74. BÖLÜM: HÜSRAN 3 AŞK-I DİLHUN 🔫 OKULDA İLK GÜN

138 11 3
                                    

3. OKULDA İLK GÜN

Medya : MURAT BOZ (mihriban)

                                                      "Sen hüzünlüsün diye dünya durup yol vermeyecek."

                                                                                                DOĞAN CÜCELOĞLU

        

Hayallerinin bittiğini düşündüğün bir anda hayat yepyeni bir sayfa açar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Hayallerinin bittiğini düşündüğün bir anda hayat yepyeni bir sayfa açar. Tüm ümit ışıklarını söndürdüm diye sızlanırken güneş kara bulutların ardından hiç solmayacakmış gibi en sade, en içten haliyle gülümser. Geçen zamanın, yaşanmışlıkların bir önemi yoktur artık. Dolu dizgin koşarsın hayatın ardından. Mutlu olmak için ihtiyacın olan tek şey başarmaktır. Başarmak içinse inanmak ve gayret etmek gerekir.

      O gün hayatımın en güzel deneyimini yaşayacağımı düşünmemiştim. Bu yalanlarla dolu tehlikeli oyunun bana en güzel anları yaşatacağından habersizce yatağımda oğlumun güzel kokusunu içime çekiyor, varlığının bende bıraktığı o sıcak duyguyu sobanın çıtırtıları arasında ciğerlerimin her demine kadar hissediyordum. Güvende olduğuna inanmak istiyordum. Bu kilitli odalarda sakladığım annelik duygusunun asla bitmeyeceğini bildiğim yegâne arzusuydu. Yitirdiklerime inat oğlumla birbirimize sarılacak ve Mervan'ın karanlık aleminden bundan böyle birlikte kaçacaktık. Bu, mutluluk trenine binmek için kesilmiş son bilet, hayatımın ayaza tutulan zavallı yalancı baharı için son çıkıştı. Ve ben ne olursa olsun bu şansı asla tepmeyecektim.

      Yaklaşık bir saat sonra kapı alacaklı gibi vurmaya başlayınca sıçrayarak yatağımdan doğruldum. Soba sönmüş oda buz gibi olmuştu. Aras'ın yatağımızda debelendiğini görünce içimde belli belirsiz bir huzur oluştu. Fuşya geceliğimin üzerine bir hırka geçirip kapıya yöneldim. Kapı açılır açılmaz rüzgâr dağların soğuğunu yüzüme taşıdı. Hırkamın içinde biraz daha küçültüp kısık gözlerle onların karşımdaki meraklı yüzleri, heveskâr gözleri tek tek inceledim.

     "Hayırdır inşallah!" Çocuksu kıpırdanmalar esnemelerime eşlik etti. 20 kadar çocuk omuz omuza verip kapımda birikmişti. Cingöz öne atıp, "Hayırlı sabahlar ögretmenim. Sizi okula çağırmak istedik."

   "Okul mu?" Diğer çocuklar kıkırdarken Cingöz kolunun tersiyle akan burnunu sildi. "Evet ögretmenim. Bugün ikinci dönemin ilk günü. 20 dakika sonra ders başlayacak." Duvar saatine baktığımda çocukların haklı olduğunu anlamıştım. Eyvah, geç kaldım diye içimden coşku dolu bir nara patlattım. Şaşkınlığımı belli etmeden, "Siz gidin ben hemen geliyorum." dedim. Kapıyı kapar kapamaz üzerime hemen ciddi bir şeyler geçirip yatağı topladım. Kaybedecek 1 dakikam bile yoktu.

    Aras beni tuhaf bir şaşkınlıkla izlerken kalan hazırlıklarımı tamamlayıp onu giydirdim. Beklediğimden çok daha kısa bir sürede hazırlanmıştım. Aras'ı Zilan'a bırakıp okula doğru yürümeye başladım. Çocuklar sıra olmuş büyük bir merakla beni bekliyordu. Bir süre ringe giren rakip boksörler gibi birbirimize baktık. Oldukça eski yıkık dökük bir binanın önünde duruyorduk. İşin tuhaf olan kısmı burada benden başka kimse de bulunmuyordu. Neredeydi bunlar? Okulun müdürü, müdür yardımcısı, hademe ve diğer öğretmenler... Tek başıma tüm eğitim sistemini ben ayakta tutacak değildim ya!

HÜSRANWhere stories live. Discover now