80. BÖLÜM

233 39 1
                                    

Selamm, yeni bölüm ile geldim. Baya bir gelişme katettik galiba ha?

Ama daha o kadar çok olay var kiiii...

Neyse bugünkü heyecanımızı da yaptığımıza göre artık bölüme geçelim. Bakalım bizi neler bekliyorr 😇

O zaman önce bölümü oylayalım, sonra okumaya başlayalım ve satır aralarına yorumlar yapalım. 😁

İyi okumalarrr.. ❤

🪽🪽

Duyduklarım ve gördüklerim…

İçinde bulunduğum durumu tümüyle reddetmek istiyordum, yaşadığım anları silmek istiyordum ama biliyordum, o anlar silinirse Aren de silinmiş olacaktı. Ama ben bunu istemiyordum ki, ben Aren ile yaşadığımız hiçbir şeyin silinmesini istemiyordum.

Sadece Aren'i istiyordum.

Asra'nın söylediği cümle içimde deprem etkisi yaratırken başımda feci halde başlayan ağrı ile ellerimi şakaklarıma bastırdım. Gözlerimi sımsıkı kapatıp dudaklarım düz bir çizgi halini aldığında tek istediğim Asra'nın yanlış düşünüyor olmasıydı.

Aksi takdirde buna dayanamazdım.

“Kendine gel Asra, ne diyorsun sen? “ 

Pars'ın cümlesi içimden Asra'ya yönettiği cümleydi. Ne diyordu öyle, neden canımı yakmaya çalışıyordu?

“Ben kendimdeydim zaten ağabey, ama siz gerçekleri göremeyecek kadar körmüşsünüz. “

Şimdi karşısına çıksam diye düşündüm, çıksam ve ona bağırsam. Aren yok olmadı, hiçbir zaman da yok olmayacak; desem bana inanır mıydı? İnansın istiyordum, bana sonsuz inansın.

Buna ihtiyacım vardı zira.

“Hayır, biz kör değiliz Asra ama sen her şeye ön yargıyla yaklaşıyorsun.“ Asra'nın gülümseme sesi duyuldu.

“Ön yargı mı? Peh! “

Tam zamanıydı, tiyatro zamanım başlamış, role bürünmem gerekiyordu. Aren'in yok olmadığını onlara söylemem ve onları inandırmam gerekiyordu. Çünkü öyleydi, Aren yok olmamıştı. Olsaydı hissederdim değil mi?

Ruhum onu hissetmeyi hâlâ bırakmamıştı değil mi?

“Aren.” dedim saklandığım yerden çıkarken. Salondaki üç çift göz mavilerime dönerken Asra dudaklarını aralamıştı şaşkınlığını belli edercesine. Wizard yerinde öylece otururken Pars sol elini alnına götürmüştü. “Yok olmadı! “

Sesim bir uyarı tonundaydı ve bunu odadaki herkes teker teker anlamıştı. Aren'in yok olmadığını tek bir cümle ile onlara anlatmaya çalışmıştım ama bu yeterli değildi. Sol bileğimi kaldırıp iç tarafını onlara gösterdim. Aren'in ismi normal ten rengimdeydi, ne bir kanama ne de bir kızarıklık vardı.

Ve bu durum onun iyi olduğunu apaçık belli ediyordu.

“Şimdi inandın mı Asra, o yok olmadı. “ Ona karşı öfkeyle baktım, Aren'in yok olmasını düşünmesi bile içimdeki öfkeyi canlı kılıyordu. Buna izin veremezdim, vermeyecektim.

“A-anladım.” dedi Asra’nın gözleri bileğimde gezinirken. Gözlerime bakamamıştı, bileğimdeki gözlerini çekip yere odaklanmıştı. Sanırım benim de fikrim bu yöndeydi.

“Güzel.” dedim sert bir tonda.

Günler sonra ilk defa odamdan çıkmıştım ve haliyle ne yapacağımı bilmiyordum. Diğerlerinin de ne yapacağını bilmediğini hissediyordum ki yüzüme bile bakmıyorlardı. Onlarla saha fazla konuşmayacağımı ve odama gideceğimi düşünüyor olmalıydılar. Fakat bu sefer onları şaşkına çevirerek yavaş adımlarla yanlarına ilerledim ve Wizard’ın karşısına geçip oturdum.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhWhere stories live. Discover now