6. BÖLÜM

1.8K 346 93
                                    

Selam. Yeni bölüm ile geldim. 🤗

Nasıl gidiyor bakalım, umarım severek okuyorsunuzdur.☺

Bu bölümü de buraya bırakıyorum o zaman. Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Desteklerinizi bekliyorum. 🌸

İyi okumalar...

🪽🪽

Ölüm sadece iki hecelik bir kelimeydi belki ama anlamı uçsuz bucaksız sonsuzluğu içeriyordu. Geri dönüş yoktu oradan ya da gelmeme gibi bir durumu yoktu. Elbet ölecekti insan ve bir daha hiç varolmamış gibi yok olacaktı.

Peki ben? Ölülerin yanında olan ben ölmüş müydüm sahiden de yoksa ölecek miydim?

Vücudumdaki acıdan besleniyordu gücüm. Hiç yok değildi elbet, vardı. Öyle olmasa bu derin acıyı hissedebilir miydim? Bu sızı yüreğimi delip deşiyordu ama ben sesimi çıkaramıyordum.

Bileklerimden akan kanlar beton zeminde küçük gölcükler oluşturmuştu ama hâlâ ayaktaydım. Bu nasıl oluyordu bilmiyordum ama şimdiye kadar ölmem gerekmiyor muydu? Sahiden de yaşayacak mıydım?

O yoktu, ondan kaçtığımdan beri gelmemişti yanıma. Neden peşimden gelmiyordu bilmiyordum ama ben de ona gidemiyordum. Ayaklarım mıhlanmıştı, sesim kısılmıştı, acım artmıştı.

Adını haykırsam eğer gelir miydi yanıma? Sahi adı neydi, adını söylemişti bana ama hatırlamıyordum. Oysa zihnim kuvvetliydi benim, hiçbir şeyi kolay kolay unutmazdım ben. Neden onun adını hatırlamıyordum peki?

Bileğimdeki kazılı ismine bakmaya çalıştım ama öyle çok kan vardı ki yazı okunmuyordu. Midem bulanmaya başlamıştı, zihnim bulanıklaşıyordu. Son bir çarem vardı, buraya gelmeden önce haykırdığı adını hatırlamaya çalışmalıydım. Ya da o âna gitmeliydim.

"Bak öyleyse sol bileğinde senin adın kazılı, Hüma. Sağ bileğinde ise benim adım…" Bu doğruydu, her iki bileğimde de bir şeyler vardı. Sol bileğimde Hüma yazılıyken sağ bileğimde ise… "Aren."

Aren…

Evet, hatırlamıştım. İsmi Aren'di. Şimdi sesimi çıkarmalıydım, adını telaffuz etmeli ve onun gelmesini sağlamalıydım. Bir an önce bunu yapmalıydım!

Zorladım kendimi ama sadece kısık bir "A" harfi çıktı dudaklarımdan. Bu kadar güçsüz sesle o beni duymazdı. Bir şey yapmalıydım.

Bileklerime baktım, kan akan yerlerde yanıp sönen bir şey gördüm. Bunun ne olduğunu sorgulamadan bileğimin acısını göz ardı ederek sol elimi sağ bileğimin üstüne bastırdım. Bileğimde hissettiğim sıcaklık avuç içimi yakarken dudaklarımı dişledim. Canım ziyadesiyle yanıyordu!

"Hüma! " dediğini duydum kısık bir sesle. Güçsüzdü sesi, onu bıraktığımın aksine bitkindi.

Olanlara bir anlam veremeyip koşarak geldiğim kapıya baktım. Karanlık yerde gözükmüyordu, bir şey olmuş olmalıydı. Gelememesinin sebebi olmalıydı!

Bacaklarımı zorladım bir kez daha, başarmalıydım. Eninde sonunda oraya gitmeli ve bu acımın sebebini sormalıydım ona. Beynimden bir komut bacaklarıma gittiğinde zor da olsa bu sefer bir adım atabilmiştim. Bu sefer başarmıştım!

Hareketimi tekrarladığımda kapıya biraz daha yaklaşmıştım sonunda. Başımı öne çıkarıp karanlık ve dar koridora baktım. Oradaydı ama yerdeydi!

"Aren! " Sesim biraz daha kısık çıkmıştı şimdi. Ama beni duyduğunu biliyordum.

"Hüma! " Onun da sesi kısıktı. O güçlü adam gitmişti, karşımda bitkin bir adam duruyordu!

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang