113. BÖLÜM

124 23 1
                                    

Sona çok az kaldı bebişlerr.. 🥳😇

Ama daha bu bölümler var okunması gereken. Beraber bölüme geçelim hadi. ⭐

Bölümü oylamayı ve yorumlar yapmayı ihmal etmeyelim lütfen. 😚

İyi okumalarr.

🪽🪽

Stiks…
En tehlikeli bölge…

Ellerim karnımda gezinirken içinde bulunduğum durumu kabullenmeye çalışıyordum. Beni koruması için parmağıma takılan yüzük bebeğimin güçleri yüzünden bana zarar vermeye başlamıştı. Bebeğim, hem Araf'tan hem Cennet'ten hem de Cehennem'den aldığı güçleri ile bana zarar verebilirdi.

Ve buna bir çözümümüz yoktu.

Doğuma kadar korunabilmek için sadece tek bir yol vardı ve o yol da ölüme çıkıyordu. Tartarus, cehennem, Şehri'ndeki Stiks Bölgesi…

Alevlerin fışkırdığı, değdiği teni yaktığı mavi nehirli bölge.

Gözlerim Aren'in gözlerinde gezinirken bunun mümkün olmayacağını anlatıyordu grileri. Hamile olmadan bile yanında oralara gitmeme izin vermeyen adam bu halimle beni oraya asla götürmezdi.

Ama buna mecburdu.

Aren de ben de mecbur olduğumuzu çok iyi biliyorduk, bu yüzdendi zaten ses çıkaramayışımız. Bu yüzdendi gözlerimizin içindeki çaresizlik.

Mecburiyet elimizi kolumuzu bağlıyordu ve oraya gitmekten başka çaremizin olmadığını anlatıyordu.

“Orasının nasıl tehlikelere gebe olduğunu biliyorsun değil mi Wizard? “ Aren'in kızgın sesi odanın içinde yankılandığında Wizard hüzünlü gözlerle başını salladı.

“Biliyorum elbette ama başka çare yok. “

“Olmalı, onu oraya götüremem! “ Her iki ellerinin arasına başını sıkıştırmıştı. “Onu tehlikeye atamam. “

“Aren… “ diyerek yanına gidip onu teselli edecek oldum ama sözleri ile durmak zorunda kaldım.

“O kıvılcım tenime değdiğinde bile acımayan canımın ne kadar yandığını gördüm Wizard, bunu yaşadım. Şimdi benden Hüma'yı o tehlikeye götürmemi istiyorsun. Söyle nasıl yapayım bunu, nasıl sevdiğim kadını, çocuğumun annesini, o yangının içine atayım? “

Sustu. Sustum. Sustuk. Bize kalan derin bir sukünetken içimiz bas bas bağırıyordu.
Ama duyan yoktu.

“Atacaksın.”

Arkamızdan gelen sese doğru döndüğümüzde Aren de ben de görmeyi beklemediğimiz o gözlerle karşılaşmıştık. Karen'in cam mavisi gözleri ile karşılaşırken o hızla içeriye girmişti. Elimi karnıma dolarken gözlerinin hedefindeki bebeğimi korumaya alıyordum kendimce.

Karen yaklaştı, Aren kolunu önüme gererken büyük bedeninin arkasına saklanmıştım. Wizard yaşlı gözleri ile bize bakarken Karen, onun yanında durdu. Ve gözlerimize baktı.

“Atmak zorundasın Aren, çünkü Hüma'nın bedeni yüzüğün gücü ile bebeğin gücü arasında kalamayacak kadar güçsüz. “

“Hayır! “ Hâlâ kabullenmiyordu ve bu da işleri daha da güçlendiriyordu.

Aren'in fikri ortadaydı, beni oraya göndermezdi asla. Ama beni kaybetmeyi de göze alamazdı, çünkü ben onu kaybetmeyi göze alamamıştım.

Tarih tekerrür etmişti.

“Hayır Aren, gitmeyeceksin. Gidemezsin. “

“Gideceğim Hüma, gerekirse benim yok olmam senin beni sevmemenden daha kötü mü olacak sanıyorsun sen? “ Aren sözleri ile yüreğime büyük bir darbe vururken ona baktım, gri gözlerinde kararlılık vardı. Biliyordum, gidecekti.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhWhere stories live. Discover now