60* Bir Uzun Gece

6.2K 460 100
                                    

 Merhaba herkese, bölümü multimedyada bulunan İntikam dizisinin jenerik müziği ile okuyabilirsiniz, yazarken iyi gitti :) Bölüm GizemPnarcolu'ne ithaf edilmiştir, teşekkür ederim :) İyi okumalar...

*

-BRYANT

Telefonu kulağıma götürürken gülümsüyordum, sesini duymayı bekledim. Yorgun olabilirdi, genellikle yuvadan çıktığında sesi gerilim dolu ve hissedilir bir sinir içerir olurdu. Ona nasıl takılacağım bile aklımda belirmişti fakat bir sürü çalma sesinin hepsi yanıtsız kalarak telefon kapandı.

Yeniden saate baktım, normalde şimdiye kadar çıkmış olur ve beni arardı ama bugünlerde Antonio'nun işi sıkı tuttuğunu biliyordum. Soyguna bir şey kalmamıştı, herhâlde son hazırlıkları için büyük ihtimam gösteriyordu.

Makul bir zaman geçince yeniden aradım.

Bir sinyal, iki sinyal, üç sinyal derken iki arama, üç arama, dört arama... Sırayla hepsi yanıtsız kalıyordu. İçim huzursuz olmuştu. Yeniden aradım, ve yeniden... Cevaplayamıyor olması gayet anlaşılırdı ama ne kapatıyor ne de mesajla geri dönüyordu. Tam anlamıyla susmuştu, sanki kontrol elinde değil veya telefonu yanında bile değil gibi.

Hızla aklıma yerleşen kuşkular çok geçmeden vücudumu da ele geçirdi, sıkıntıyla bacağımı titretiyor, durmadan onu aramama engel olamıyordum.

"Açmıyor... Açmıyor!"

Felâket bir huzursuzlukla yerimden fırladığım gibi ceketimi aldım, üzerime geçirdim.

"Sakin ol, daha yuvadaysa açamaz ki"

"Çoktan aramış olmalıydı, Richard. Bir saattir aramalarıma geri dönmüyor."

"Eh, bir işi çıkmıştır. Ne bileyim yorgundur direkt eve dönmüştür?"

Telefonumu elimde kesin bir hareketle salladım,

"Telefonunu açardı."

Beklemeden kapıya yöneldim. Yerimde duramıyordum, aklımdan ne korkunç şeyler geçiyordu!

"Yuvaya gidip bakacağım"

"Seninle geleyim" dedi Richard ardımdan ve ikna olmamış görünse de beni takip etti.

Arabayı hızla yuvaya sürerken ayağımın gazda ilerlemesini engelleyemiyordum, şu anda orada olmamı dayatan dürtüye karşı koymamın imkânı yoktu ve şu anda orada olamadıkça bu dürtü, kontrolümle çarpışıyor ve onu etkisiz bırakıyordu.

Bir ara Richard'ın koluma dokunmasıyla ürperip ona döndüm, azarlar bir tonda konuştu;

"Bryant kendinde misin? Arada bir gözlerini kırpman iyi olurdu"

Başımı sallayarak onayladım onu, birinin ne dediğini tam olarak anlamadığımda bu hareket her türlü manaya gelip işe yarıyordu.

Yola kilitlediğim gözlerimi ancak arabayı durdurunca inmek için ayırdım oradan fakat yuvayı gördüğümde, hazır beklemekte olan bir bıçak hiç durmadan gelip kalbime saplandı. Güneş ortalığı aydınlatmayı çoktan bırakmış olmasına rağmen yuvada onun yerine geçecek hiçbir ışık kaynağı yanmıyordu.

Hemen koştum, pencereye dikkatlice başımı uzatıp içeriyi görmeye çalıştım. Herhangi bir kıpırtı görünmüyordu.

Kapının yan tarafındaki duvara yaslanıp silahımı çıkardım, Richard'a baktım. Koşarak yanıma gelmişti, fısıldadı;

"Bunu yapmak için bildirip izin almalıyız Bryant"

Telefonunu çıkardı,

"Acele et o zaman!" dedim, sabırsızlık bu kez beni tepeden tırnağa sarmıştı ve mutlaka yerine gelmesi gereken sadece zaman kaybı prosedürlere deli oluyordum. Şimdi her zamankinden daha fazla.

KUM *[Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin