24. BÖLÜM

1K 197 10
                                    

Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı ihmal etmeyelim lütfen. 🐶

Sizleri seviyorum 💞 iyi okumalar diliyorum... 🍁

🪽🪽

Düşündüklerinden çok hissettikleriydi asıl merak ettiğim. Yaşadıklarımdan çok yaşayacaklarımdı beni korkutan.

Gri gözleri mavilerime dalmaya hazırlanıyordu. Dediği gibi dalıp boğulacaktı belki de. Onu tutamazdım, ona engel olamazdım. Canımın yanacağını bile bile onu izlerdim.

Korkuyordum, bana ne yapacağından değildi korkum yalnızca o adamın peşine düşerse diye korkuyordum. Bana bir şey yapmayacağını biliyordum ama o adama… Tahmin bile edemezdim ki yapacaklarını.

Kafamda kurduklarım mıydı beni daha da çamura saplayan yoksa gözlerindeki duygusuzluk muydu? Ne hissettiğini anlamaya çalışıyordum ama yoktu, hiçbir duygu belirtisi okunmuyordu irislerinde.

Ona dokunmak istiyordum, onunla konuşmak… Yapamıyordum, aramızda kocaman bir duvar vardı. Her gün tek tek ördüğümüz tuğla parçalarının yarattğı kocaman duvar hislerimizi hissetmemize engel oluyordu.

Hissedemediğim hislerimde boğuluyordum.

"Aren." Pars'ın sesiydi bu, müzikten dolayı bir hayli yüksek çıkmıştı. "Eve gidelim, hadi."

Gitmeyeceğini biliyordum, içindeki hırsı söküp atmadan o eve girmeyeceğini biliyordum. Sözleriyle bunu tasdiklemesine gerek yoktu, zaten yapacağını ben dahil herkes biliyordu.

"Ben değil, siz gidiyorsunuz. "

Gözlerimiz hâlâ birbirinin içinde kaybolurken göz kırpmadan bana bakıyordu. Karşısında nasıl göründüğümü bilmiyordum ama titrememeye çalışıyordum, korktuğumu bilmesin istiyordum.

Ama biliyordu…

"Aren… " Sözlerinin devamı Aren'in keskin sesi ile yarım kaldı.

"Asra ve sen eve gidiyorsunuz Pars! " Adımı zikretmemesinin içimde yarattığı sızıyla yutkundum. "Ben ve Hüma burada kalacağız! "

Neden böyle bir şey istemişti bilmiyordum, benimle yan yana olmak istemediğini sanıyordum oysa. Benden gittiği andan sonra onunla yan yana olmak istemediğimi düşünmüştüm kendimce.

Yanılmış mıydım?
Ah, evet!

"A-anlamadım Aren, ne demek is… "

"Duydun Pars, uzatma. Asra'yı da al ve git! "

Gözlerimiz birbirini hırpalıyordu, yine de çekemiyorduk birbirinden. Gri ve mavinin yıllar sonraki buluşması gibiydi hissettiğim, bütün renklerin kaybolup bu iki rengi ön plana çıkması gibiydi yaşadığım.

Pars tek kelime daha etmedi. Elini kardeşinin beline koyduğunda onu çıkışa yönlendirdi adımları ile. Onlar giderken sonunda gözlerimi çekebilmiştim gözlerinden. Gidişlerini izlemem bir yana içimdeki tarif edilemez his bir yanaydı.

Asra ve Pars kısa sürede mekandan ayrıldıklarında Aren locaya oturmamış beklememi söyleyip kısa süreliğine yanımdan ayrıldı. Nereye gittiğini merak etsem de ona soru sormadım. Dediği gibi beklemeye başladım.

Biraz sonra mekandaki müziğin azaldığını ve deli gibi dans eden ruhların mekandan çıktıklarını fark ettim. Bunu onun yaptığını biliyordum ama bilmediğim neden yaptığıydı.

Aren biraz sonra yanıma geldiğinde elindeki yeşil şişelere baktım. Elbette onlarda ne olduğunu biliyordum ama hayatımda çok az içmiştim. Zaten bünyem alışık olsa bile onun yanında içmezdim.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhWhere stories live. Discover now