80. BÖLÜM: HÜSRAN 3 AŞK-I DİLHUN 🔫 ÖLDÜRDÜN BENİ!

136 9 1
                                    

Medya: Çağan Şengül (Acın Ezberim)

Bu yangından kaçamam yanar ellerim
Hiçbir şey söylemem sana sonumu beklerim
Yağmurlar yağsa bile sicim sicim üzerime
Kaybımdan sönemem acın ezberim
Uyandığım evlerin yanında depremim
Kaçtıkça kırılır dizlerim
Savaşların galibi sonunda hep benim
Sırtımda hançer izlerin
Kan revan koşar sana kırılan şu dizlerim
Bir kez gülsen bana sırtımı dikişlerim

Merhaba arkadaşlar. Bu bölümü yarın atmayı planlıyordum fakat bebeğimle ilgili bir komplikasyon çıkınca planlarım değişti. Yarın testler için hastaneye gitmem gerekiyor. 😞 çok üzgünüm. Sizden olumlu sonuçlar için dua bekliyorum. Hoşçakalın.

Yaşamak neydi? Soluk alıp vermek yeterli miydi yaşıyorum diyebilmek için? Ekmek arasına koyulan bir dilim peynirin, uyumadan önce kurulan hayallerin, yağmur sonrası alınan o toprak kokusunun verdiği his bitince ruh katran karası anlarla mühürlenin...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Yaşamak neydi? Soluk alıp vermek yeterli miydi yaşıyorum diyebilmek için? Ekmek arasına koyulan bir dilim peynirin, uyumadan önce kurulan hayallerin, yağmur sonrası alınan o toprak kokusunun verdiği his bitince ruh katran karası anlarla mühürlenince kime gerekti nüfus kaydındaki o batık not? Ben yoktum artık! Yaşatmak için öldürülen, diri diri toprağın altına gömülen sindirilmiş bir bedendim. Ellerim onun hisleriyle kilitlediği kelepçelere bağlıydı ve dudaklarım yıkıcı neminin bastırdığı tutuklu bir mahkûm gibiydi.

Gözlerimi açtığımda o çamur deryasının içinde olmadığımı anlamıştım. Öleceğimi sanmıştım; fakat ölüm bana bir adım bile yaklaşamadan kaçıp gitmişti. Yattığım sedyeden doğrulmaya çalıştığımda omzumda gözlerimi dolduran bir sızı hissettim. "Ah!"

"Doğrulmayın Hanımefendi." Sert bakışlarım başucumda kayıtsızca bekleyen Battal'ı buldu. "Umarım bu saçmalığa bir izahın vardır. Onu dinlemeyip doğrulmaya çalıştığımda huzursuzca kıpırdandı.

    "Lütfen Nazar Hanım. Bir süre burada kalacaksınız." Onu umursamadan yataktan kalkıp karşısında dik durmaya çalıştım. Başım dönüyordu; belli ki duvara tutunmadan o dik duruşu bedenime giydiremeyecektim. "Ne yaptığınızı tanıyorsun siz? Mervan nerede? Oğlumu nereye götürdünüz?" Yutkunup kontrollü tavırlarla ceketinin düğmesini çözdü. "Artık onlar hayatınızda olmayacak."

"Bu da ne demek?"

"Nazar Ateş öldü. Artık adınız da hayatınız gibi tamamen değişti." Onu yakasından tutup hırsla duvara ittim. "Sen ne saçmaladığını sanıyorsun?" Ciğerlerindeki nefesi efkarla bırakıp, "Gerçekleri anlatıyorum." diye geveledi.

    "Başınız belada Nazar Hanım. Peşinizde korkunç adamlar var. Onların başında Kadir Bey geliyor. Mervan Beyim sizi korumak için bir plan yaptı. Size öldü göstererek o haşereleri dağıttı. Yaşamak istiyorsanız geçmişinizi, kim olduğunuzu unutun ve size verilen bu şansı asla geri tepmeyin."

    Boğazıma öldürücü bir düğüm oturmuştu. Bu adam neler saçmalıyordu böyle? Histerik bir şekilde güldüm. "Patronun olacak o pislik yine hangi oyunun peşinde? Beni vurduğu yetmezmiş gibi bir de utanmadan sahte kahraman rolleri mi kesiyor?"

HÜSRANWhere stories live. Discover now