95. BÖLÜM

191 31 0
                                    

Selam can okurlarımm. Aren'den bir bölümle geldim bugün size.

Bakalım o neler hissetmiş? 😢

Bölümü oylayalım ve yorumlar yapalım.

Seviliyorsunuz, iyi okumalar... ❤

🪽🪽

Aren'den

Kırmızıyı asla onun üzerinde gördüğüm kadar güzel görmemiştim. Sıradan bir renk olan kırmızı, ilk defa onunla ilgimi çekmişti benim. Kırmızı elbisesinin içindeki masumane hali ile.

Onu partide o elbisenin içinde gördüğümde yutkunamadığımı hatırlıyorum, bir an önce yanında olup onu herkesten korumayı bir de. Yanına giderken bana kızgın olduğunu biliyordum, hatta elimi ona uzatırken de ama o tereddütsüzce tutmuştu elimi.

Anlamıştım, o da beni bekliyordu.

Kokusu… Üç gün boyunca burnumda tüten o kokusunu sanki bir güç hep yanımda tutmuştu. Ara ara onu hissederken bazen yanıma geldiğini düşünüyordum ama hayır, gelemezdi. Çünkü ben bile nerede olduğumu bilmediğim bir yerdeydim.

Sahi ben neredeydim?

Bir yanımda turuncu alevlerin fokur fokur kaynama sesi duyulurken bir yanım zifiri karanlığa ev sahipliği yapıyordu. Sınırdaydım, onun beni bulduğu, büyünün çözüldüğü ve yaralarımın iyileştiği yerde.

O bilmese de bizim yerimizde.

Çıkmamıştım hiç buradan, onun ne yaptığını bilmiyordum ama Pars yanında olduğu için gözüm arkada değildi. Dayanabildiğim süre ise sadece üç gündü. Bu uzun sürenin her dakikasında yanına gitmek için kendime türlü bahaneler buluyordum ama olmuyordu. Bir güç sanki beni ondan uzaklaştırıyordu.

Üç günün sonunda ise o güç kırılmıştı.

O partiye gitmelerini ben ayarlamıştım. Hüma'ya o elbiseyi gönderen bendim, herhangi bir elbise olarak düşünmüştüm onun ama öyle olmadığını partide anlamıştım. Ölü kalbim bile onu gördüğünde hızla atmaya başlamıştı sanki, onu bile bu denli hırçın attıran bu güzelliğe daha fazla karşı koyamazdım.

Gitmiş ve onu dansa kaldırmıştım. Ona evlenme teklifi etmiş ve herkese bunu duyurmuştum. Duyurduğum başka bir şey daha vardı. Bir bebeğim olacağı.

Onu gördüğümde büyümüş olan karnını fark etmiştim ama hali endişeli görünmediği için herhangi bir tehlike olduğunu sanmamıştım. Öyle olduğunu da gece zaten söylemişti, sadece bebeğimizle daha erken tanışacağımız konusu biraz sıkıntı yaratabilirdi.

Karen'in yaptığı iğne ne denli iyiydi bilmiyordum ama bebeğimizin Hüma'yı daha az tüketeceğini biliyordum. Bebeğimiz, buraya ait olamayacak kadar masumken sevgilimi tüketecek kadar da kötüydü. Bu yüzden onu kabullenmemiştim en başta, bu yüzden ondan kurtulmayı istemiştim.

Çünkü buraya ait olmayan bir bebek, etrafındakileri tüketirdi.
Onu benden almasından korkmuştum.
Hüma'nın yok olmasından…
Onu kaybetmekten…
Çok korkmuştum…

Onun kararlılığını gördüğümde ve anladığımda ise ona yardımcı olmaya karar vermiştim, bu hem bizi birbirimizden koparmayacaktı hem de onun daha az canını yakacaktı. Ve ben, o günlerde Hüma'nın yanında olmak istiyordum. Acısını acımla geçirmek istiyordum.

Düğün öncesi kına gecesi yapma fikri Asra’dan çıkmıştı ve ben de bunu seve seve kabul etmiştim. Çünkü onu bir kez daha kırmızı elbise ile görmek istiyordum, hatta her gün bunu bıkmadan isteyebilirdim.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin