50. BÖLÜM: HÜSRAN 2 DÎL-İ VİRAN 🥀 VEBAL

194 10 6
                                    


Medya: kolpa (Son nefesim)

"Hayaller kurmakla meşguldüm. Tuhaftı.

Bu hayaller geleceğe yönelik değildi; geçmişi onarmaya çalışıyordu."

                                                                 SİGMUND FREUD

    

   Hayat ne tuhaf değil mi? Her şey var içinde

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


   Hayat ne tuhaf değil mi? Her şey var içinde. Mutsuzluk, hüzün, sadakat, ihanet, dert, derman...  Tam yıkıldım diyorsun bitti artık; hiç ummadığın bir anda ömrünün yeni bir sayfası çevriliyor ve bu sayfa yırtıp attıklarına inat bambaşka iklimlere emsal oluyor. Paha biçilmez acılar ruhumun temeline dinamit döşerken, hakikat sürünüşüme hasretken hangi umuda ne kadar sığınabilirdim ben de bilmiyordum. Tuhaf başlayan, vaveyla koparan bu hikayemin beni nereye götüreceği ise hiç olmadığı kadar meçhuldeydi. Alışkındım ben umutlarımın kelebekler gibi avuçlarıma dökülmesine. Az savrulmadı hislerim, sevda çölünün harlı ayazına. Zıtlıklarla inşa ettiğim zihnim bu şafak vakti daha nice pervasızlıklara gebeydi?

    Uyandığımda ilk işim karnıma dokunmak oldu. Yoktular.  Aylarca varlığına alıştığın o sert doku, bir gecede benden gitmişti. Hazin bir iç çekiş eşliğinde, "Bebeğim..." diye bağırdım. Saniyeler içinde doğrulup karnımın her bir zerresini parmaklarımla yokladım.

   "Bebeğim... Neredeler, nasıllar?" Başımı çevirdiğimde Mervan, kucağındaki kundakla yanıma yaklaştı.

"Sakin ol! Buradalar." Sesi fısıltı hüviyetindeydi. Gözlerim uzun zaman sonra mutluluktan doluyordu. Bakışlarım o beyaz, masum yüze odaklandı. Onu ilk kez kucağıma aldım. Kokusunu doya doya içime çekip alnına bir buse kondurdum. Misler gibi kokuyordu. Nasıl hassas, nasıl yıkıcı bir duyguydu bu böyle. İçimden ne kıyametler kopup gitmişti de kimseler duymamıştı. Bu güzellikler benim miydi?

     Doğrulmaya çalıştığımda inledim. Henüz doğumun izleri bedenimden gitmemişti. O diğer beşiğe uzanıp mavi bir kundağı kollarının arasına alırken ne kadar büyük bir sevgi duyduğunu gözlerinden okuyabiliyordum. Sertliğine ve inciticiliğine alıştığım gözleri bir başka pırıltının hülyası olmuştu.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
HÜSRANWhere stories live. Discover now