"Hayır tabiki. Ama Demon sesin anne veya babam değil." Dedi yumuşak bir sesle. Omuz silktim ne diyeceğimi bilemeyerek.

"Olsun." Dedim sadece. "Peki ya diğeri sana nasıl davranıyordu?" Diye sordu merakla.

"İyi davranıyordu." Diye sormamla gülümsedi. "Peki onu seviyor muydun?" Diye sormasıyla başımı iki yana salladım.

O sırada Demon kocaman bir kahkaha patlattı.

"Peki neden? Sonuçta sana iyi davranıyor." Diye sordu merakla.

"Ama benimle diyalog kurmayı bile beceremiyordu. Tek bildiği sakin ol, seni kışkırtıyor demekti. Sadece başımı ağrıtıyordu ve hiçbir işe de yaramıyordu dedikleri." Dedim omuz silkerek.

"Anladım. Şimdi biraz da senden bahsedelim." Dedi ve konuşmaya başladı.

"Peki sen Demon'un sana nasıl davranmasını isterdin?" Diye sormasıyla yutkundum.

"Anlat bakalım hayallerini bücür." Diyerek kahkaha attı Demon.

"Yani.. benimle daha fazla sohbet edebilirdi aslında." Dedim ve bir süre duraksadım. "Bu kadar." Dedim sonra da omuz silkerek.

"Anladım. Peki sence Demon sana öyle davranır mı bir gün?" Diye sordu. Demon kahkahalara boğulmuştu.

"Sanmam." Dedim kısa bir süre düşündükten sonra. "Peki neden böyle düşünüyorsun?" Diye sordu bu seferde.

"Çünkü Demon çok alaycı. Normal sohbet etmeyi sevmiyor. Sohbet ederken hep alay edip kahkaha atıyor." Dediğimde bakışlarım tekrar Demon'a kaydı.

Siyah saçları dağılmıştı ve beyaz gözleri bana kısılmış bir şekilde bakıyordu. Dişlerini göstererek sırıtıyor, arada durup dururken de gülüyordu.

"Anladım." Dedikten sonra saate baktı. "Seansın bitmesine az kaldı. Sanırım artık sıra bana geçti." Demesiyle ona döndüm.

Oturduğu yerden kalkıp ikili koltuğa oturdu ve elini yanına koydu.

"Gel, yanıma otur sende." Demesiyle kalkıp yanıma oturdum.

"Hadi, anlat hikayeni." Dememle anlatmaya başladı gülümseyerek.

Üzerinde siyah uzun kollu bir tişört ve altında siyah kalem etek vardı.

"Yıllar önce bir kız yaşarmış. Siyah upuzun saçları dizlerine geliyormuş neredeyse. Koskocaman, karanlık bir malikanede yaşarmış. Her yerde tozlar, kırık aynalar varmış." Demesiyle kaşlarımı çattım.

"Neden aynalar kırıkmış?" Diye sordum merakla.

"Senin gibi pis yüzünü görmemek içindir bücür." Diyerek kahkaha attı.

"Çok sabırsızsın Ayza, oraya daha gelmedik." Dedi ve gülümseyerek anlatmaya devam etti.

"Bu kız hep korkuyla etrafa bakar, asla yansımasına bakmazmış. Bir gün dışarıya çıkmış ve yanlışlıkla yansımasına bakmış. Çığlık atmış kız, korkup ağlamış. Etrafındakiler başına toplanmış nedenini sormuşlar kıza. Kızda onlara burada şeytan var kaçın demiş. Etraftakiler şaşırmış, kıza musallat oldular sanıp kaçmışlar." Dedikten sonra saate baktı.

"Bugünlük bu kadar yeter, seansımız bitti. Umarım hikayeyi beğenmişsindir." Dedi gülümseyerek.

Ayağa kalktım ve ona döndüm. "Çıktıktan sonra aileni buraya çağır Ayza. Bir sonraki seansımızda görüşürüz." Demesiyle başımı sallayıp odadan çıktım.

Odadan çıktıktan sonra aşağıya indim. Koltuklara oturanların yanına yaklaştım.

"Sizi çağırıyor doktor." Dememle ayaklandılar. Üçü de çıkarken Eren bana yanaştı.

"Düşündüğün kadar kötü geçti mi sarışın?" Diye sormasıyla başımı olumlu anlamda salladım.

Bu hareketine gülüp saçlarımı dağıttı ve yukarıya çıktı.

YAZARDAN..

Dörtlü odaya girip koltuğa oturduklarında doktor konuşmaya başladı.

"Açıkçası şu an kızınız hakkında çok şey söyleyemem. Ama kızınızın durumu hiç iyi değil. Sadece kısacık bir konuşma yaptık ama bu bazı düşüncelerime hak verdi." Dedi doktor.

"Nasıl durumu hiç iyi değil?" Diye sordu Cihangir bey.

"Siz sanırım kızınızın hastalığını çok basit bir şey sanıyorsunuz." Dedi doktor kaşlarını kaldırarak.

"Hayır öyle sanmıyoruz, ama-" Demesiyle cümlesini böldü doktor. "Kendinizi bana kanıtlamanıza gerek yok, rahat olun." Dedi doktor.

"Ne için hiç iyi değil peki? Yani iyi olmadığını biliyorduk ama.." Dedi ve devamını getiremedi Lodos.

"Kızınızın yanında hep iki kişi olduğunu ve birini artık görmediğini söylemiştiniz. Bu sizin için iyileşmeye adım gibi gözükse de aslında değil." Demesiyle odadakiler afalladı ve merakla dinlemeye devam etti.

"Artık görmediği kişi ona hep destek olan, iyi niyetliymiş. Fakat şu an yanında olan ona iyi davranmıyormuş ve sürekli dalga geçiyormuş. Artık Ayza'yı sakinleştirecek kimse yok, kötü olanıyla baş başa kaldı ve bu onu daha depresif biri yapar. Hatta intihara meyilli.." Dedi.

Lodos sertçe yutkunurken derin bir nefes aldı.

"Ayrıca yanındaki ona iyi davranmayan kişiye değer veriyor ve seviyor." Dedi kaşlarını kaldırarak. "Üstelik Sevmek için bir sebebi bile yokken." Diye ekledi.

"Onu anne babasıymış gibi değer veriyor, o gözle seviyor." Diye ekledi Cihangir bey ve Nehir hanıma bakarken.

Cihangir bey afallarken yutkundu.

"Eğer ona gerçekten değer verdiğinizi hissettirseydiniz böyle düşünmezdi. Anne baba sevgisi görmemiş, Demon'u da bu gözle seviyor. Ona o gözle bakıyor." Dediğinde Cihangir bey dudaklarını ıslatıp konuşmak için araladı ama sonra vazgeçti.

"Bir sonraki seansımız da görüşürüz."

...

Aşşırı kısa gibi oldu ama değil aslında, 1500 kelime..

•Bu bölümü seanstan sonra uzatmak istemedim.

•Ayza'nın Demon'u sevmesi hakkında ne düşünüyorsunuz??

•Demon?

•Bir sonraki bölüme kadar mutlu kalııınnnn! 💓💓

Karanlığa Gömülen Hayaller -tamamlandıWhere stories live. Discover now