"Adar değil, Adar abi!" Diyen Adar'a sırıttım. Babamda yerine geçmişti bu esnada. "Bir şey mi dedin Adar'cığım?" Dediğimde Asil abim ofladı.

"Kahvaltı yapalım artık ya, gebereceğim açlıktan." Dediğinde merakla annemlere döndüm. "Diğerleri nerede? Lodos abim, Eren abim ve Emir abim?" Diye sordum açıkça.

"Emir arkadaşlarıyla buluşacakmış, Lodos abin ve Eren abin de işe gitti." Diyen annemle ofladım. "Bugün mü? Of!" Diyerek önüme döndüm.

"Ne var ki bugün? Gayet normal bir gün." Dedi ağzı dolu olan Kaan. "Abi yapma ya, iğrençsiniz!" Diye çemkirdiğimde Kaan abim kolunu boynuma atarak kendine çekti ve sımsıkı sarıldı.

"Tam bir kokoşsun!" Dediğinde gülerek göğsüne sokuldum, çok seviyordum hepsini. Daha sonra ondan ayrılmış ve hemen kahvaltımı yapmıştım, yetişmem gereken bir buluşmam vardı.

Ağzımdaki son lokmayı yutarak ayaklandım ve annemlere döndüm. "Anneciğim ben çıkıyorum." Dediğimde gülümseyerek baktı bana.

"Tamam kızım, iyi eğlenceler sana." Dediğinde elimle hepsine öpücük atarak çıktım mutfaktan. Şansıma bugün hava aşırı soğuktu değildi, birazda saatin erken olmasından da kaynaklıydı tabii. Üstelik yağmurun durması da benden yana olmuştu.

Hemen ceketimi giyerek saçlarımı güzelce düzelttim. O esnada arkamdan sarılan kollar beni kendine çekmiş ve yanaklarımı defalarca öpmüştü. Yanaklarıma batan sakallar kim olduğunu ifşa ederken kahkahalar attım.

"Baba! Gıdıklanıyorum, yapma!" Dedim gülerek. "Bugün benim güzeller güzeli kızım doğmuş, ne demek baba yapma!" Dediğinde ondan kurtularak bakmıştım ona.

"Baba ya!" Dediğimde beni taklit etti. "Baba ya!" Demesiyle güldüm, o ise aniden elime kredi kartı sıkıştırdı.

"Bu benim kartım, istediğin kadar harca." Dediğinde gözlerim kocaman açıldı. "Gerçekten mi?" Diye sordum saf bir hevesle, gülerek onayladı beni.

"Gerçekten. Benim biricik kızıma feda olsun." Demesiyle uzanıp yanaklarını öptüm ve çantamı aldım. "Ben çıktım o zaman!" Diyerek evden çıkınca arabaya binmek yerine yürümeye başladım.

Telefonum çalınca ekrana baktım, Lidyam.

Sakince telefonu açarak konuştum. "Efendim?" Diye sorunca o konuşmaya başladı. "Ayza hadi, dikildik burada!" Demesiyle göz devirdim.

"Aman, Lidya hanımın incileri döküldü!" Dediğinde gülme sesini duydum. "Hadi, çabuk gel." Dediğinde telefonu kapatmıştım. Hızlıca buluşma yerine ulastigimde birinin bana omuz atmasıyla kaşlarımı çatıp oraya döndüm.

"Önüne baksana bücür, bence git kendini as." Diyen sesle göz devirdim. "Sussana sen ya!" Diye atladı Lidya, daha sonra ise bana sıkıca sarıldı.

"İyi ki doğmuşsun!" Demesiyle heyecanla gülümseyip sımsıkı sarıldım. Çok severdim doğum günü kutlamalarını!

"Iyy, hiç sevmem vıcık vıcık sarılmaları." Dedi Demon arkamızdan. "Sarılma o zaman Demon!" Dememle goz göze geldik.

Aslinda adı Demon degildi. Üçümüzde daha çok küçükken, 5 yaşlarımızda tanışmıştık. Küçükken onlara Lidya ve Demon dediğim için de öyle kalmıştı, kendi isimleri yerine bu isimleri kullanıyordum. Tabii Demon'da bana bücür diyordu sürekli.

Sırıtarak bana bakarken Lidya aramıza geçip kolumuza girdi ikimizin de. "Kavgayı kesin. Sende uğraşma artık şu kızla Demon!" Dedi Lidya bizi çekiştirerek yürürken, gülerek baktım ona.

Karanlığa Gömülen Hayaller -tamamlandıWhere stories live. Discover now