55. BÖLÜM: HÜSRAN 2 DÎL- İ VİRAN 🥀ÖL O ZAMAN

143 8 0
                                    

Medya: Kahraman Deniz (Son Durağın)

"Ve tıpkı o eski, acıklı hikâyelerdeki, yalınayak karlı yollara düşmüş,

Yetim bir çocuk gibi bu yürek!"

                                                    NAZIM HİKMET RAN

                                                    NAZIM HİKMET RAN

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

Gözlerimi yine bebek çığlıkları ile açtım. Asya ve Aras bugünlerde oldukça huzursuzdu. Gece onların düşmanı gibiydi. Vakitlice yatırsam da olur olmaz zamanlarda uyanır, uyanınca da ağlayarak geceyi uykusuz geçirmem için çırpınıp dururlardı. Hemen doğrulup beşiklerine yaklaştım. Sesler diğerlerini uyandırmadan bu işin bir çaresine bakmalıydım. Makbule Hanım, kan ter içinde odaya daldı. Yüzündeki uyku mahmurluğu ve telaş istem dışı gülümsememe sebep olmuştu.

   "Yine uyumadılar değil mi?" Histerik bir tebessümle olumsuz anlamda başımı salladım. "Hay Allah! Yine uykusuz kaldın sen de."

     "Bir şey olmaz! Olacak o kadar. Onlar iyi olsun da ben uykusuz kalmaya razıyım." Sözlerim yeniden yüzünde güller açtırmıştı.

   "41 kere maşallah. Annelik sana ne de güzel yakıştı." Birkaç kıkırdama ile karşılık verip Asya'ya yöneldim. Dudaklarını yalamalarına bakılırsa oldukça acıkmış bir hâli vardı. Hiç beklemeden karnını doyurup altını değiştirdim. Beşiğine bıraktığımda biraz olsun sakinleşmiş görünüyordu. Başucuna deniz kabukları ile yaptığım oyuncağı koydum. Kendi kendine dönüp uyumasına yardım ediyordu. Asya'da tıpkı babası gibi deniz kabuklarından çok hoşlanıyordu. Ne zaman ortaya çıkarsam sakinleştiğini hayretle görüyordum.

 Ne zaman ortaya çıkarsam sakinleştiğini hayretle görüyordum

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

   Deniz kabukları... Mervan onlara denizin kalbi diyordu. Bir filmden etkilenip öyle düşündüğünü sanmıştım; fakat ona sorduğumda bunun hiç de öyle olmadığını anladım. O öfkelenen her şeyin dışarı bir enerji çıkardığını düşünüyordu. Mervan da benim gibi çocukken mistik düşüncelere sahipti. Ona göre okyanusta kimsenin görmediği kocaman bir kalp vardı ve bu kalp içindeki canlılar ve yeryüzündeki insanlar birbirlerine ne zaman kötülük etse büyür ve öfkeyle parçalanırdı. Yüzeyindeki parçalar da suyla birlikte insanlara gelir ve o yapıyı kulaklarına her yaklaştırdıklarında denizin öfkesini fısıldardı. Bu masalsı düşünceleri öğrendiğimde içten içe çocukken tek saçmalayanın ben olmadığımı düşünüp kıkırdamıştım. Mervan'ın o masumiyeti keşke hiç bitmeseydi. Artık masumiyet ve Mervan kelimelerini yan yana getirebilir miydik?

HÜSRANDove le storie prendono vita. Scoprilo ora