ile birlikte dolaşıyorlardı. Elindeki poşetleri alıp yardım etmek isteyen adama itiraz etse engel olamadı. Pippa için elbise baktıkları bir mağazada elbiseleri deneyen kıza yanına girip yardım etmek istemiş ama Pippa müsaade etmemişti. Kabinlerin önünde puflara oturduğunda çantasında titreyen telefonu fark etti. Kayıtlı olmayan bir numara tarafından aranıyordu. Ekrandaki ikonu kaydırıp telefonu kulağına götürdü. 

"senin tek derdin beni çileden çıkarmak İsabella. Ne işin var senin o izbe yerde? Üstelik kızımı da peşinden sürükledin " diye bağırdı Francesco. 

Burada Olan Burada Kalır ( HENÜZ DÜZENLENMİYOR.)Where stories live. Discover now