42. BÖLÜM

710 148 0
                                    

Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı ihmal etmeyelim lütfen. 💓

Sizleri seviyorum 💞 iyi okumalar diliyorum... 🌺

🪽🪽

Zaman hepimizin aleyhine akıp gidiyordu ama biz bunu çoktandır umursamıyorduk bile. Ta ki o an geldiğinde, zamanın daralışı iliklerimizde hissedildiğinde…

Hipnotize olmuş gibi gözlerimde sadece o görüntü vardı, Aren'in kızarık ve morlaşan sırtı! Ne ara onun yanımdan alındığını, ne ara arabaya binip Wizard'ın evine yol aldığımızı bilmiyordum. Arabanın sarsıcı hızda olması bile o görüntüleri gözlerimin önünden alamıyordu.

Hızın azaldığını ve belli bir yerde de durduğunu  hissettim. Gözlerim kapalıydı ama içlerinde kırmızılar vardı, başım geriye yaslanmıştı ama içinde Aren'in yüzü vardı.

"Vera? " Uyuduğumu düşünmüşlerdi sanırım, ondan omuzlarımdan tutmuş sarsıyordu Asra.

Dudaklarımı aralayıp cevap vermek yerine gözlerimi açtım. Gözümün önündeki görüntüleri kovarken Asra'nın siyah gözleri görüş alanıma girdi ve daha sonra Wizard'ın evi. Yüzündeki endişe ile arabadan indiğinde onu takip ettim. Biz hariç diğerleri içeriye girmişti.

Asra önümde ben arkada içeriye girdiğimizde Aren Wizard'ın sedirinde yatıyordu boylu boyunca. Onun bu tepkisiz haline alışkın değildim, ağırca yutkunup yaklaştım. Yüzündeki acı dolu ifadeyi görüyordum, uyuyordu ama acı da çekiyordu.

"Neden acı çekiyor? " diye sordum gözlerimi ondan ayırmadan. Asra ve Pars ona bakıyordu, Wizard'ın bakışları ise üzerimdeydi.

"Sırtındaki ateş topu buna neden oluyor. " Sesi de ruhu gibi duygusuzdu.

"Onu oradan çıkaramaz mısın?

"Hayır, bunu ben yapamam. " Kim yapar, diye baktım ona. Sorumu okudu gözlerimden ama cevaplamadı, zira cevabını biliyordum.

Eşleştiği ruh…
Kayıp Ruh…
Hüma.

"Onu nasıl bulabiliriz? " diye sordu Pars. Wizard başını salladı.

"Bunu da biz bilemeyiz, yalnızca o ve eşleştiği ruh bilebilir. "

"Nasıl? " Dudaklarımdan kaçan soruyla hepsi de bana baktı nedensizce.

"Eşleştiği ruh ile birbirini hissederler; onların acılarını, mutluluklarını, gözyaşlarını da bilirler." Bileklerime çevirdim gözlerimi, acısını bileklerimde duyuyordum. "Yan yana olduklarında acı çekmezler ama ayrı kaldıklarında acıyı hissederler ruhlarında. "

Kafam karışmıştı, Wizard'ın dediklerinin birebir aynısı oluyordu aramızda. Yan yana olduğumuzda acısı olmuyordu ama ayrı kaldığımızda bugünkü gibi krizi nüksediyordu. Keza kriz anlarında acısını duyumsuyordum tenimde.

Bu bir işaret olabilir miydi?

"Başka? " diye sordum heyecanla. "Başka nasıl anlayabilir? "

"Güven ve huzur" dedi son anda. "Onun yanındayken kendini güvende hisseder ve dünyanın en huzurlu yerindeymiş hissini tadar. "

Ona güveniyordum elbet ama yanında huzurlu olamıyordum. Her an kriz gelecekmiş gibi hissediyordum, her an bana kötü davranacakmış gibi hissediyordum. Onun yanında güvenliydim ama asla huzurlu değildim!

Omuzlarım hüsranla çöktüğünde umutsuzca baktım Aren'in yüzüne. Onu kurtarabilmeyi istemiştim ama bu mümkün değildi, onun eşleştiği ruh olamazdım.

"Ne zaman uyanacak? " dedi benim sessizliğime nazaran Asra.

"Bugün uyuyarak geçer, yarına uyanır ancak. " Bedeni yorgun düşmüştü, ruhu yorgundu.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhWhere stories live. Discover now