28. BÖLÜM: HÜSRAN 1 CÜRM-Ü AŞK 🔥SENDEN ÇOCUĞUM OLSUN İSTİYORUM!

530 11 4
                                    




Medya: Ucuz Roman (Cem Çınar&Çağan Şengül)


         "Aşk hatalara karşı daima kördür, daima mutluluklara meyillidir. Kanun tanımaz, kanatlıdır ve tutuklanamaz. Kuralları bütün zincirlerini kırar geçer."

                                                                                                                  WİLLİAM BLAKE

        

Hayat beni iyiden iyiye sıkmaya başlamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Hayat beni iyiden iyiye sıkmaya başlamıştı. Günlerimi odama kapanarak geçiriyor, kimseyle bir şey konuşmuyordum. Mehmet'i düşünmekten kurtulamıyordum. Gideli 6 ay olmuştu; fakat en ufak bir haberini dahi alamamıştım. Evlendiğimi öğrenip öğrenmediğini bile bilmiyordum. Mehmet beni burada böyle çaresiz bırakmazdı. Ne olursa olsun gelir, beni bu bataklıktan kurtarmaya çalışırdı. Belli ki Sıdıka Hanım, onu bana karşı doldurmuş; türlü yalanlarla aşkımızı baltalamaya çalışmıştı. En başından beri bizim birbirimizi sevmemizi ve bir yuva kurmamızı istemiyordu. Mervan'ın korkunç tuzağı onun da ekmeğine yağ sürmüş, oğlunu karşısına almadan beni onda bitirmenin yollarını açmıştı.

    
      Beni oğluna layık görmemişti. Mehmet'i kardeşinin kızıyla evlendirmek istiyordu. Fatma'yla... Fatma... Güzel bir kızdı! Belki de Mehmet izne geldiğinde yokluğumda ona sarılmış, beni onunla unutmuştu. Nişanlanmış olabilirler miydi? Belki de hemen evlenmişti. Neden hiç sesi çıkmıyordu? Kaderim olacağını düşündüğüm insan; artık benim hayallerimde bile yer bulamıyordu. Ne acı! Hiç değilse unutana kadar başkasına yâr olmasaydım. Hazır değildim bir evliliğe. Başka bir erkeğin dünyasına girmek istemiyordum.

    
      Odamı her kilitlediğimde yedek bir anahtarla bir şekilde yanıma geliyor, kovduğum halde yastığımı benimle paylaşmaya devam ediyordu. Onunla mücadele etmekten öyle çok yorulmuştum ki, artık bu savaşın bir an önce bitmesi için Allah'a çaresizce yalvarıp duruyordum. Benden ne zaman vazgeçecekti? Onu sevmeyeceğimi ne zaman anlayacaktı? Bu düşünceler beynime hücum ettikçe aklımı kaçıracak gibi oluyordum. 

    
      Kahvaltımı yapıp, odamda sessiz sedasız oturmaya koyulmuştum. Dilan, yanıma gelip Raziye Hanım'ın beni yanına çağırdığını bildirdi. O daha cümlesini tamamlamadan içime bir kasvet çöreklenip kalmıştı. Kim bilir ne zehirler akıtacaktı bertaraf olmuş ruhuma? Yanına inmek istemiyordum ama onun öfkesine maruz kalmak benim için hiç de iç açıcı olmayacaktı. Bu yüzden olabildiğince sakin kalmaya çalışarak sabırla aşağıya indim.

   
      Yalnızlık beni oldukça sessizleştirmişti. Bu ev bir kâbus şatosu gibi içimdeki tüm gücü ve umutları emip tüketiyordu. Neydi beni güçlü kılan şey? Neden olmadığım bir kimliğe bürünmüştüm? Korkuyor muydum? Kimdi benim korkularımı kamçılayan figan celladım? Mervan mı; yoksa karabasan kılıklı annesi mi? Belki de Gülnaz'dı! Eski Nazar olmak istiyordum artık! Bu ben olamazdım! İçimde peyda olan bu zayıflık beni mahvediyordu!

HÜSRANWhere stories live. Discover now