Lidya hep böyleydi, Demon'la anlaşma biçimleri kavgaydı. Sürekli tatlı tatlı atışırlardı ve benim aşırı komiğime giderdi.

"Ne çirkef kızsın sen be!" Diyerek bana döndü Demon. "Bu kız çekilmez, bence sen kendini en kısa zamanda as bücür." Demesiyle Lidya omzuna sertçe vurdu.

"Ya kızın doğum günü bugün!" Diye cemkirdiginde kendimi tutamayarak kahkaha attım, onları gerçekten çok seviyordum.

"Bakın size ne diyeceğim! Önce biz küçük bir kutlama yaparız aramızda.." Diyerek dudaklarımı birbirine bastırdığım an ikisi de anlamıştı aslında devamını.

"Devamını ben getireyim istersen aşkım." Dedi Lidya bezgince gülerek. "Annemler Ural'ı bilmiyor, sizden sonra bir de onunla buluşacağım." Dedi ikisi aynı anda, gülerek baktım onlara.

"Lütfen!" Dedi tatlı tatlı. "Valla telafisini yapacağım bunun." Dediğimde Demon kınayarak cık cikladi.

"Bu yeni nesil çok ahlaksiz, bence kendini as sen bücür." Derken, Lidya ona dik dik bakmış ve bana dönmüştü. "Bizden sonra onunla da buluşursun o zaman." Dediğinde keyifle güldüm ve yürümeye devam ettik.

Caddeye çıkınca Lidya konuşmaya başladı. "Her zamanki cafeye gidelim diyorum, ne dersiniz?" Diye sordu. etrafa bakınırken. "Bence de güzel olur, hadi geçelim." Dedim Lidya da o tarafa yürürken. İçeriye girip üst katta, cam kenarı bir masaya oturmuştuk.

Ceketimi çıkartarak saçlarımı hafif geriye attığımda aninde patlayan konfetiler ile irkilerek baktım arkama doğru. Arkamdan konfetiler patlatılırken gündüz olmasına rağmen ışıklar sönmüş ve hafif karanlık ortam oluşmuştu. Şaşkınca baktım etrafa.

Karşıdan bir çalışan pasta getirirken mumlar yanıyor ve başka bir çalışan fotoğraflarımızı çekiyordu. Gözlerim dolarken hevesle gülümsedim, her seferinde çok mutlu olurdum doğum günümde.

Önüme pasta konulurken oturan herkes alkışlamaya başlamıştı. "Yaa.." Dedim onlara dönerken, Lidya da Demon da gülümseyerek bakmıştı bana.

"Doğum günün kutlu olsun bücür." Diyen Demon ile yanımda oturan Demon'a uzanmış ve kollarımı sıkıca ona sarmıştım. Bana kısacık sarılıp hemen ayrılmış ve yüzünü buruşturmuştu. "İyy, vıcık vıcık!" Dediğinde gülerek baktım ona.

Ellerimi birbirine kenetlerken dudağımı hafifçe büzdüm ve sönmek üzere olan mumları üfledim. Lidya hemen alkışlamıştı beni. "İyi ki doğdun!" Dedi heyecanla bakarken bana.

"Yaa.. ben çok mutlu oldum ya.." Dedim omuzlarım düşerken, gözlerim dolu dolu olmuştu. Hafifçe burnumu çekip tavana bakmaya başlamıştım. "Şimdi ağlayacağım sizin yüzünüzden.. bütün makyajım gidecek!" Dediğimde ikisi de küçük bir kahkaha atmıştı.

"Nasıl olur! Bence kendini as bücür, bu acıyla yaşayamazsın.." Dedi Demon yalandan sahte bir üzüntüyle baba bakarken. Gülerek pastaya döndüm, normal bir pastaydı. Çalışanlardan biri pastayı kesmek için geri almış ve gitmişti, bense mutlulukla onlara bakıyordum.

"İyi ki varsınız ya!" Dediğimde Lidya bana bir poşet uzatmıştı, heyecanla güldüm. "Hediyede mi aldın? Yiyeceğim sizi ben!" Diyerek poşeti açınca içinden lacivert kapüşonlu bir sweat çıkmıştı.

Dümdüz bir sweatti, sadece sol üst kısminde yazı vardı. O esnada önüme küçük bir kutu daha konuldu. "Ya! Sende mi?" Diyerek çocuk gibi hemen kutuya atılmıştım, Demon ise sırıtarak bakıyordu bana.

Kutunun içinden bir halat çıkınca Lidya dehşetle baktı. "Kendini as diye aldım bücür." Demesiyle Lidya masanın öbür ucundan uzanıp hemen aldı halatı. "Valla gebertirim seni Demon!" Dediğinde o kahkaha atarken bende güldüm.

Karanlığa Gömülen Hayaller -tamamlandıWhere stories live. Discover now