82. BÖLÜM: HÜSRAN 3 AŞK-I DİLHUN 🔫 ALDANIŞ

133 10 2
                                    

Medya: Çağan Şengül (Mücevher)

Kokunla doldu sayfalar
Adın gelince aklıma
Aşk neydi? Hiç bilmezdim
Yüzünden tanıdım seni
Bir hayatın ortasında
Seni buldum ve
Dedim ki; sonunda...
Yolları aştım
Denizleri geçtim
Bir kutu açtım
İçinde mücevher
Nasıl kaldım hayatta, sensiz
Nasıl döndü sonunda, şansım
Bir tek sen olunca
Tamamlandı bu şarkı...

Yolları aştımDenizleri geçtimBir kutu açtımİçinde mücevherNasıl kaldım hayatta, sensizNasıl döndü sonunda, şansımBir tek sen oluncaTamamlandı bu şarkı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hatıralar... İnsanı geçmişini yansıtan geleceğine ışık tutan en özel anlardı. O zaman farkında bile olmazdık belleğimizde taşıdığımız mücevherin. Ancak yitirdiğinde bilirdi insan benliğini ve geleceğini kaybettiğini.

Hep boş bir sayfanın temizliğine sığınır ya insanlar; işte o boş sayfanın buruk yalnızlığını yaşıyordu Nazar. İçinde tarif edemediği bir hüzün ve boşluk vardı. Sanki masallardaki büyücüler çalmıştı çocukluğunu. Sanki karıncalar umutlarını ve hayallerini yuvalarına taşımıştı. Derin bir uykudan uyanıyormuşçasına mahsundu yüreği. Yalnızlık ve hissizlik kaderin pençelerinde uyandığı günden beri zihnine oyula oyula işlenmişti.

Gözlerini açtığında büyük bir pişmanlık yüreğinde peyda olmuş, hayal kırıklıkları derin soluklarına karışmıştı. Hareket etmek istediğinde bedenindeki çürüklerin ve kırıkların hışmına uğramış, bir yaprak misali titremekten kurtulamamıştı. Uyanırken etrafında dolaşan insanların sesi kulaklarına erişemeyecek kadar yankılı ve ruhsuzdu. Kendisini sorgulamak için bekleyen memur, "Hiçbir şey hatırlamıyorum." sözünü duyunca belirgin bir hayal kırıklığıyla yanından ayrılmıştı.

Doktor, utana sıkıla intihar ettiğini ve yaşlı bir adamı asansör boşluğuna iterek öldürdüğünü söylemişti. O gün hayretle nefesini tutmuş, ağzını eliyle kapatarak için için ağlamıştı. Hiçbir şey bilmiyordu. Oraya kadar nasıl geldiği, niye geldiği koskoca bir muammaydı. O adamı gerçekten öldürüp öldürmediğinden bile bihaberdi.

Adının Nazlı Kaya olduğunu söylemişlerdi ve ikinci tramvayı ismine duyduğu yabancılıkla yaşamıştı. Anne-babasının hayatta olmadığını öğrenmiş ve kendisini hücrelerine kadar yorgun ve terk edilmiş hissetmişti. Kafası bomboştu. Bu saatten sonra ne yapacağını, kime gideceğini bilemiyordu. Hiçbir şeyi hatırlamazken bu koca dünyaya nasıl sığacaktı?

Elindeki çay bardağını tepsinin içine bıraktı. Kendisini hayranlıkla inceleyen Demet'e teşekkür etti. Demet son işlerini tamamlar tamamlamaz ceketini alıp Nazar'la birlikte emniyetin çıkışına yöneldi. Etraf oldukça sakin görünüyordu. Gözleri gökyüzündeki bulutları umutsuzca taradı.

Hava karanlık kasvetli bulutların istilasına tutulmuş, gökyüzü hayranlık uyandıran maviliğini gri atmosferin varlığında sindirmişti. Demet'in yanı başında birinci sınıfa başlayan masum bir kız çocuğu gibi naif ve ürkek duruyordu. Darmadağın olup resetlenen hatıraları onu derin bir uykudan uyanmışçasına silikleştirmişti.

HÜSRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin