91. BÖLÜM

212 33 11
                                    

Selamm, bölümlere devamm edelim bakalım. Yarıladık galiba kitabı 🫠

Hadi iyi okumalar diliyorum. 🩵

Ama önce bölümü oylayalım lütfen. 🥹

🪽🪽

“Bebeğin ile birkaç ayın kaldı. “

Karen’in sözü kulaklarımda uğuldarken beynimde yankılanan iblisin sesi çok başkaydı. Keza bunu alaylı cümlesi de alaylı ses tonu da kanıtlamıştı.

“Yani tatlım, yok oluşuna birkaç ayın kaldı… “

Evet, kesinlikle buydu. Karanlık bana bunu demek istemişti. Odadakiler değil belki ama ben anlamıştım. Karanlık yok oluşum için gün sayıyordu.

Neden, diye sormak istedim. Soramadım. Aren sana bebeğimizi asla vermez, demek istedim. Diyemedim. Üstüne atlayıp canını almak istedim. Alamadım. Payıma düşene uydum. Sustum.

“Demek istediğin, bebeğin ona zarar vermesini engellemek mi? “ Pars'ın sesi ile titreyen gözbebeklerimden birer damla yaş düştü.

“Kesinlikle.” dedi Karen.

Pars rahatlamış görünüyordu, Wizard anlamsızca bakıyordu Karen’e. O ise gözlerini bebeğime dikmiş onu hafızasında hain amellerine dahil ediyordu. Buna izin vermeyecektim, daha fazla onun göz hapsinde olamazdım.

“Pars.” dedim elimi ona uzatırken. Pars elimi gördüğü an hızla yanıma gelip kalkmama yardımcı oldu. Gözlerim Karen'e saliselik uğrayıp Wizard’a kaydı. “Bir aksilik olursa gelirim yine Wizard, lakin bu sefer tek olursan sevinirim.”

Kimsenin bir şey demesine fırsat vermeden odadan çıktığımda önde ben arkamda Pars evden ayrıldık. Arabaya dikkatlice bindiğimde Pars da binmiş ve arabayı çalıştırmıştı. Direksiyon hakimiyetini kurup ağır ağır gaza bastığında üstünden kayıp giden araba ile yollar ezilmeye başladı.

“Anlamadığım bir şey mi oldu? “

“Bilmiyorum, Karen'de sevmediğim bir şey var. “

“Haklısın, onu ben de sevmiyorum. “ Ne, buradaki herkesin o büyücüyü sevdiğini sanıyordum.

“Neden? “ diye sorarken bulduğumda kendimi Pars arabayı hızlandırdı.

“Kendi çıkarlarını düşünmekten başka bir işe yaramıyor. “ Kendi çıkarları mı, iyi de benim durumumla ilgili ne gibi bir çıkarı olabilirdi ki?

Anlamıyordum ama Pars'ın sözleri ile bir kez daha emin olmuştum. Karen denilen büyücüden uzak durmalıydım, hem kendim hem bebeğim hem de Aren için.

Sahi Aren… Neredeydi acaba şimdi, Pars biliyor muydu ki yerini? Bilse söyler miydi bana?

Düşüncelerim ağır gelirken ağzımı açıp tek kelime edememiştim. Araba derin bir sessizlikle yollarda kayıp giderken evin önüne gelmiştik. Fakat kapının önünde birileri vardı, gözlerimi kısıp baktığımda bir silüetin Asra'ya ait olduğunu gördüm fakat diğerini tanımıyordum.

Ben değil ama birileri tanıyordu.

Pars elinin altındaki direksiyonu sıkarken onun kim olduğunu anlamıştım. Pars'ın kıskandığı kişi Asra'nın erkek arkadaşıydı.

Araba evin önünde durduğunda Asra, ön camdan ağabeyinin gözleri ile karşılaştı. Elleri önünde birleşirken sanki annesinden azar yiyecek çocuk gibi bakıyordu ağabeyine. Pars hırsıyla arabadan indiğinde peşinden hızla inip yanlarına doğru yürümeye başladım.

“Ne işin var lan senin burada? “ Çocuğun yanına gidip elini kaldırdı. Aralarına Asra girdiğinde Pars'a sakinleşmesi için yalvardı gözleriyle.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin