29. BÖLÜM: HÜSRAN 1 CÜRM-Ü AŞK 🔥 ESARETLE OYNANAN KUMAR

393 10 0
                                    


Medya: Dön Desem (Özcan Deniz)

Not: Merhaba arkadaşlar. Günlerdir yoktum. Sonunda minik bebeğimi kucağıma aldım. Defne Lina zorlu bir hamilelik ve doğum sürecinin ardından hayatımıza girdi. ☺️❤️ Fakat ne yazık ki sarılık geçirdiği için hastanede bir gece kaldık. Bu süreçte dualarınızı bekliyorum. Düşüncelerinizi yorumlarda bekliyorum. Yıldız atmayı unutmayalım.. 🤗⭐️


                                                             Gitmek istiyorsa bırakacaksın... Gitsin!

                                                             Aklı seninle olmayanın, bedeni yanında olsun ister misin?

                                                                                                                                  CAN YÜCEL

    

Kaç ay olmuştu sokağa çıkmayalı bilmiyorum

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.



Kaç ay olmuştu sokağa çıkmayalı bilmiyorum. Bu bembeyaz odada ruhum karanlık hücrelere hapsedilmişti sanki. Eski günlerimi hatırladım. Korulukta koşup, Ayşe ile oyunlar oynadığım günleri... Bazen akşam yemeğini bahçede yerdik. Ablamla kurabiyeler, pastalar yaptığım o mutlu anlar geldi gözlerimin önüne. Babama rağmen ilçenin sokaklarına düşer kaygısızca salına salına dolaşır, özgürlüğün kana kana tadını çıkarırdım. Ne çok özlemiştim sorgusuz sualsiz dolaşıp alışveriş yapmayı. Şiir kitaplarının, renkli tabloların arasında dolaşmayı. Şimdi bunların hepsinin kıymetini daha iyi anlıyordum.

   
     Babamdan yediğim onca dayağa rağmen, hayatım bir cennetten farksızmış meğer! Hele ki şimdiyle kıyaslayacak olursak. Mehmet... O benim yüreğimin cennetiydi... Onun manidar, aşk dolu tebessümleri İlkbaharım, kurumuş dallarıma konan incir kuşlarımdı. Kerbela' da tükenirken bulduğum aşk kadehimdeki bir damla suyumdu. Geç bulup erken kaybettiğim yitik sevdamdı Mehmet. Her yerde gözlerini görüyor, kokusunu, sıcaklığını arıyordum.

    
      Ne çok kızıyordum ona! Vazgeçmişti benden! Bu kadar kolay mıydı? Hani dünyası da ahireti de bendim. Hani ömürlük değil; ölümlük sevdaydı bizimki. Yalan mıydı her şey? Ben senin çapkın, hercai yüreğindeki gelip geçici bir bahar esintisi miydim? Yoksa sen liseli, asi kızı kandıran, umutlarıyla oynayan tamirci delikanlıdan başka bir şey değil miydin bu tutsak ömrümde? Bu han duvarları beni kapana kıstırırken; aramızdaki bu aşk basit bir sergüzeştten mi ibaretti yoksa? Neydik biz? Kimdik? Yüreğimin otağına düşürdüğün bu ateş seni de çığlık çığlık yangınlara düşürmez mi sanıyorsun? Yakmaz mı? Fatma için mi vazgeçtin benden? Kolayına geldi onu çekip çevirmek. Çok zordum senin için! Ne istedin benim bakir duygularımdan?

   
      Ablam, "Erkek milletine güven olmaz!" demişti. Ne kadar haklıymış meğer! Duraksadım. Ciğerlerim acıyordu. Bu düşüncelerden kurtulmalıydım artık. Eğer Mehmet beni sevseydi; ne yapar eder bir şekilde ulaşır, haber gönderirdi. Bu sessizlik, vazgeçişinin en büyük nişanesiydi ve ben de ondan geçebilmeliydim artık.

HÜSRANOnde histórias criam vida. Descubra agora