86. BÖLÜM

252 33 0
                                    

Selammm, nasılsınız bakalım. Ben iyiyim, bakalım Aren ve Hüma da iyi mi?

Başlayalım hemen değil mi, ama önce yıldızı patlatmayı unutmayalım. Okurken de satır aralarına yorumlar yapalımmm..

İyi okumalar..

🪽🪽

Onun nefesinde özgürdüm.
Onun göğsünde nefes alıyordum.
Onun kokusunda ruhum gülümsüyordu.
Ve onun ruhunda tutunuyordu ruhum hayata.

Burnumda vanilya kokusu, tenimde soğukluğu, gözlerimin karanlığında ünlü ressamın sadece benim için yaptığı eşsiz portre… Yanımda olması benim için büyük bir nimetken onunla birlikte olmam Tanrı'ya şükür sebebimdi.

Nefret ettiğim adam önüme dünyaları sererken bir an önce gitmek istediğim bu şehir ise büyük mucizeler sunuyordu önüme. Önce Aren'i vermişlerdi bana, büyük bir aşkla bağlanmıştım ona. Sonra hanedan üyesi olduğum çıkmıştı ortaya, ne yapacağımı bilemesem de zamanla öğrenecektim elbette. Ve şimdi de… Bu şehir bebeğimin mucizesi ile donatmıştı bedenimi. Onun varlığını öğrendiğimden beri içimde başka bir sevinç vardı, onun varlığı benimle olduğundan beri daha farklı bakıyordum bu şehre.

Belki de içimde minnet duyuyordum.

İçimden bu şehre bir kez daha teşekkür ederken ağır ağır gözlerimi açtım. Kirpiklerimin ardından beliren yüzü, hâlâ derin bir uykuda olduğunu anlatırken birbirine geçmiş siyah gür kirpiklerine baktım. Onun her bir detayına taparken asıl sevdiğim kirpikleriydi. Bir insanın bu kadar gür kirpikleri olur muydu?

Tanrı'm, onu her defasında aşık olayım diye mi yarattın?

Elimi kaldırıp kirli sakallarının kapladığı yanağına koyduğumda sakalları tenime battı fakat acıtmadı, aksine bu hissi seviyordum. Gerçi onunla ilgili her şeyi seviyordum.

Parmaklarım yanaklarında dolaşırken kirpiklerine dokundum, yumuşak kirpiklerinin ardından burnumdan sesli bir nefes vererek gülümsedim.

“Kirpiklerimi koparmayı düşünmüyorsun değil mi? “ Uaynmadığını düşünmüştüm ama o uyanıktı, ne yani sinsice ne yapacağımı mı beklemişti?

Hain.

“Az önce değildi ama şimdi düşünüyorum. “

Bir gözünü açarak gözlerime baktı, dudaklarında hafif bir tebessüm vardı. “Fikrini değiştiren ne oldu? “

“Sen.” dedim hiç tereddütsüz.

“Ben mi? “

Kaşlarımı çatmıştım. “Evet sen, korkuttun beni. “

“Bebeğim, “ dedi elini saçlarımda gezdirirken. Kaşlarım gevşerken diğer eliyle bedenimi kendine çekti. Çıplak göğsüm çıplak göğsüne değerken elimi boynuna sardım. “Bana kızamayacağını ikimiz de biliyoruz. “

Küstahça gülümserken ona dibimin düştüğünü biliyordu ama meydanı da ona bırakmaya hiç niyetim yoktu. “Nereden biliyoruz? “

Belimdeki eli karnımda gezinirken göğüslerime doğru kaydı. Yavaş hareketleri kendimi ona bastırmama neden olurken içimin ona kaydığını biliyordum.

“Her hareketim ile bana daha çok yaklaşıyorsun. “ Erkeksi sesi kulaklarımda dolaşırken nefesi yüzüme vuruyordu. Kendimden geçtiğimi hissediyordum.

Ama zaferi ona kendi ellerimle sunmayacaktım.

Kendimi zorlayarak elini göğüslerimden çektiğimde hızlı olmaya çalışarak sırtımı yataktan ayırdım. Daha ne olduğunu anlamadan gözlerime bakarken istediğimi elde etmiştim. Artık onun üzerindeydim!

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhWhere stories live. Discover now