41* 'Kahvaltını İhmal Etme'

7.5K 501 28
                                    

Bir ses duyuyordum.

Kapalı gözlerimin ardından hayalini gördüğüm hoş bir ses, derinden gelip kulağıma doluyordu.

.......kadar sana sesleneceğim, görüşmek üzere ve yeniden günaydın. Maite?...Maite?.....Maite?......

Gözlerim yuvasından fırlayan birer tavşan gibi hızla açıldı.

Bryant'ın sesi.

Uykumda beni yakalamış ve hiç beklenmedik şekilde beni uyandırmıştı, tıpkı arabada olduğu gibi. Tıpkı onun gibi sarmalayıcı ve huzurluydu. Göğüs kafesimi acı bir heyecan zorlamaya başladı.

Dün gece aniden aklıma gelene kadar, bu kaydın varlığını bile unutmuştum. Ellerimi saran heyecanla kaydı bulmuş, birkaç saniye ekrana baktıktan sonra dinlemeden alarm sesi olarak ayarlamıştım.

Afallayarak kendimi bırakmışken, devam eden sesle irkildim.

.....Maite?, dedi yeniden ve bir an durdu. İsmimi söylemesi, diğer herkesten çok farklı bir etki bırakıyordu havada.

Kahvaltını ihmal etme.

Gülümsedim. Gözlerime küçük yaşlar doldu. Yatakta doğrulup yüzümü ellerim arasına aldım, başparmaklarım gözlerimin kenarındaki ıslaklıktan hafifçe bir pay aldılar. Başımı çevirip pencerenin diğer tarafındaki gökyüzünü seyretmeye başladım ama bir an sonra alarm yeniden başladı.

Günaydın Maite. Evet, artık uyanma zamanı. Muhtemelen derin uykunun içinde bu kısmı hiç duymayacaksın bile ama bu kısımları da doldurmak gerekiyor değil mi?

Bu kez mutlulukla güldüm. Kendimi ışıltılı bir elmas gibi hissediyordum.

Arka plândan bir gülüşme sesi geldi ve Bryant devam etti;

....Neyse, şimdi sen uyanana kadar sana sesleneceğim, görüşmek üzere ve yeniden günaydın....

O bana seslenmeye başlayınca ellerimi başımın arkasında birleştirip başımı yastığa yeniden bıraktım. Saçlarımın yastığa dağılması bile bana mutluluk veriyordu.

'Bir daha seslenir misin?', dedim serbestçe ve o yine 'Maite?' diyince dopdolu bir sevinçle güldüm. Kendime ilk defa bu kadar yaklaşmış gibi hissediyordum. O kontrolsüz Maite içimden ilk defa bu kadar belirgin sesleniyordu.

Sabahın bu tatlı havası, yastığımın yumuşaklığı ve Bryant'ın sesi.

Her sabaha böyle başlamalıydım.

Kahvaltını ihmal etme.

Gözlerimi kapatıp bundan sonrasını kendim canlandırdım. Bryant telefonumu bana geri uzattı ve;

"Seni uyandıracak bir ses istersen, bu kaydı kullan", dedi. Yüzünde tüm o güzel gülümseme kaplıydı. O an, şimdiden ne kadar farklıydı. Henüz hiçbir şey olmamıştı. Şimdi anlıyordum, Bryant'ın bakışları bana bir şeyler hissettiğini söylediği zamanki gibiydi yine. O anda, beni seviyordu...

Vücuduma yayılmış uyuşukluk ve yüzüme yerleşen aptalca gülümseme, onların farkına varmamla kayboldular. Hiç sevmediğim şeyler... Ne yapıyorum ben böyle diye söylenerek yataktan çıktım ve kurduğum alarmın asıl işlevini gerçekleştirmek; uyanmak ve zamanında işte olmak için hazırlanmaya başladım.

Elveda coşkulu Maite, aylar sonra yine uğrarsın...

Saçlarımı toplamadım ama bileğime saç lâstiklerimden birini geçirdim. Gardrobumu açtığımda, elim hep canlı renkteki giysilere gitmeye başladı. Bir ara tropik turuncu renk kolsuz bir gömleği bile elime alıp üstüme tuttum. 'Plaja gitmek için uygun bir renk, evet' diyordum yerine bırakırken.

KUM *[Tamamlandı]Where stories live. Discover now