58. BÖLÜM

640 136 3
                                    

Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı ihmal etmeyelim lütfen. 🫂

Sizleri seviyorum 💞 iyi okumalar diliyorum... 🫀

🪽🪽

Yürüdüm, düşünmemeye çalıştım, yürüdüm, hissetmemeye çalıştım, yürüdüm, yokluğumu öğrenmediğini düşündüm, yürüdüm, bana kızmadığını hissettim, yürüdüm…

Yol bitmiyordu, her geçtiğim yerde biraz daha hızlı atıyordu kalbim. Yorulduğumu hissediyordum, ne zaman geleceğimi bilmiyordum. Yolun sisinden hiçbir şey göremesem de yürümeye devam ettim.

Gücüm tükeniyordu attığım her bir adımda, canım yanıyordu. Neden böyle hissediyordum bilmiyordum ama onun yanından ayrıldığımdan beri farklı hissediyordum.

Sis giderek artarken karşıda duran siyah üniformalı muhafızı görmemle yüzümde bitkin bir gülümseme oluştu. Adımlarımı hızlandırmak isterken dikkatli olmaya özen gösteriyordum.

Sonunda muhafıza ulaşmama az bir mesafe kalmıştı. Beni fark etmiş miydi bilmiyordum ama hareket etmiyordu. Koşmak için hiçbir güç yoktu bedenimde, hızlı adımlarla yürüdüm.

Muhafızın yanına gelecekken kolumda hissettiğim soğuk tenle durduruldum. Bu kadar çabuk öğrenmiş olamazdı, bu kadar çabuk peşime takılamazdı. Arkamdaki her kimse Aren değildi!

"Merhaba Vera. " Daniel.

Daniel'in sesini duymamla arkamı döndüğümde gülen yüzüne kaldırdığım elimi geçirdim. Tokatımla başı yana savrulurken histerik kahkası kulaklarımda uğuldamaya başlamıştı.

"Bak bu güzeldi. " dedi gülüşünü bastırarak.

"Beni mi takip ediyorsun? " Gözlerimi gözlerine diktiğimde bir adım daha yaklaşıp kolumdaki baskısını artırdı.

"Seni takip etmiyorum, güzel bir tesadüf diyelim. "

"Kesin öyledir. "

"Neden inanmak istemiyorsun bana? " Sorduğu soruya gülmek istemiştim fakat bulunduğumuz yeri ve sebebi hatırladığımda kendimi durdurdum.

"Sana neden inanayım ki? "

"Haklısın, bana inanamazsın. " Gözlerinde bir plan vardı, anlamıyordum. Yanımda oldukça rahat duruyordu., rahatlığının bir sebebi olmalıydı.

Onunla Aren'e yaptıklarını konuşmak istiyordum ama bunun sırası değildi şimdi. Bu ıssızlıkta onunla konuşamazdım. "Rahat bırak beni! "

"Acelen mi var? "

Bakışları ürkütücüydü, onu her gördüğümde içime derin bir kasvet oturuyordu ama şimdi daha kötüsüydü. O kasvet kendini zifiri karanlığa bırakmıştı.

Ona cevap vermedim, hızla arkamı dönüp koşmaya başladım. Kolumu tuttuğu eli tenimden kayıp giderken ardında bıraktığı izi canımı yakıyordu.

"Vera! " Adımı haykırdığında gözlerinde gördüğüm planı anlamıştım. Bilerek karşıma çıkmıştı.

Ondan uzaklaştığımı düşündüğümde muhafıza yaklaşmama az kalmıştı. Kurtulduğumu düşünürken ayağıma takılan dal parçası ile kendimi yerde buldum. Kafamı toprak zemine çarpmam bilincimi yitirmeme sebep olurken onun yanıma gelip zafer edası ile yüzüme bakıp gülümsemesi gördüğüm son yüz olmuştu.

                                                              ⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅

Çatlayacak derecede ağrıyan başımla gözlerimi araladığımda nerede olduğum hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Dizlerimdeki acıyan yerlerimi düşünmemeye çalışarak yerimde doğruldum. Gözlerim etrafı tararken gitmek istediğim yerden çok başka yerdeydim.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin