"Ayza Akar?" Diye soran adam ile ona döndüm. Anlamayarak baktım yüzüne. "Benim." Dememle Demon kahkaha attı.

"Bak şimdi bücür, üstüne atlayacak!" Diyen Demon ile yutkundum ve adama döndüm. Fakat adam Demon'un dediğinin aksine gülümsedi ve temiz bir peçete çıkartıp bana uzattı.

"Alnın ve dizlerin kanıyor fakat ciddi bir şeye benzemiyor." Demesiyle yutkunarak peçeteyi aldım ve alnımı silip peçeteye baktım, çok olmasa da azıcık kan gelmişti. Caddeden arabalar geçmeye devam ederken burnumu çektim.

"Adım Emin Yılmaz, avukatım." Demesi ile yüzüne anlamayarak bakmaya devam ettim. "Sizi Allah çıkardı karşıma, bende size ulaşmak istiyordum." Demesiyle kaşlarımı çatıp bir adım geriye gittim. "Korkmayın lütfen, size zarar gelmez benden. Ben tanınan bir avukatım, kime sorsanız tanırlar." Demesi ile yutkundum.

"Ben aslında Cihangir Akar'ın avukatıyım-" Demesiyle hemen cümlesine böldüm. "O mu gönderdi sizi? Ne istiyorsunuz benden?!" Diye sordum öfkeyle.

"Hayır, sakin olun lütfen, çıktığınızı bilmiyor ve haber de vermedim. Bana doktorunuz söyledi, ben sadece sizi ilgilendiren bir konu için buradayım." Demesi ile kaşlarım düz bir çizgi halini aldı. "Ne istiyorsunuz o zaman?" Diye sordum o seferde.

"Ben Cihangir bey cezaevine girdikten birkaç ay sonra avukatlığını bıraktım onun isteğiyle, yani şuan tamamen sizin için buradayım. Bir hisse dağılımı oldu ve en büyük pay sizin, ayrıca bilmediğiniz fakat size ait olan çok şey var. Sakin bir yerde konuşsak çok daha iyi olur." Demesiyle başımı hızla iki yana salladım.

"Ben onların parasını istemiyorum!" Dememle güven verircesine gülümsedi. "Bunlar onların parası değil, size ait olan para ve tamamen sizin hakkınız. Eğer siz almazsanız tüm paralar çöp olmuş olur. Sjize tavsiyem bu fırsatı değerlendirmeniz." Demesiyle öfkeyle sıktım dişlerimi.

"Onların beş kuruşunu bile istemiyorum dedim!" Dedim öfkeyle. "Bunlar sizin hakkımız Ayza hanım! Eğer siz istemiyorsanız satmanız veya Akar ailesine vermeniz daha doğru olur çünkü öbür türlüsü bir karmaşaya sebep olur." Demesiyle kaşlarımı çattım yine.

"Ben onlara beş kuruş vermem!" Demem ile avukat kendini tutamayarak güldü. "O zaman bu konuyu sakin bir yerde konuşsak daha iyi olur." Dediğinde yutkundum. Ona güvenmediğimi anlamış olmalı ki arabasına adımladı. İçeri eğilip bir kart aldı ve bana uzattı.

"Bu benim kartım." Dediğinde uzanıp kartını aldım ve karta baktım fakat yazılan şeyleri anlamadığım için tekrar ona döndüm. Avukat konuşurken Demon'u duymamaya çalışıyordum ve bu gerçekten zordu.

Ona daha sonra ulaşamazdım şimdi gidersem, bu yüzden ikilemde kalmış bakıyordum. Her şey çok hızlı olmuştu, şimdi verse ona ulaşmam zordu. Yol tarifi verse bile gidip bulmam zordu onu.

En sonunda merakıma yenik düşerek, "Sizinle aynı arabaya binmem." Dememle dudaklarını ıslattı. "Peki, o zaman ben arabayı park edeyim, daha sonra buradan bir kafeye oturalım." Demesiyle sessizce başımla onayladım onu. O arabayı park etmeye gittiğinde Demon yine kahkaha attı.

"Umarım bu şansı geri tepmezsin bücür! Beş kuruş paran yok, neyin gururu bu?" Diye sorması ile alt dudağımı ısırdım. "Ama yine de; yok, ben salağım diyorsan orası ayrı bücür!" Dedi ve kahkaha attı tekrardan.

O sırada avukat geldi ve yürümeye başladık. Aniden, "Size nereden güveneyim?" Diye sormam ile gülümsedi. "Bugün sadece konuşacağız. Fakat bugün veya istediğin başka bir gün büroma gelirsin ve dosyalara bakarsın, o zamanda resmi bir şekilde konuşuruz." Demesiyle bir masaya oturduk kafede.

Karanlığa Gömülen Hayaller -tamamlandıOn viuen les histories. Descobreix ara