34. BÖLÜM

801 160 0
                                    

Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı ihmal etmeyelim lütfen. 🐱

Sizleri seviyorum 💞 iyi okumalar diliyorum... 🦋

🪽🪽

Tik tak, tik tak, tik tak…

Zaman aleyhimize geçip gidiyordu, hiç kimseden çıtırtı bile çıkmazken Aren ile gözlerimiz birbiri içinde savaşıyordu. Griyle mavinin soğuk savaşı her geçen saniye daha da şiddetlenirken sükutun içimizde yarattığı vecaydı canımızı yakan.

Daniel'in dediğini yapacak mıydı bilmiyordum ama biraz daha susarsa onun dediğini yapacağını biliyordum. Daniel kötü bir adamdı ve istediğini almadan kimseye rahat vermezdi.

Aren'in susuşunun kafasında kurduğu planın bir parçası olduğunu biliyordum. Ona şaşkın ve korku dolu gözlerle bakarken sonunda kımıldayıp birkaç adım attı bulunduğumuz yere doğru. Ben yerimden kıpırdamazken Daniel bir adım geri gitti.

"Yaklaşma Aren! "

Yüzüne tebessüm yerleştirdi ve alayla fısıldadı. "Ne o, korkuyor musun? "

"Korkan ben değilim. " dediğinde bakışlarını üzerimde hissettim. "Bence onu korkutuyorsun."

Gözlerime kaydı bakışları, grilerinin üzerindeki kasveti dağıtmak ister gibiydi. Bana dik dur, der gibi bakıyordu. Dediğini yaptım, omuzlarımı dikleştirip durdum karşısında. Bu hareketini gördüğünde bıyık altından gülümsemişti, görmüştüm.

"O korkmaz! " Korkmuyorum, çünkü o vardı. "Benim olan hiçkimse korku nedir bilmez. "

Ses çıkarmadan durdum karşısında. Bu sıfatı her ne kadar sevmesem de ses çıkarmadım. Oyununu bozmamak için oyuna devam ettim.

Daniel gür bir kahkaha attı arkamdayken. Aren'in dediklerine inanmıyor gibiydi, aslında gibi fazlaydı inanmıyordu.

"Hadi ama Aren, onun senin olmadığını pekala ikimiz de biliyoruz. " Aren birkaç adım daha attı bize doğru. Daniel bu sefer kımıldamadı ama arkamızdaki adamların hareketlendiğini hissettim.

Başımı hafif yana çevirerek siyah giyinimli adamlara baktım, ellerinde tuttukları sinag adını verdikleri ışını Aren'e tutuyordu hepsi de. Aren'e çevirdim gözlerimi, etrafına bakınıyordu hiçbir tepkiye yer vermezken suratında. Bunun olacağını biliyor olmalıydı, tepkisizliği bu yüzdendi.

"Bu kadar ucuz plan yapmak sana yakışmıyor Daniel. "

Sessiz kaldı Daniel, ona döndüm yavaşça dudakları düz bir çizgi halini almıştı. Ne düşündüğünü bilmiyordum ama ikisinin de gözlerinde savaşın emareleri duruyordu.

"Zaman doldu Tamar. " dedi dakikalar sonra. Oysa o zaman çok önceden bitmişti.

"Haklısın." dedi Aren kendinden emin bir tavırla. "Zaman doldu! "

Daniel'e bakarken yüzünde anlamsız bir ifade gördüm. Aren'in planını anlamış mıydı bilmiyorum ama siyah gözleri daha da kararmıştı.

Aren'e çevirdim bu sefer de gözlerimi, Daniel ona bakarken o da Daniel'e bakıyordu. Sonra bana çevirdi gözlerini, yüzündeki alaycı gülümseme solup bana güven, dercesine gülümsedi. Bakışlarındaki kararlılığı gördüm, bir de en derinlerde saklanmış korkuyu.

Anlamıyordum, gözlerindeki ışıldamayı da korkuyu da anlamamıştım. Ama bir şeyden emindim, birazdan olacaklar hiç de iyi şeyler değildi.

Aren elini cebine atıp cebinden çıkardığı iki tane küçük toptan birini sağ tarafa diğerini de sol tarafa fırlattı. Daniel'in adamları kaçmak için geri geri gittiklerinde ortalığı mor bir duman kapladı.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhWhere stories live. Discover now