34* Onu Sevmek Nasıl Bir His?

10.2K 541 24
                                    

Bir kez daha; yumuşak yastıklar, girip çıkan hemşireler, refakatçi koltuğu, ziyaretçiler, yoğun antiseptik kokusu...

Ama bu kez daha farklıydı, önceki hastane deneyimlerime göre bu çok hafif kalıyordu; büyük ağrıları, endişeli yüzleri, gelip giden çiçekleri, damağımdaki morfin tadını, pansuman yapılırken sonu gelmeyen kanlı sargıları hatırlayınca şimdi bunlardan çok daha iyi bir durumda olduğumun farkındaydım ve bunun için şükrediyordum.

Ayrıca farklı olarak, iki çift ciddi ve eleştirici göz bana bakıyordu. Ellerimi çarşafın üstünde birleştirip, destekleyici sargıyla sarılmış ayağımı çarşafın altından oynatmaya çalıştım. Hemen ardından doktorun yüzü geldi gözümün önüne,

'Ayağınızı hareket ettirmek yok küçük hanım'

Ve durdum, sargıdan sonra acısı ciddi oranda azalmıştı ama hastaneye geldiğimizde bileğim dışa doğru fena hâlde şişmiş durumdaydı ve uzun zamandır bu kadar ağrı çekmemiştim.

Steve kolundaki ceketini başucumda duran koltuğun tepesine koydu.

"Cidden mi Maite?" dedi. "Büroda oynarken ayağını incittin, bu ne kadar mantıklı geliyor? Bunca koşuşturmadan hasarsız kurtulup, durduğun yerde ayağını incitmek sana göre değil. İşimizin ciddiyetini hepimiz biliyoruz değil mi?"

Durup Andrew'a döndü,

"Bu tip oyunların ne size ne büroya zarar vermemesi gerekir."

"Biliyorum Steve, utanç içindeyim" dedim. Andrew rahatça araya girdi,

"Bir şey yok Steve, Kath sağolsun işi halletti ve Maite'in de iyileşme hızını biliyoruz"

Bana yâni iyileşme hızıma çok güvendiğini gösterir gibi gülerek omzuma vurdu.

Bizim gelişimizden bir saati geçen bir süre sonra Steve Kath'le birlikte gelmişti ve onun büroda yarım bıraktığı azarlama işini devralmıştı. Ve gerçekten haklıydı.

Steve ağır ağır başını salladı,

"Ayağın nasıl? Ağrın var mı?"

"Hayır iyiyim, doktor biraz istirahatten sonra çıkabileceğimi söyledi ve ben de..."

Yatakta kollarımı kullanarak doğruldum.

"...yeterince istirahat ettim. Andrew, yardım eder misin?"

"Dur biraz Maite, doktora haber vereyim"

Andrew kalktı ve çok az bir zaman sonra doktorla geri döndü.

"Bu kadar çabuk mu?" diyen sesini duyduğumda; az önce benimle ilgilenen, saçı ve sakalı bembeyaz olmuş doktora baktım. Hayatımda gördüğüm en sevimli adamdı.

"Biraz istirahatten kastım bir saat değildi genç bayan" dedi, gülerek gözlüğünün üstünden bana baktı.

"Bir süre daha kalmanız gerekiyor, zaten ayağınızın üstüne basamazsınız."

"Buna dayanabilirim, lütfen. Burada yatmak istemiyorum"

Sabit bir ifadeyle yüzüme baktı ve yatağın ucuna gelip çarşafı kaldırdı.

"Bunun için üzgünüm Bayan Poésy" dedikten sonra sargılı ayağımı sabit tutup topuğunu yavaşça kaldırdı.

Birden isteğim dışında acı bir ses çıktı ağzımdan ve ellerimi yatağa bastırdım. Olamaz, bu kadar acıyacağını düşünmemiştim.

"Bileğinizi fena burkmuşsunuz" dedi doğrulurken. "Yere bastığınızda böyle bir acı duyacaksınız üstelik her hareketinizde kötüleşecek"

KUM *[Tamamlandı]Where stories live. Discover now