68.BÖLÜM : HÜSRAN 2 DÎL-İ VİRAN 🥀 VİŞNE ÇÜRÜĞÜ

196 9 1
                                    


Medya: Spartaküs sura them (Etkileyici bir müzik. Bölüme çok yakıştırdım. )

Merhaba kıymetli dostlarım. Öncelikle mendillerinizi hazırlamanızı tavsiye ederim. Oldukça hüzünlü bir bölüm oldu ne yazık ki. Ben Hüsran'ı yazmaya 2020'de başlamıştım. Yaklaşık üç senelik serüvenimizde bu bölümü evlendiğim ilk yıl kaleme almıştım. O zamanlar yazarken hüzünlensem de içimde derin bir acı hissetmemiştim. Bu hikaye gerçek şahısların hayatından esinlenerek kaleme alınsa da bu bölüm kurgudan ibaretti ve gereğinden fazla üzülmek yersizdi. Fakat bir yıl sonra bebek beklemeye başladığımda onun kalp atışlarının bende ne derin bir mutluluk oluşturduğunu keşfettim. Aynı bölümü o aylarda okumayı kaldıramadım. Şimdi küçük kızım Defne Lina hayatımın en değerli hediyesi olarak karşımda duruyor ve masmavi gözleriyle, ipeksi sarı saçlarıyla bana dünyaları bahşediyor.
Ben bölümü yazarken varsayımlardan hareket etmiştim fakat yazdıklarımın bir anne için öldürücü olduğunu yeni fark ediyorum. Umarım sizler de bu hüzne sevgiyle ortak olursunuz. Yıldızlarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Hoşçakalın. ☺️🥀

VİŞNE ÇÜRÜĞÜ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



VİŞNE ÇÜRÜĞÜ

"Mum olmak kolay değildir. Işık olmak için önce yanmak gerek"

ME VLANA

İnsanın gözündeki feri iki acı söndürmüş: Aşk acısı ve evlat acısı... İkisini de yaşamıştım. Bu eve gelin olarak geldiğimde Mehmet'le olan bağımın koptuğunu düşünmek bana ölümden beter gelmişti. Ölüyorum sanmıştım ama ölmemiştim. Boğulmak için atladığım denizde her kulaç beni amaçsızca tepetaklak etmişti. Zaman içimde gizlediğim acılarımı nasırlaştırsa da bıraktığı izler bir türlü silinmiyordu.

    O gün yeni bir ateş düşmüştü yüreğime. Ummadığım bir anda darmadağın olmuştum. Evlat acısı, yaşadığım tüm bedensel ve ruhsal acıları bastırıyordu. Asya... Adının her bir harfini yüreğime, zihnime işlemiştim. Kokusu her an burnumda hayali ise her yerdeydi.

    Mervan'dan ölüm haberini aldığımda başıma yıkılan dünyamın enkazında boğulmuş, sinir krizleri geçirmiştim. Beni koluma enjekte ettiği iğneyle ancak zapt edebilmişti. Her zaman yaptığı gibi içinde bulunduğum hezeyanı kaldıramayacağımı düşünmüş ve beni ilaçlarla bastırmaya çalışmıştı. Bedenim çözüldüğünde birkaç saniye de olsa bu acıyı unutabildiğim için Allah'a şükredip duyduklarımın yalan, gördüklerimin ise bir rüya olmasını dilemiştim.

Uyandığımda yanı başımda olacaklardı. Beşiklerine yaklaşacak parmak uçlarımla yanaklarına dokunup kollarımın arasına alacaktım. Asya her zamanki gibi perçemlerime dokunmaya çalışacaktı. Çekiştirdiğinde hissettiğim o acıyı tebessümle karşılayıp parmak uçlarını tek tek öpücüklere boğacaktım. Aras'ın büzülen dudaklarına hayranlıkla bakıp o koyu saçlarının alnına dökülüşünü izleyecektim. Sonra onları yatağına yatırıp bu evden ve bu hayattan kurtulacağımız o güzel anları hayal edecek ve zindanımda tutsaklıkla geçen bir günü daha geride bırakacaktık.

HÜSRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin