83. BÖLÜM: HÜSRAN 3 AŞK-I DİLHUN 🔫 ÖDEŞTİK

121 12 4
                                    


Medya: Olmuyor böyle

Tehlike çanları çoktan çalmaya başlamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tehlike çanları çoktan çalmaya başlamıştı. Araç kalabalık caddeleri bırakmış dağ yollarına sapmıştı. Yollar ıssızlaştıkça Nazar'ın kalbi her geçen dakika daha da sıkışıyor, ciğerleri tuhaf bir sızıyla pare pare yanıyordu. Kalbi de yollar gibi ıssızdı. Kendisini neyin beklediğini bilmeden rüzgârın estiği yöne doğru savrulmaktan başka bir yol bulamıyordu.

Hayatının kasırgalara tutulduğu bugünlerde kurumuş sonbahar yaprakları gibi kaderin avuçlarında un ufak olmuştu. Canı yanıyordu, kimsesiz olmak bir zakkumu çiğner gibi dilini kanatmış, her yutkunmak istediğinde o zehirli bitkinin boğazında bıraktığı hararetle bocalamıştı. Sadece hayal kırıklıklarına ev sahipliği yapan kursağı taş kesmişti de soluk bile alamaz olmuştu. Boğulur gibi olduğunda derin derin nefesler aldı. Yanındaki kadın, onu sakinleştirmek ister gibi omzuma dokundu.

"Sakin ol tatlım. Seni güvenli bir yere götürüyoruz. Orada da pek çok kadın var. Merak etme! Yalnız olmayacaksın. Birbirinizin halinden anlar destek olursunuz."

Kadın, Nazar'ın gözlerinin değmediği yerden dikiz aynasındaki kel adama sinsice göz kırptı. Adam, iştahlı bir sırıtışla ona karşılık verdi. Nazar'ın içindeki huzursuzluk her geçen dakika daha da artıyordu. Gidecekleri yerin bu kadar uzak olması onu korkutmaya yetmişti. Şehre uzak bu yol hiç de tekin gibi durmuyordu. Şoförün aşırıya kaçan bakışları, bıyık burkmaları da dayanılacak türden değildi.

Araçtan indiklerinde eve dışardan endişeli bakışlar attı ve kendisini içeri sokmak için yanıp tutuşan insanlar koluna girip genç kadına fütursuzca eşlik etti. Kocaman villa tipi bir evdi ve oldukça bakımlı bir bahçesi vardı. Mor detayları ve mermer sütunlarıyla bir sığınma evinden çok her şeye benziyordu.

İçeri girdiğinde altlı üstlü pek çok odanın yan yana sıralandığını gördü. Yukarıdan kadın-erkek karışık şuh kahkaha sesleri geliyordu. Aşırı parlak giysiler içinde dolaşan kadınlar, onu ilgi ve alayla süzdü. Onu getiren kadına baktı. Mine etekli takımı, sıkı bir şekilde tokuz yapılmış saçıyla hiç bu dünyaya ait gibi durmuyordu.

Kadın, "Kızlar yeni arkadaşınıza eşlik edin!" dediğinde Nazar düştüğü ölüm uykusundan uyandı. Sarhoş kadınlardan ve pantolonunu düzelterek çıkan adamların ter içindeki yüzünden ne işler döndüğünü anlamıştı.

"Nereye getirdiniz beni?" Haykırışları yanı başındaki maskeli yüzleri çirkin kahkahalara itmiş, neşeleri bu uyanışla daha da katmerleşip artmıştı. Kendisini Melda olarak tanıtan takımlı kadın, sırıtıp gözleriyle merdiveni işaret etti. Orta yaşın üzerindeki bir adam yavaş tempoda bir alkış tutarak merdivenleri teker teker indi.

"Çok hızlısın Arzu. Onu bana bu kadar kısa sürede getireceğini ummazdım."

Adam, Arzu dediği kadının başından aşağıya birkaç deste parayı küstahça savurdu. Kadının sivri, uzun dişleri Nazar'da iğrenme hissi uyandırıyor, kafasındaki tokayı çıkarıp saçlarını savurması içindeki nefretin dozajını her geçen dakika daha da arttırıyordu.

HÜSRANWhere stories live. Discover now