102. BÖLÜM

154 27 1
                                    

Hellooo, bölümü oylamayı unutmayın lütfennn ve okurken de yorumlar yarın az 🥹

İyi okumalarrrr. 🫶

🪽🪽

Üstümde bembeyaz bir elbise… Kalbimde tarif edilemez bir heyecan… Ellerim büyük karnımda ve kalbim Aren'in kalbinde.

Canımı yakan adam, sevdiğim adamdı ve ben bugün o adamla evleniyordum. Evet, onunla evlenmeyeceğimi söylemiştim fakat onu söylerken bile içimden onunla evlenmek geçiyordu. Tek istediğim onunla olmaktı, sonsuza dek.

Ve bugün o hayalim gerçekleşiyordu.

Aynada gezinen gözlerim Asra'nın yaptığı saçımdaydı. Elindeki kızgın demir parçası ile saçlarımı iri su dalgaları haline getirip uzun saçlarımı sırtıma salınık bırakıyordu. Tüm saçlarım dalga halini aldığında sanırım artık hazırdım.

Yerimden kalkmak için yeltendim fakat Asra elini omzuma koyup durdurdu. Yandan gidip birkaç dakika sonra tekrar geldiğinde elindeki taca baktım. Gördüğüm bütün taçlardan farklıydı, taşları o kadar parlaktı ki bakanı kör edebilirdi.

Kraliçe tacına benzer gelin tacını Asra saçıma taktı. Onu kafama güzelce yerleştirdiğinde yavaş yavaş geri gidip baştan aşağı kontrol etti. Yüzünde beğendiğini ifade eden bir gülümseme oluşurken arkamdaki aynayı işaret etti kaşları ile.

Kalbimin hızlanması ile elimi sol göğsüme götürdüm ve ağır ağır döndüm. Uzun boy aynasından yüzüme baktım. Gözlerimde mavileri öne çıkarmak için siyah bir makyaj vardı, tenim pürüzsüzlüğünü korurken dudaklarım bordo renkte bir ruju ağırlıyordu.

Gerdanıma kaydı gözlerim, kolye takmamıştım. Üstümdeki gelinlik oldukça taşlıydı çünkü. Göğüs kısmı kalp şeklinde kesilmiş ve etrafında parlak gri taşlar vardı. Göğüs kısmına kadar dar olan elbise göğsümün hemen aşağısında bolarıyordu ve bu da karnımı kapatmama yardımcı oluyordu. Yine eteklerine doğru gidildikçe parlak taşlar yer alıyordu ve gelinliğin arka tarafı bir hayli uzundu.

Ayaklarıma beyaz spor ayakkabıları geçirmiştim, böylelikle daha rahat ediyordum. Bileğimde sadece parlak bir bilezik vardı ama bana göre bu parlak elbisenin içinde bilezik bile fazlaydı.

Gözlerim aynadaki kendime bakarken dolduğunu hissettim ama ağlamamalıydım, biliyordum. Asra halimi görünce yanıma gelmiş omzumu sıvazlamıştı teselli etmek istercesine.

Ama benim tek bir kişiye ihtiyacım vardı.
Aylardır göremediğim, ne halde olduğunu bilmediğim kişiye.
Anneme.

Her genç kızın yanında annesi olurdu düğün başlamadan. Benim yoktu. Ayrıcalıklıydım sanki diğerlerinden ama bu da benim kaderimdi. Bambaşka bir şehirde doğmuştum, yine bambaşka bir yerde büyümüştüm, ailemden koparılmış ve doğduğum yere geri gelmiştim. Şimdi de orada sevdiğim adamla evleniyordum.
Evet, ben herkesten ayrıcalıklıydım.

Annemi çok özlemiştim ve yanımda olmasını istiyordum elbet ama bu mümkün değildi. Kendi kendimi teselli edip yanımda olan arkadaşlarımın desteği ile avundum. Sevdiğim adamın ve bebeğimin varlığı ile mutlu oldum.

“Gelebilir miyim? “

Aren’in sesi ile kapıya baktım, Asra heyecanla kapıya koşarken ona doğru döndüm fakat kalbim az öncekinden de hızlı atıyordu bu sefer. Sanırım kalp krizinden ölecektim!

Asra yüzüme baktı, hazır olduğumu hissettiğimde gözlerimi açıp kapattım. Kapıyı açtı ve ardından yüzünü gördüm. Gözleri gözlerim ile birleşirken ne o ne de ben bir adım atabildik, yerimizde öylece dururken bakışlarımız yetiyordu bize.

ARAF MELEĞİ: Kayıp RuhOù les histoires vivent. Découvrez maintenant