18. BÖLÜM

1K 222 5
                                    

Merhaba. Yeni bölüm ile devam ediyoruz.

Bölümü ve diğerlerini oylamayı unutmayalım lütfen. Yorum da yaparak düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim. 😚

İyi okumalar diliyorumm 😇💫

🪽🪽

Bekledim, hiçkimseyi beklemediğim kadar bekledim onu. Saniyeler dakikalara dönüştü, dakikalar saat oldu. Saatler hiç acımadan güne evrildi yine de o gelmedi. Kaç gün geçti bilmiyordum, tek yaptığım uyuyup uyanıp biraz yemek yiyip tekrar uyumaktı. Onun gidişini neden kendime işkence yapmıştım bilmiyordum. 

Buraya geldim geleli ilk defa bu kadar güçsüz hissediyordum, sanki bedenimdeki tüm gücü emiyordu bir şey. Nedeni neydi bilmiyordum ama yataktan kalkmaya bile mecalim yoktu. 

Beyaz ve gri karışımı gökyüzü aydınlanmış mıydı bilmiyordum ama bir yerlerde yağmur yağdığı kesindi. Gök gürültüsü odanın içini dolduruyor ve bazen de şimşeğin ışığı odanın içini aydınlatıyordu. 

Yataktan kalkmak için bir hamle yaptığımda kemiklerimin güçsüzleştiğini hissedip yatağa geri düştüm. Sağ bileğim acıyordu sebepsizce, kolumu kaldırıp bileğime baktım. Aren'in isminin yazılı olduğu yer cayır cayır yanıyordu. 

Günler öncesinden içime düşen korku tohumları bileğimdeki yazının kırmızıya çalması ile filiz verirken ne yapacağımı bilemiyordum. Korkuyla etrafıma baktım, bu odada yapabileceğim hiçbir şey yoktu. 

Yavaşça yataktan kalkıp odadan dışarı çıktım. Asra buralarda bir yerde olmalıydı, onu bulmalıydım. Pars'ın gidip de bir daha dönmemesinden sonra o da iyice içine kapanmıştı. 

Onu salonda koltukta uyurken bulduğumda hızlı olmaya özen göstererek yanına ulaşıp koluna dokundum. 

"Asra! " Onu hafifçe sarstığımda korkuyla uyanıp bileğimi yakalaması bir olmuştu. Acıyan canım yüzümde izini bırakırken bileğimi bıraktı Asra. 

"Vera, sen iyi misin? " İyi değildim ve bunu görüyordu. "Ayrıca bileğin neden bu kadar sıcak?"

O da hissetmişti, bunun normal bir durum olduğunu düşünmüyordum. Üstelik sadece Aren'in adının yazılı olduğu bileğim yanıyordu, diğerinde hiçbir şey yoktu. 

"Aren! " dedim hızlıca. "O iyi değil Asra, bunu hissedebiliyorum. "

Nasıl oluyordu bu bilmiyordum ama hem içimdeki sıkıntı hem güçsüz düşmem hem de bileğimdeki sıcaklık bana bunu anlatıyor olabilirdi. Onu bulmak zorundaydım, her ne olursa olsun! 

"Pars onu bulmuş olmalı ama getiremedi sanırım. " 

"Onu bulmamız lazım Asra, hemde hemen! "

Asra gözlerime bakıp mavilerimin dalgalandığını görmüş olmalıydı. Gözlerimdeki kararlılığı görüp başını salladı. 

"Önce Wizard'a gidip bunun ne olduğunu sormalıyız. " 

Haklıydı önce ona gidip bileğimdeki yanmanın sebebini sormalıydık. Daha sonra ise Aren'i bulmalı ve onu eve getirmeliydik. 

İşimiz zordu ama bunu başaracağımıza olan inancım da tamdı. Sadece güçlü olmam gerekiyordu, sadece inanmam gerekiyordu. 

"Vera! " Asra sustuğumu görünce iki elini de kollarıma koyup beni sarstı. Kendime geldiğimde ona arkamı dönüp ilerlemeye başladım. 

"Hadi gidiyoruz. " Olabildiğince hızlı evden çıkıp yolda ilerlemeye başladım. Asra peşimden geldiğinde o da adımlarıma uymaya çalışıyordu. 

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhWhere stories live. Discover now