86. BÖLÜM: HÜSRAN 3 AŞK-I DİLHUN 🔫 ÖLÜMÜN KIYISINDA

177 11 3
                                    




Medya:Anıl Durmuş (Unutamadım adını)

Merhaba arkadaşlar umarım iyisinizdir. Yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyorum.  Umarım hikayemizi sevmişsinizdir. Bu gün yıldızların Melodisine de bölüm atmayı ihmal etmeyeceğim. Ama biraz geç olabilir. Şu an burada fazla bölüm bulunmasa da süreklilik sağlanacak. Başka platformlardaki okurlarım yeni hikayemi de çok sevmişti. Umarım sizler de beğenirsiniz. Gün elleme yaptıktan sonra onu hızlandırmaya gayret edeceğim. Hafta iki bölüm olmasını istiyorum. Yeni olduğu için tadını çıkararak yazmak birincil tercihim. Hüsran'ı basmak isteyen yayınevleri var ama burada final yapmadan basmam muhtemelen. Bu sebeple bölümleri çok biriktirmemeye gayret etmenizi tavsiye ediyorum. ☺️ Yıldızların Melodisi için henüz böyle bir durum söz konusu değil ama her an her şey olabilir. Sağlıkla kalın.

    Nazar gözlerini büyük bir korkuyla açtı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

    Nazar gözlerini büyük bir korkuyla açtı. Sahipsiz ürkek bakışları bir süre odanın içerisinde dolaştı. Kırgın kırgın dudaklarını birbirine bastırdı. Saçlarını sol yanında toplayıp yumruklarını sıktı. Hem öfkeyi hem de hüznü iliklerine kadar hissediyordu. Gözlerini açmak bile onun için bir başka kabusa sürüklenmekle eşdeğerdi. En hassas olduğu dönemde bedenini yaralarla bezendiği bu hayatta alabileceği en kötü haberleri almıştı. Sanki bu dünyaya yapayalnız gelmişti. Kendini hiçbir annenin tenine değmeden sokaklara düşmüş gibi sahipsiz ve ötekileştirilmiş hissediyordu.

     Güneşin aydınlığı odanın hatlarını daha da ortaya çıkardı. Ahşap detaylar, oldukça eski olduğunu bildiği o tuhaf soba, duvarlardaki is ve rutubet izlediği bazı filmleri hatırlattı. Kendisini ve ailesini hatırlamasa da tamamen hayattan el etek çekmiş sayılmazdı. Ayağa kalkıp kahverengi eski kilimin üzerindeki terlikleri sobanın önünden aldı.

    İçerisi oldukça soğuktu. Sobanın sönmesi, karın ayazını içeri taşımış ona da buharlar çıkan dudaklarıyla üflemek kalmıştı. Elleriyle soğuktan sızlayan kollarını ovuşturdu. Pencereden dışarı baktığında Mervan'ın kara bir silüeti andıran görüntüsüyle karşılaştı. Ona duyduğu öfke sık nefesler almasına sebep olmuştu. Öyle ki solukları önündeki uzun sarı perçemlerini bile dalgalandırıyor, soğuk havayla temas eden nefesi küçük buharlar çıkarıyordu.

     Kendisini o akbabalardan kurtarmaya kurtarmıştı ama getire getire bu soğuk kulübeye mi bulmuştu? Bakışları yatağın diğer ucunu bulduğunda gözleri öfkeyle kısıldı. Onunla birlikte uyuduğunu bilmek içindeki tüm kısrakları çığlık çığlığa şaha kaldırmıştı. Battaniyeyi üzerine geçirip yataktan doğrulmak istedi. Burnuna kadar gelen battaniyenin üzerindeki odunsu kokuyla nefessiz kalmıştı.

    Koku gözlerinin önüne belli belirsiz kareler iliştirdi. Geçmişin perdeleri zihninin beton duvarlarına hatırı sayılır çizikler atmıştı ve onu unuttuğu tuhaf iklime taşımıştı. Mervan'ın kollarında uyuduğu birkaç görsel hızla belleğini okşayıp uzaklaştı. Onda aşinası olduğu birtakım hatıralar vardı ve o anıların izleri olur olmaz zamanlarda toz zerresi gibi aklına düşüyordu.

HÜSRANWhere stories live. Discover now