20* Ağaçtaki Adam

13K 660 12
                                    


Merdivenlerden esneyerek çıkarken kimse ortalıkta görünmüyordu, saate baktım. Sadece birkaç dakika erken gelmiştim.

İlk işim lavaboya gidip yüzümü yıkamak oldu, bugün uykumu sular dağıtamıyordu.

Herkes ard arda geldi, saat tam olunca. Yalnızca Emily ve Andrew, hâlâ hastanedelerdi.

Ve tam oğlu Bryant'ın ardından Steve girdi içeri, 60 küsür yaşında olmasına rağmen hâlâ gür ve sağlıklı olan saçlarını sağdan ayırmıştı.

"Ah çocuklar" dedi girer girmez. Böyle sitem etmesine alışkın olmadığımız için hepimiz dikkatimizi ona vermiştik.

"Söyleyin bakalım, ne işle meşgulsünüz bu aralar?"

"Bildiğiniz gibi Bay Huntsman." dedi Richard şaşırarak, söylemek istediğini açmasını bekliyordu. Derken araya canlı bir ses girdi, Bryant babasına bakarak konuştu;

"Neden böyle unutkan oldunuz Bay Huntsman? Oğlunuz size iyi bakmıyor mu? Hâlbuki iyi çocuktur."

Steve buna gülerken Bryant babasına yaklaştı.

"Ben elbette biliyorum ancak yeni öğrenen biri pek memnun kalmadı" dedi Steve.

"Alfred, Hudson olaylarını tamamen Antonio'ya bağlayıp, muhtemel başka bir katili kaçırabileceğinizi düşünüyor. Tam olarak ikna olmamış yani, Antonio dışı her ihtimali her açıdan değerlendirmeniz gerektiğini söylüyor."

"Biz hâlâ inceliyoruz patron, yalnızca Bryant tamamen bırakıp Antonio'ya odaklandı." Kath bunları söylerken yapmakta olduğu şeye devam etti. Bense onun bu şikayet niteliğindeki şeyi söylemesine bir anlam bulabilmek için ona bakakalmıştım.

"Evet ben Antonio olduğundan eminim." , Bryant'ın net tonuyla verdiği cevap bu oldu. Bu sefer Steve yumuşak bir tonda sordu ona;

"Ya haksız çıkarsan?"

"Olabilir ama sanmıyorum, bu konuyu şirkete gidip araştırdım. Bulduklarımı sayın Alfred Brook'un  beğeneceğini umuyorum Bay Huntsman." Bryant gülerek devam etmişti sözlerine. Onun Alfred'den pek hoşlanmadığını az çok anlıyordum ve bunun seneler önce olan bir şeyden ileri geldiğini tahmin ediyordum.

Steve onun uzattığı dosyayı alırken gülüyordu.

"Eminim çok sevecek" dedi göz atarken. Sonra başını kaldırıp devam etti.

"Neyse, Richard ve Kathleen siz de kurbanların aileleri ve yakınlarıyla görüşmeye devam edin, sorulmamış soruları sorun. Bakalım neler çıkacak?"

O bunu der demez Kath ayağa fırlayınca ne kadar sıkılmış olduğunu anlamak zor olmadı.

"Tabi Steve" dedi Richard'la çıkarken. Steve de çıkmak üzereyken aklına gelen bir şeyden ötürü geri döndü.

"Bu arada Andrew nasıl oldu Maite, ne zaman taburcu olup aramıza katılıyor?"

Andrew iyiydi. Neşesi ve yatmaktan duyduğu sıkıntı ona çabucak kendini toparlatmıştı ve bir haftaya kalmadan çıkacağını umuyorduk hepimiz. Steve cevabımı duyunca kahkaha attı,

"Onu daha bir hafta orada tutabilecek bir doktor var mı ki?"

"Doktor değil ama..."  Bryant birden kendini frenleyip sustu ki ne söyleyeceğini anladığımda susmasının ne kadar doğru bir tercih olduğunu da anladım ama  gülümsememi bastıramadım. Steve devam etmesi için ona, ardından bana bakınca Bryant geç kalmış ama iyi bir toparlamayla devam etti.

KUM *[Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin