21. BÖLÜM: HÜSRAN 1 CÜRM-Ü AŞK 🔥 KİLİTLİ KALANLAR

337 9 0
                                    


Şarkı: Ölümle Yaşam arasında


    Günler su gibi akıp gitmeye başladı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Günler su gibi akıp gitmeye başladı. Bu soğuk evde amaçsız bir şekilde dolaşıyor ve çok sıkılıyordum. Ne Raziye Hanım ne de Gülnaz benimle zerre kadar konuşmaz; her fırsatta sözleriyle beni yıpratmaya çalışırdı. Doğrusu ben de onlarla konuşmayı ve yüz yüze gelmeyi hiç istemiyordum. Zihniyetlerimiz o kadar farklıydı ki, en normal konularda bile karşı karşıya gelmemiz kaçınılmazdı. Gülnaz hamileydi ve bu yüzden bebeği evde ilgi odağı olmasına sebep oluyordu. O her ne kadar beni kıskandırmaya çalışsa da bu tavırlarını umursamıyor, bebek doğduktan sonra beni rahat bırakır düşüncesiyle doğumu dört gözle bekliyordum.

    Kadir Bey, çok sert bir adamdı ve her hâlinden Mervan üzerinde ciddi bir otorite kurduğu anlaşılıyordu. Mervan, babasının yanında kızı Dicle'ye en ufak bir alaka göstermez, bize karşı da oldukça soğuk ve mesafeli dururdu. Alçak dağları ben yarattım edasıyla yürürdü hep. Başının bir kez bile eğildiğini görmemiştim. Dalgalı saçları hep bakımlıydı ve sakalları ağır duruşunu tamamlayan en önemli detaylardan biriydi. Mağrur tavırlarını yanımdayken bile bırakmaz; emirlerine karşı geldiğimde simsiyah gözleri öfkeyle gözlerime mıhlanır, adeta beni nefessiz koyardı. Ondan çekiniyordum ve çoğu zaman korkuyordum; ama bunu Mervan'a asla hissettirmezdim.

      Onu deli edercesine kışkırttığımda bile bana asla vurmamıştı. Çoğu zaman duvarları yumruklamayı, bir şeyleri kaldırıp yere savurarak öfkesini boşaltmayı tercih ederdi. Öyle çok istiyordum ki bana vurmasını! Deli gibi... İşte o zaman gözümdeki canavar imajı pekişecek; içimdeki tükenmek bilmeyen nefret, bu alçak hareketiyle daha da perçinlenecekti. Yapmadı... Yapamadı... Dışarıdan gözümde adeta bir yaratığa benziyordu. Onun herkesten sakladığı farklı yönlerini sadece yalnızken anlayabiliyordum. Bazen duygusallaşıyordu, hatta onun küçük bir çocuk gibi kırgın kırgın baktığına bile şahit oluyordum; ama onu ve duygularını zerre kadar önemsemiyordum.

     Bir gün akşam olup el ayak çekilmeye yüz tutunca hissettirmeden Mervan'ın odasına gittim. Kapı açıktı ve bu hiç alışıldık bir durum değildi. Usulca içeri süzüldüm. Merakım burayı keşfetmek konusunda oldukça ısrarcıydı. Odayı dikkatle incelemeye koyuldum. Koyu renk koltuklar ve masa nizamla yerini almıştı. Parkeler oldukça temiz görünüyordu. Duvarları incelemeye başladım. Oda zevkli ve tanınmış tablolarla döşenmişti. Onun sanatla bu kadar ilgili olacağını hiç düşünmezdim. Masanın üzerinde gösterişli bir isimlik bulunuyordu. Çekmecelerini karıştırmaya başladım. Bunu ortalığı dağıtmadan sessizce yapmaya gayret ediyordum; fakat ellerim titredikçe tıkırtılar kaçınılmaz oluyordu.

     Duvara monte edilmiş kitaplık dikkatimi çekmişti. Oraya merakla yöneldim ve okuduğu kitapları incelemeye koyuldum. Beklentilerimin aksine oldukça entelektüel tarzda kitaplar bulmuştum. Türk Tarihi ve Coğrafyasına dair kitaplar oldukça geniş yer tutuyordu. Dünya klasikleri ve felsefî kitaplar ise ayrı bir rafta özenle kalınlık incelik uyumuna dikkat ederek yerleştirilmişti. Shakespehare' e ait önemli eserler daha ilk bakışta fark ediliyordu. Önemli şahsiyetlerin biyografileri bilgiye verdiği önemi ortaya koyar nitelikteydi.

HÜSRANWhere stories live. Discover now